YAŞADIĞIMIZ TECRÜBELER İLE TERÖRÜ SONLANDIRABİLİRİZBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bu sürece Türkiye'nin ihtiyacı var. Çözüm süreci, ismi de değişebilir, şartları da değişebilir ama Türkiye'nin son şansıdır, böyle bir sürece ihtiyacımız var. Bugün de yaşadığımız tecrübeleri de dikkate alarak, birilerinin sakız gibi çiğnediği Çözüm Süreci değil, ayağı yere basan, netice alıcı ve örgütün silah bırakmasına, terörden vazgeçmesine yol açabilecek tüm tedbirleri uygulamak zorundayız” diye konuştu.
PARA MUSLUKLARI KESİLMEDEN TERÖR BİTMEZMHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, "Buradan baktığımız zaman Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlar terörün içinde gibi görünüyor ama değil. Güneydoğu'da insanların üzerinde terör baskısı var. Bunun başlıca sebebi de devlet zafiyeti. Terörü yok etmek şehirden başlar. Maddi kaynakları kesmeden, terörün biteceğini düşünmek gerçekçi olmaz. Dağdaki adamın derdi hak değil, amaç Kürdistan'ı kurmak. Para musluklarını kesmeden terör bitmez. Tüm mesele şudur: Biz meseleye akılla mı bakacağız, yoksa duygusal mı?" şeklinde açıklamalarda bulundu.
TERÖRE KARŞI ALINAN TÜM TEDBİRLERİ DESTEKLİYORUZTOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Biz biriz ve artan terör örgütleri nedeniyle üzüntü duymaktayız. Bizlerin ortak bir kaygısı var. Ülkemiz yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı bir terör dalgası ile karşı karşıya. Vatandaşlar olarak can güvenliğimizin sağlanması ve ülkemizde huzurun tesisi öncelikli talebimizdir. Teröre karşı bütün önlemlerin alınmasını destekliyoruz " diye konuştu.
KANAAT VE VİCDAN SAHİPLERİNİ BU OYUNU BOZMAYA DAVET EDİYORUZSon günlerde meydana gelen terör saldırılarını kınayan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Başkanı Hamza Akbulut, “TGTV olarak nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Hangi ad ve amaçla nerede olursa olsun bu kan tacirlerinin birlik ve beraberliğimize zarar vermelerine izin vermemeliyiz. Güvenlik güçlerimiz ülkenin huzur ve kardeşliğine kasteden son eylemlerin faillerini ortaya çıkararak, bundan sonra olabilecek tüm provokatif terör eylemleri için önleyici tedbirlerini arttırmalıdır. Seçimle işbaşına gelen ve demokratik süreci son on yıldır başarıyla yürüten, çözüm süreciyle toplumsal barışı sağlayan Türkiye'nin, uluslararası bir oyunun uzantısı olarak bir terör örgütüne yakın gösterilmesi açık bir iftira ve algı operasyonudur. Kanaat ve vicdan sahiplerini bu oyunu bozmaya davet ediyoruz. Terör örgütlerinin hiçbir meşrutiyeti yoktur. Bu örgütler insanlık ve İslam için hiç bir iyilik taşımamaktadır. Bu örgütlerde kendilerini masum gösterecek hiçbir insani yan bulunmamaktadır. Sivilleri katledip, hür iradeleri silah zoruyla rehin alanlara karşı insanlığın ve İslam'ın vereceği hiçbir meşrutiyet yoktur" dedi.
BÜYÜK OYUN YENİDEN KURULUYORGazeteci-Yazar İbrahim Karagül, “Büyük Oyun yeniden kurulurken, Türkiye'nin en büyük iç engeli sadece PKK değildir. En büyük operasyon içeriden yürütülmektedir. Şimdiye kadar bütün muhalif çevreleri tek bir cephede toplama projesinde bir adım daha atılmış ve terör de bu cephenin bir unsuru haline getirilmiştir. İçerideki cephe artık terörle iç içedir, hesaplaşmasını terör üzerinden yürütmektedir. Türkiye ile büyük hesaplaşma içine giren bu cephede kimler var, çok iyi okuyun. Bu hesaplaşma yüz yıldır devam etmektedir. Öyleyse herkes bulunduğu yere bir daha baksın. Hangi cephede olduğunu ve o cepheden Türkiye, bu tarihi hesaplaşma nasıl görünüyor, kontrol etsin. Bütün varlıklarıyla ülkesinin yanında saf tutanlar da bu Türkiye karşıtı iç cephede kimlerin yer aldığını iyi anlasın. Kimse endişelenmesin, Türkiye asla bir daha o eski kalıba sokulamayacak. İçeride ve dışarıda hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın bu ülke yeni bir yirminci yüzyıl yaşamayacak. Her ülke kendi jeopolitik hamlesini yaparken, sağlam ölümcül bir hata analiz yapamayanların, dar çıkar ve iktidar hesabıyla hareket edenlerin yaptıkları çok yakında anlaşılacaktır” şeklinde konuştu.
TERÖRE '0' TOLERANSBarış diye bağıranların teröre karşı sessiz kaldıklarını belirten Gazeteci-Yazar Ergün Yıldırım, “Türkiye devleti, her tarafı kana bulayan, keyfince polis öldüren ve bölgeyi yöneten bir terör hareketine dur demezse zaten bitmiş demektir. Çünkü her devletin olduğu gibi bu devletin de birinci görevi halkın egemenliğini illegal unsurlara geçmesini engellemek ve güvenliğini sağlamaktır. Bu nedenle Suruç katliamından sonra kararlı ve çok yönlü bir terörle mücadele pratiğini ortaya koydu. Barış diye bağıranlar, devletin teröre seyirci kalmasını istiyorlar sanırım. Çünkü vatandaşın mülkiyetini, canını, iş hayatını vs. güvenceye almadan barış olmaz. Terör örgütlerinin yaptıklarını engelleyerek barış oldu . Çözüm sürecinin en önemli parçası da buydu. Ancak PKK hareketi, meseleye sadece kendi hakimiyet alanını genişletme açısından baktı. Terörle mücadeleye yönelik operasyonlar da zaten bu yeni durumun ilk adımını anlatıyor. O da sıfır toleranstır. Çünkü çözüm sürecinin sadece PKK’nın işine yaradığına yönelik halkta da ciddi bir algı oluşmaya başlamıştı. AK Parti'den MHP'ye giden oylar bunu anlatıyor. Hatta HDP'ye giden oyların bir kısmında bile bunun etkisi var. Çünkü halk silahla iradesine ipotek koyan bir PKK karşısında güvenliğini temin edemeyen devlete karşı inancını da kaybeder” şeklinde açıklamalarda bulundu.
