• Genel

Stratejik sular üniversitelilere emanet

Türkiye’de ilk kez deniz haydutluğuna ve korsanlığına karşı verilen mücadele bir üniversite müfredatına dahil edildi. Ana hatları uzman polisler ve akademik personel tarafından belirlenen derslerde öğrenciler hem stratejik sularda güvenli deniz taşımacılığını öğreniyor hem de riskli bölgelerdeki mülteci facialarına karşı alınacak tedbirler konusunda bilgilendiriliyor.
Stratejik sular üniversitelilere emanet
İHA - Türkiye’de ilk kez bir vakıf üniversitesi gelişen ve değişen dünya teknolojisinde güvenlik unsurunu ‘diplomalı üniversiteliler’ ile çerçeve altına aldı. Yaklaşık 7 milyar dolarlık pazar payı olan güvenlik sektöründe sınır tanımadıklarını belirten Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Bölüm Başkanı Osman Öztürk devasa şekilde büyüyen sektöre nitelikli eleman yetiştirmenin öncelikli amaçları arasında bulunduğunu belirtti.

Türkiye’nin denizcilik sektöründe riskli bölgeler arasında yer aldığını açıklayan Öztürk, “Deniz haydutluğu konusunda geleceğe yönelik bazı projeksiyonlarımız da var. Deniz hukuku, deniz liman ve marina güvenliği şu anda ülkemizin de gelişen denizcilik sektöründe önemli bir güvenlik olgusu olarak risk de oluşturması yönüyle açısından bu alanda güvenlik açığını kapatmak istiyoruz. Bu anlamda üniversite olarak bu yıl içerisinde uluslararası deniz liman ve marina güvenliği konulu bir konferans yapacağım. Ülkemizin üç tarafı da denizlerle çevrili. Deniz alanlarında terör risklerinin deniz soygunlarının hırsızlıklarının artması, denizlerde yaşanan özellikle Kuzey Afrika’da özellikle Kızıldeniz ve devamında Güney Afrika’da yaşanan bazı deniz güvenliğini risk altına alan olaylar ülkemizin de çevresinde bir gün bu tür yaşanabileceği riskini ortaya koymaktadır. Kişilerin, seyahat edenlerin ve marina, malların. Bu anlamda öne çıkan ülkeler var. Bu özel güvenlik açısından Türkiye maalesef üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen yeteri kadar deniz güvenliğine önem vermiyor. Toplumda bir bilinç yaratılması kamu otoritelerin de aracı olması gerektiğine dikkat çekiyor. Üniversitelerde devlet kamu güvenliği için ortak akıl çerçevesinde bir araya gelerek çalışılırsa bu sorunlarla boğuşmamamıza neden olmayabilir. Uygulamadan gelen kişiler olarak aslında ülkemizin eğitim alanında güvenlik açısından boşlukları görebiliyoruz. Bu alan farkındalık yaratmak ve nitelikli eleman yetiştirmek için şu anda özel ve kamu sektördeki açığı gidermeyi hedefliyoruz” dedi.

“İHTİYAÇLAR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDU”
Öztürk ayrıca müfredatta yer alan dersleri belirleme konusunda izlenen yol haritasını da şu sözler ile açıkladı: “ Dersler belirlenirken risk değerlendirmeler ve analizleri yapıldı, ileride karşılaşılması muhtemel ihtiyaçlar göz önünde bulunduruldu. Örneğin gelecek yıllarda siber güvenliği ve enerji açığı. Bunlar hiçbir müfredatta yer almıyor. Güvenlik sektöründe ve kamudan gelen kişileriz. Genelde polislerimiz deneyimli uzman kadrolardan oluşuyoruz.”

YILDA 150 BİN KİŞİ EĞİTİM ALIYOR
Türkiye’nin özel güvenlik sektörü sıralamasında Almanya ve İngiltere’den sonra yer aldığını aktaran Öztürk, rakamlara ilişkin de şu bilgileri verdi: “Türkiye’de yılda 150 bin kişi özel güvenlik sektöründe eğitim alıyor, 263 bini hala sektörde özel güvenlik olarak görev yapıyor ve 760 bin kişinin de özel güvenlik belgesini aldığı bir eğitim kurumu haline gelmiştir.”

DERSİMİZ: TOPLUMSAL SORUNLAR
Toplumsal sorunlarda güvenlik unsuru gerektiren alanlarda öğrenciler ayrıca, Patlayıcı Madde ve Önlemleri, Deniz, Hava ve Demiryolu Güvenliği, Bina ve Tesis Güvenliği, Biyolojik Savaş Unsurları ve Koruma, Uyuşturucu Maddeler ve Kaçakçılıkla Mücadele, Kriminoloji, Terör ve Terörizm, Erken Uyarı Sistemleri ve Siber Güvenlik, Toplum Psikolojisi, Okul ve Öğrenci Güvenliği’ni ilgilendiren durumlarda eğitim alıyor.
Yorum Yazın