TİC Holding Header
  • USD 32.33
  • EUR 35.129
  • Altın 2306.832
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Suikast girişimi davası sanığının söylemleriyle eylemleri çelişti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından Yiğit'in mahkemede sarf ettiği söylemlerin iddianamede yer alan eylemleriyle çeliştiği dikkati çekti.
Suikast girişimi davası sanığının söylemleriyle eylemleri çelişti
AA -

ANTALYA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından İsmail Yiğit'in mahkemede sarf ettiği "Bizden önce birileri Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunmuş ve kendileri bu saldırıdan kıl payı kurtulmuş olabilir" yönündeki söylemlerinin iddianamede yer alan eylemleriyle çeliştiği dikkati çekti.

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen duruşmada savunmasını yapan eski Özel Kuvvetler Tim Komutanı Yüzbaşı İsmail Yiğit'in bugünkü ifadeleri, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede hakkında yer alan eylemlerle çelişti.

İddianamede, Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi eyleminde bulunan ve kolluk görevlileriyle çatışmaya girerek iki polis memurunu şehit eden 23 kişilik grupta yer aldığı belirtilen sanık Yiğit, bugünkü savunmasında, "Bizden önce birileri Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunmuş ve kendileri bu saldırıdan kıl payı kurtulmuş olabilir." iddiasında bulundu.

Yiğit ifadesinde helikopterle Çiğli Ana Jet Üssüne gittiklerini, sanıklardan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in TSK'nın yönetime el koyduğunu söylemesi üzerine, "Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu yerden almak üzere yola çıktıklarını, suikast için değil Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu bölgeden almak için emir aldıklarını" iddia etti.

İddianamede ise Yiğit'in "Şükrü Seymen'in talimatları ile eyleme iştirak eden Özel Kuvvetler Komutanlığı personelinin 15 Temmuz 2016 günü saat 20.00 civarında İstanbul Atatürk Havaalanının askeri portunda toplandıkları, burada kamuflaj elbiselerini giyerek hazırlandıkları, Şükrü Seymen'in burada bekleyen ekibe darbe konusunda açıklama yaparak, kendilerinin de bu darbede görev alıp birisini 'paketleyeceklerini', bu amaçla helikopter aracılığı ile İzmir'e gideceklerini anlattığı, şüpheliler İsmail Yiğit ve Haldun Gülmez'in ifadelerinde bu hususu doğruladıkları tespit edilmiştir." ifadeleri yer aldı.

İddianamenin "Muğla İli Marmaris İlçesinde Yaşananlar" bölümünde İsmail Yiğit'in Grand Yazıcı Club Turban Oteli içinde yaptıkları ise şöyle anlatıldı:

"Şüpheli İsmail Yiğit'in müşteki polis memuru Burak Güzel'e, kendisini müşteki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın otelden ayrılmadan önce kalmakta olduğu odaya götürmesini istemesi üzerine müşteki polis memuru Burak Güzel'in, şüpheliyi müşteki Cumhurbaşkanı'nın kalmakta olduğu oda yerine toplantılarını gerçekleştirmek amacıyla kendisine tahsis edilen 1922 numaralı odaya götürdüğü, içerisinin kontrol edilmesi sırasında banyo kapısının kilitli olduğunu fark ettiği, o sırada banyo içerisinde, yaşanan olaylar nedeniyle korkuya kapılarak buraya saklanan ve otelde stajyer güvenlik görevlisi olarak görev yapan müşteki Sefa Toskar'ın bulunduğu, şüpheli İsmail Yiğit'in dışarı çıkması yönünde yaptığı çağrının ardından dışarıya kimsenin çıkmaması üzerine banyo kapısının üst kısmına ateş ettiği ve tekme ile kapıyı kırarak müştekiyi banyodan çıkardığı, tekme ve yumrukla müştekiyi darbederek onu da diğer müşteki polis memurlarının yanına götürdüğü ve kelepçelettiği tespit edilmiştir."

Koruma polislerinin bulunduğu odaya el bombası koydu

Yiğit ifadesinde helikopterle Çiğli Ana Jet Üssüne gittiklerini, sanıklardan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in TSK'nın yönetime el koyduğunu söylemesi üzerine, "Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu yerden almak üzere yola çıktıklarını, suikast için değil Cumhurbaşkanı'nı bulunduğu bölgeden almak için emir aldıklarını" iddia etti.

İddianamede, bir polisten Erdoğan'ın otelden ayrılmadan önce kaldığı odaya kendisini götürmesini istediği, koruma polislerinin bulunduğu odanın penceresine el bombası koyduğu ve otel içinde de stajyer güvenlik görevlisini darbettiği belirtilen Yiğit, mahkemede ise "El bombasını içeri atmadım. Uyarıdan sonra pencerenin önüne bıraktım. Bu bomba taarruz tipi bir bombaydı. Sadece ses ve duman çıkartan, parça tesirli olmayan bu bomba dışarıda patladığı için kimseyi öldürmüş olması mümkün değil." şeklinde savunma yaptı.

Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep etmişti

İddianamede, darbe girişiminden sonraki gün gruptan ayrılan 5 kişinin ardından kalan 18 kişinin arazi şartlarında kaçışlarını sürdürdükleri, bu grubun mola verdiği sırada İsmail Yiğit'in diğer kişilere dönerek, "Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?" diye sorduğu, diğer şüphelilerin ise bu soruya sessiz kalarak onay verdikleri belirtildi.

Bu sözlerin grupta yer alan Zekeriya Kuzu tarafından da duyulduğu ve bu hususun ifadesinde yer aldığı kaydedilen iddianamede, böylelikle şüphelilerin aynı örgütsel yapı içerisinde bulunuyor olmalarının verdiği güvenle bir arada kaçışlarını sürdürdükleri ifade edildi.

Sanık İsmail Yiğit bugünkü savunmasında bu iddialara "(Zekeriya) Kuzu'nun daha önceki ifadelerinde suçladığı 55 kişinin 40'ı şu anda serbest durumda. Araziye çıktığımızda bazı kişilerde duyma kaybı olduğu söyleniyordu. Zekeriya Kuzu'ya işitme testi yapılmasını talep ediyorum." diye yanıt verdi.


Muhabir: Leyla Ataman Koyuncuoğlu

Yorum Yazın