• Genel

Polis Akademisinin Kovid-19 raporunda 'bütüncül güvenlik' vurgusu

Polis Akademisi Başkanlığınca 'Kovid-19 Salgını ve Sonrası Uluslararası Siyasette Süreklilik ve Değişimler' başlıklı rapor hazırlandı.
Polis Akademisinin Kovid-19 raporunda 'bütüncül güvenlik' vurgusu
ANKARA/AA - Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan raporda, salgın sürecinde yaşananların güvenlik konusunda sektörel yaklaşımların yeterli olmadığını gösterdiği belirtilerek, bu alanda bütüncül bir güvenlik anlayışının gerekli olduğu bildirildi.

"Kovid-19 Salgını ve Sonrası Uluslararası Siyasette Süreklilik ve Değişimler" başlıklı raporda, salgının uluslararası düzeydeki muhtemel sosyoekonomik ve siyasal etkilerinin ele alındığı belirtildi.

Uluslararası sistemin salgından ne ölçüde ve hangi kapsamda etkileneceğinin, salgının süresine, ölçeğine ve yayılım alanına bağlı olduğu ifade edilen raporda, bir yandan kriz süreci yönetilirken diğer yandan salgın sonrasının inşasına odaklanılması gerektiği bildirildi.

"Sağlık meseleleri, devletlerin ve sınırların ötesine taşındı"
Sağlık meselelerinin genel güvenlik tehdidi olarak kabul edilmesinin, Soğuk Savaş sonrası dönemde mümkün olabildiği anımsatılan raporda, hızla gelişen teknoloji, iletişim ve ulaşım imkanlarının, salgın gibi sağlık meselelerini devletlerin ve sınırların ötesine taşıdığı kaydedildi.

Kovid-19'un, güvenlik anlayışı ve uygulamalarının, çok seviyeli, taraflı ve boyutlu nitelik kazanması yolunda pekiştirici bir rol oynayabileceğine ilişkin değerlendirmenin bulunduğu raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Salgın neticesinde yaşananlar ve alınan tedbirler göstermiştir ki güvenliğe yönelik sektörel yaklaşımlar yeterli olmayıp bütüncül bir bakış gereklidir. Sağlık alanında başlayan güvenlik tehdidi algısı kısa zamanda ekonomi, sosyal, siyasal, siber, gıda vb. alanlarda da ilave tedbirleri gerekli kılmıştır. Güvenlik konusundaki tehditlerin, riskler kadar fırsatları da getirdiği genel kanaatinin, salgın sürecinde bir kez daha teyit edildiği söylenebilir."

Salgın sonrasının nasıl bir uluslararası sistem teşekkül edeceğine ilişkin tartışmalarda iki görüşün belirgin olduğunun belirtildiği raporda, şunlar kaydedildi:
"Birincisi, mücadele sürecinde yaşanan sorunların yeni bir uluslaşma çağının kapısını aralayıp korumacılığın ve içe kapanmanın devlet davranışlarında ağırlıklı eğilim haline gelebilir. İkincisi, niteliği itibarıyla küresel bir sorun olan salgının küresel dayanışma ve iş birliğinin önemini hatırlatıp söz konusu süreçleri ve kurumları pekiştirebilir. Salgın, ülkelerin herhangi bir somut veya algısal tehdit durumunda, sınırlarını ne kadar hızlı kapatabildiğini ve kendi kaynaklarına ne kadar çabuk dönebildiğini açıkça göstermiştir."

"Ulus-devletlerin daha aktif olacağına yönelik güçlü savlar mevcut"
Bazı devletlerin nakliyesi yapılan bazı ürünlere el koymasının, liberal iktisadın ulus-devletlere biçtiği sınırlı rolün çok da sağlam bir zeminde olmadığı kanaatini uyandırdığına işaret edilen raporda, "Salgının sebep olacağı iktisadi krizler de göz önünde bulundurularak ilerleyen dönemde etkin işleyen bir sosyal devlet modeliyle ulus-devletlerin daha aktif oyuncular olarak uluslararası sistemde etkili olacakları yönünde güçlü savlar öne sürülmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Raporda, küresel salgının çözümü için ortak mücadelenin her aşamada zaruri olduğu belirtilerek, krizin kısa vadeli hasarları atlatıldığında, küresel araç ve kurumların gerekliliğine olan inancın artabileceği ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu.

Uluslararası sistemle ilgili değişiklik tartışmalarının en son 11 Eylül terör saldırılarıyla gündeme geldiği hatırlatılan raporda, salgının da benzer tartışmaları tetiklediği aktarıldı.

Raporda, "Kovid-19 sürecinde güç merkezlerinde yaşanacak kökten kaymalar yerine uluslararası güç dengelerinde sarsılmalar, prestij hiyerarşisinde farklılaşmalar, sistem içindeki aktörler arası ilişkileri tanzim eden kural ve normlarda değişimler yaşanması daha yakın ihtimal olarak mütalaa edilmektedir." değerlendirmesi yer aldı.

"Küreselleşme, virüsün hızlı yayılmasının nedenlerinden biriyse ..."
Küreselleşmenin, sıkı entegrasyondan üretim ve tedarik zincirlerini kendi içinde kurmuş bölgesel ayrışmaların ortaya çıktığı yeni bir yapıya doğru evrileceği iddiasına yer verilen raporda, "Küreselleşme, virüsün bu kadar hızlı yayılmasının nedenlerinden biriyse onunla mücadele kapasitemizi artıracak araç ve bilgi paylaşımının da aynı hızla gerçekleşebilmesi yine küreselleşmenin sağladığı bir kazanım olarak görülmeli." ifadesi kullanıldı.

Salgının, uluslararası etkilerine değinilen raporda, ABD başta olmak üzere uluslararası sistemde liderlik iddiasında olan süper güçlerin, salgın sürecinde uluslararası kurumları, süreçleri ve girişimleri harekete geçirme konusunda etkisiz kalmalarının sistemik kriz tartışmalarına yol açtığına dikkat çekildi.
Yorum Yazın