AA -
Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası'nda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan üniversite rektörü Prof. Dr. Erol Özvar, üniversite adına bu etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı şeref ve gurur duyduğunu ifade etti.
Osmanlı iktisat tarihi üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınan tarihçi Mehmet Genç de Güngör'le çok yakın arkadaş olduklarından bahsederek, "Son derece sabırlı, mütevazı ve şefkatli bir insandı. Fakat bu özelliklerini saklıyordu, göstermiyordu." dedi.
Genç, usta yazarın az konuştuğunu, fakat çok fazla meseleler üzerine düşündüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Erol, çok esprili bir adamdı. Ulaşılmaz ama ulaştığınız zaman her şeyini size feda edecek bir yapısı vardı. Çok zekiydi, çok çabuk anlıyordu, hızlı öğreniyordu ve çok da yazıyordu ama konuşması azdı. Sürekli sahaflara giderdi. Entelektüel olarak sonsuz bir merakı vardı. Her şeyi merak ederdi ama alanı sosyal ilimler idi."
Erol Güngör'ü bazı yönlerden Karl Marx'a benzeten Genç, "Bizim zamanımızda bir literatür, kütüphane yoktu. İstediğimiz kitaplara o zaman internetten de ulaşamadığımız için, sahaflarda ne bulursak onları okuyarak yetiştik. Literatürü bir şekilden bulduktan sonra okuyacak vakit de olmadığı için bir kısım kitapları o, bir kısım kitapları ben okuyordum. Sonra birbirimize anlatıyorduk." diye konuştu.
"Onunla bir aradayken kendimi orta okul öğrencisi gibi hissediyordum"
Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu da Güngör'le birlikte üniversite yıllarında 4 yıl boyunca aynı odayı paylaştıklarını aktararak, "Çok konuşmayan bir tipti ama hissediyordum ki derya gibi birisi. Onunla bir aradayken kendimi orta okul öğrencisi olarak bir muallimle berabermiş gibi hissetmiştim." ifadelerini kullandı.
Güngör'ün toplumsal değer ve kültür konusunda müthiş bir tarihi bilgiye sahip olduğuna dikkati çeken Cüceloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hiçbir zaman bana bilmişlik taslamazdı. Sadece ısrar eder, sorarsam birkaç cümle söylerdi. Onun çok önemli bir kaynak olduğuna inanıyorum ve yazdığı eserlerden dolayı ona çok müteşekkirim. Çünkü tarihine, toplumuna, kültürüne, dinamiklerine, insanına, bir bilim insanının kafasıyla bakabilmek önemli. Buna çok ihtiyacımız vardı ve hala da var. Bundan dolayı kitaplarının yeniden basılmasına ön ayak olmak çok önemli."
Cüceloğlu, Erol Güngör'ün yetişmesinde dedesinin büyük bir rol oynadığını da belirterek, "Rahmetli dedesi İmam Hafız Osman Efendi, çok küçükken Güngör'ün yeteneğinin farkına varıp, mayalamaya başlamış, öyle görüyorum ben. Bu nedenle dedesi ile beraber yaptığı yolculuk, orta okul zamanında sohbetlere katılması ve Arapça'yı öğrenerek, Osmanlıca'ya hakim bir şekilde, literatüre girmesi gibi... Ben Erol'la konuşmaya başladığım zaman unuturdum bir insanla konuştuğumu, sanki bir kütüphaneye girmişim de kütüphane konuşuyor gibi gelirdi bana." değerlendirmesinde bulundu.
Erol Güngör'ün eşi Şeyma Güngör ise programda slayt eşliğinde yaptığı konuşmasında, usta yazarın kaleme aldığı ve bu ay yeniden basılan eserlerin sunumunu yaptı.
Şeyma Güngör, bu ay Yer-Su yayınları tarafından, eşinin bir araya getirdikleri "Doktora-Doçentlik-Profesörlük Tezleri" ile "İslam Tasavvufunun Meseleleri" adlı kitapları okuyucuyla buluşturduklarını aktardı.
Yer-Su yayınlarının yeni kurulduğunu belirten Şeyma Güngör, "Başka bir yayınevi ile bir bağlantısı yoktur. Yayınevinin kurucusu ve sahibi Erol Güngör'ün tek varisi olan oğlu Turhan Göngör'dür." dedi.
Altınordu yayınlarından da bu ay Erol Güngör'ün 2 eserinin okuyucuyla buluştuğunu anlatan Şeyma Güngör, eşinin tercüme ve telif eserlerinin kısa aralıklarla yayınlanmaya devam edeceğini, ayrıca eşi hakkında hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezlerinin bir kısmının da kitap olarak yayınlanması üzerine çalıştıklarını söyledi.
Etkinliğe AK Parti Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un yanı sıra, Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Prof. Dr. Ramazan Şeşen ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay ile kültür, sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı.
