AA -
İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık M.Y, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile müştekiler ise salonda hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, sanık avukatlarının yeni rapor alınması talebini reddettiklerini ve mevcut delillerle karara gideceklerini bildirdi.
Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu.
Savcı, tutuksuz sanıklar kooperatif yöneticileri Z.S, A.Y. ve K.K. için beraat talep etti. Savcı, diğer 8 sanık için ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan ceza verilmesini istedi.
Reddi heyet talebi
Mütalaada hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan" ceza istenen binanın statik proje müellifi A.Ö'nün avukatı Erdoğan Akdoğdu, reddi heyet talebinde bulundu.
Bilirkişi raporlarında aydınlatılamayan konuların olduğunu savunan Akdoğdu, "Bu raporlar maddi gerçeği aydınlatmıyor. Bu açıdan lehe delilleri toplanmadığı kanaatindeyiz. Yeni rapor alınması gerektiğini düşünüyorduk. Burada kamu görevlileri var. Onlar hakkındaki soruşturmanın kovuşturmaya dönüşmemesi çok ilginç. Objektif ve tarafsızlığını yitirdiğini düşündüğümüz için heyetinizi reddediyoruz." diye konuştu.
Diğer sanık avukatları ise mütalaaya ilişkin ek süre talebinde bulundu.
Ara karar
Mahkeme heyeti, "reddi heyet" talebinin görüşülmesi için dosyanın üst mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Sanık M.Y'nin tutukluluk halinin devamına da hükmeden heyet, duruşmayı 15 Haziran'a erteledi.
Davanın geçmişi
İzmir'de 30 Ekim 2020'deki depremde alt katı çöken Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok'ta 11 kişi hayatını kaybetmiş, 11 kişi yaralanmıştı.
Şüphelilerden kamu görevlisi olanların dosyaları ayrılmış, "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 11 zanlı hakkında İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
Binada dükkanların da bulunduğu bazı yapıların sahibi M.Y. dışındaki sanıklar, yargılama sürecinde tahliye edilmişti.
Apartmanda dükkanların bulunduğu bölümde kolonların kesildiği iddia edilmiş ancak yargılama sürecinde hazırlanan bilirkişi raporlarında ise hiçbir kolonda donatı kesilmesi izine rastlanmadığı bildirilmişti.
