TİC Holding Header
  • USD 32.543
  • EUR 35.013
  • Altın 2438.555
  • BIST 100 9754.6
  • Genel

STRASAM, Türk vatandaşlarının güven algısını değerlendirdi

Araştırma ve Analizler yapan düşünce duruluşu Stratejik Araştırmalar ve Analiz Merkezi (STRASAM) Türk vatandaşlarının güven ile ilgili algısını araştırarak bir basın bildirisi yayınladı.
STRASAM, Türk vatandaşlarının güven algısını değerlendirdi
"Strateji, siyaset, savunma, ekonomi, tarih, hukuk, uluslararası ilişkiler vb. alanlarda yazılar, araştırma ve analizler yayımlayan, tarafsız ve bağımsız bir düşünce kuruluşu" olarak tanımlanan Stratejik Araştırmalar ve Analiz Merkezi (STRASAM), yaptığı araştırmalar neticesinde tam güvenliğin ancak daha özgür vatandaşlar ile sağlanabileceğini değerlendirdi.

Stratejik Araştırmalar ve Analiz Merkezi'nin (STRASAM) yayınladığı basın bülteni:
"


Stratejik Araştırmalar ve Analiz Merkezi (STRASAM) olarak strateji, siyaset, savunma, ekonomi, tarih, hukuk, uluslararası ilişkiler vb. alanlarda yazılar, araştırma ve analizler yayımlıyoruz. Tarafsız ve bağımsız bir düşünce kuruluşuyuz. Öncelikli amacımız Türk kamuoyunu aydınlatmak, geleceğe yönelik projeksiyonlar üretmek, alan bazlı çözüm önerileri geliştirmektir.

ÜLKEMİZDE TAM GÜVENLİĞİN ANCAK DAHA ÖZGÜR VATANDAŞLARIMIZLA SAĞLANABİLECEĞİNİ DEĞERLENDİRİYORUZ

Yapılan araştırmalara (1) göre Türk vatandaşı kendini güvende ve özgür hissetmiyor.

Ekonomik refah seviyesinin iyi olması ve yüksek özgürlük hissi Türk insanı için kendini güvende hissetmenin en büyük bileşenleridir.

Türk halkının çoğu hem ekonomik ve hem de özgürlük açısından kendini rahat ve huzurlu hissetmiyor. Öyle ki, en basit özgürlük olan ifade hürriyetini kullanmaktan çekiniyor, kendini güvende hissetmiyor.

Her 20 kişiden 17’si kendini özel alanda (evinde) güvende hissederken, kamusal alan dediğimiz devlet dairelerinde bu oran binde yedilere düşüyor. Dahası kamu kurumlarında kendisini güvende hissetmeyenler, hissedenlerin tam 16 katına ulaşıyor. Bu da gösteriyor ki, vatandaşla kamu gücü arasında ciddi bir güven eksikliği bulunuyor.

Türkiye’de, son yıllarda “artan” güvenlik tedbirleri sokaktaki vatandaşı tedirgin ediyor.

Gereğinden fazla güvenlik tedbiri güvensizlik doğuruyor.

Bir ülkede güvenliği ve asayişi ancak devlet sağlayabilir. Ulusa ait bu yetkiyi, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre ve anayasal düzen içinde, devlet mekanizması; yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Devlet bu yetkiyi kullanırken vatandaşların yasal özgürlük alanlarını kısıtlamamaya özen göstermelidir.

Devletin güvenlik araçları ile ilgili “dikenli teller, asık suratlar, zırhlı araçlar, dolu namlular ve beton korkuluklar” dış savunma için bir anlam ifade etse de içerde vatandaşlar için güven ortamı sağlamaktan ziyade endişe kaynağı oluyor.

Bu tür tedbirleri en görünür biçimde uygulayan Afganistan’daki asayiş ve güven ortamı, kolluk kuvveti mensuplarının silah bile taşımadığı İngiltere’den oldukça kötü olduğu açıklama gerektirmeyecek kadar nettir. İngiliz devletinin kendi vatandaşına hissettirdiği ve sağladığı güvenliğin yüzde birini dahi Afgan devleti kendi vatandaşına sağlayamıyor.

Türk halkının her yerde gözüne sokarcasına uygulanmakta olan mevcut güvenlik tedbirleri, sıradan vatandaşlarda kaygıya neden oluyor. Güvenlik tedbirlerinin, vatandaşımızda rahatsızlık oluşturmaması gerektiğini değerlendiriyoruz. Dengeli bir güvenlik uygulamasının teknolojik ve görünmez tedbirlerle sağlanabileceğine inanıyoruz.

Şeffaf ve hesap verebilir toplumlarda güven ve güvenlik daha fazladır.

Şeffaf yönetimi ve hesap verme sorumluluğunu benimseyen devletler, kamu gücünü ve kaynaklarını kullanan kamu görevlilerinin olası yanlışlarına karşı vatandaşını korur. Bu anlayışa sahip devletlerde, kamu yönetimini daha güvenilir gören vatandaşlar da kendilerini daha güvende hissediyor.

Güvenilir kamu yönetimi o ülkenin vatandaşlarının güvenliğini ve yaşam kalitesini artırıyor. Bu nedenle şeffaf ve hesap verilebilir bir Türk toplumu için devletin güven ortamını artırması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da ancak iyi işleyen bir hukuk sistemi ile garanti edebileceğimize inanıyoruz.

Hukuk devleti ve hukukun yönetimi özgürlüklerin ve güvenliğin garantörüdür.

Görülen o ki, Türk vatandaşı Türk adaletine tam güvenemiyor. Bu güvensizliğin nedeni yargı sistemimizin aldığı isabetsiz kararlar ve uzun süren yargılamalar olduğunu değerlendiriyoruz. OECD’nin 2021 Raporuna göre, son on yılda 36 devlet içinde Türkiye, adalete, yani devlete güven endeksinin en hızlı düştüğü ülke olmuştur.

Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukukun yönetimi, muasır medeniyetler seviyesine çıkmanın yegâne yoludur. Yürütme (Hükümet) ve Yasama (Meclis) organları, Yargı’ya müdahil olamaz ve olmamalıdır.

Hâkim teminatı ile güçlendirilmiş tarafsız ve bağımsız yargı, kararlarını vicdanları ve cüzdanları arasına sıkışmış olarak vermemelidir. Mahkemeler, kararlarını sadece hukuka göre verdiğini göstermeli, kişi ve devletin tarafı durumuna düşmemelidirler. Kararlarda, anayasa ve vicdan tartısı dışına çıkılmamalıdır. Yargı sistemimiz, vatandaşlarımızın kendilerini özgür ve güvende hissedebilmeleri sağlamalı, aksi ispat edilinceye kadar herkesi masum gören hukuk anlayışını geçerli kılmalıdır.

Gelişmiş ekonomi, geçinmeyi kolaylaştırır, özgürlükleri ve güvenliği artırır.

Türk halkının kişi başına düşen milli gelir seviyesi son dokuz yıldır sürekli azalmıştır. Biliyoruz ki, ekonomisi bozulan bir ülkede hiçbir vatandaş geleceğinden emin olamaz, kendini güvende hissedemez ve gerçek manada özgür bir yaşam süremez.

Özellikle genç nüfusun çoğunluğunun iş bulma, bulsa bile düşük maaşla uzun vadede bile kendine bir ev alamadığından, insanca yaşamanın yerini umut kırıklığı alıyor. Bu durum ekonomide çalışan verimini düşürüyor, ülke geleceğini tehlikeye atıyor.

Kamu kurumlarının sahibi ve güvenliğin garantörü Devletimizdir. Mevcut Kamu güvenlik uygulamalarımız, insanımıza kendini güvensiz hissettiriyor.

Devletimizin özgürlük ve güvenliği sağlaması, halkın refah seviyesini yükseltmesi, adaleti tesis etmesi için vatandaştaki güven, kamudaki performans ve devlet hizmetlerindeki kalite açıklarını kapatacak reformlar yapması gerektiğini değerlendiriyoruz.

Kim geçici güvenlik kaygısıyla özgürlükten vaz geçerse ne güvenliği ne de özgürlüğü hak eder düşüncesinin doğruluğuna inanıyoruz. Çünkü güvenlik ancak özgür ve refah seviyesi yüksek vatandaşlarla sağlanabiliyor.

STRASAM Yönetim Kurulu

(1) Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi (2021). “Kendini Güvende Hissetme ve Güvenlik Algısına Dönük Saha Araştırma Raporu”, Temmuz, 2021.
"


* Yayınlanan basın bildirisinde OGÜNhaber editörlerinin bir müdahalesi bulunmamaktadır.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri