• Kültür-Sanat

Elyaftan Giyilebilir Sanata söyleşisi

Anadolu’ya özgü keçe sanatının tekrar hayatımıza kazandırılması için çalışan akademisyen ve tasarımcı Selçuk Gürışık İstanbul Aydın Üniversitesi Moda Tasarım Programı’nın düzenlediği Elyaftan Giyilebilir Sanata konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
Elyaftan Giyilebilir Sanata söyleşisi
İSTANBUL / İHA - İstanbul Aydın Üniversitesi Moda Tasarım Programı’nın düzenlediği “Elyaftan Giyilebilir Sanata” konulu söyleşiye katılan Selçuk Gürışık, yok olmaya yüz tutan sanatlardan biri olan keçeyle giyilebilir ürün tasarladığını ve keçeyle nasıl tanıştığını anlattı.

Selçuk Gürışık, “Akademisyen, araştırmacı ve tasarımcı olarak, uzun zamandır elyaf sanatıyla ilgileniyorum. 80’li yıllarda Anadolu keçeciliğiyle başlayan süreçte amacım, bu sanatı günümüzde de yaşatarak dünyaya yayılmasını sağlamak oldu. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra İngiltere’de Central Saint Martin’s College of Art & Design’da eğitimime devam ettim. Keçeye, Şerafettin Arpözü ile başladım. Bilinen bir tasarımcı değildir ama benim için çok değerlidir. Bir yıl boyunca hafta sonları Arpözü’nün atölyesine tasarımlarımı götürüp, onları keçe üzerinde kullanmayı öğrendim ve tasarımlarımı keçe üstüne geliştirdim” ifadelerini kullandı.

Keçenin var olduğu hemen her alanda ürünlerinin mevcut olduğunu anlatan Gürışık, “Giyim, ev tekstili ve aksesuar alanları için doğa dostu tasarımlar yaratıyoruz” diyerek keçeyle yapılan tasarımların önemini vurgularken “Tasarımcı ekolojik unsurları düşünmeli. Keçe her yönden doğaya dost bir üründür. Kürk kullanımına bir alternatif olarak hayvanların ölmemesi sağlanıyor. Su ve sabunla yapıldığından maliyeti yüksek değil” sözlerini kullandı.

Gürışık keçe sanatını “İlkel kumaş yapma sanatına keçe adı verilir. Göçebe toplumlarda oldukça yaygın görülen keçe, hayvan postunun zararının fark edilmesiyle, hayvan kıllarının kırpılıp ya da koparılıp çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor” sözleriyle tanımladı.

Söyleşi de tasarımlarının tarzıyla da ilgili bilgiler veren Selçuk Gürışık, “Koleksiyonlarımıza mutlaka modern dokunuşlar getiriyoruz. Amacımız, geleneksel el sanatını teknolojiyle buluşturarak ortaya çıkan ürünleri günlük hayatımızda kullanabilmek. Arkamızda bırakabileceğimiz, yarına geleneksel değerler olarak kalabilecek tasarımlar yaratmamız lazım” şeklinde konuştu.

Konuşmasında doğanın en büyük ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Gürışık, “Doğa dostu ürünler tasarlamak, yaratmak bizim için çok önemli. Bu şekilde kendi yöntemlerimizle tükettiklerimiz için doğadan af dilediğimize inanıyoruz” diyerek Türk modasında markalaşamama sorununun ancak öz geleneğe dönerek çözülebileceğini söyledi

Gürışık konuşmasını “Tasarımda ve tekstilde markalaşmak da önemlidir. Ama Türk tekstil ve modası hala tam anlamıyla marka olabilmiş değil. Bence bu konuda Japon stilini ve moda tekstilini örnek alırsak sorunu çözebiliriz. Yani öze dönüp, özü kullanabiliriz. Burada söz ettiğim şey tabi ki ‘Öz geleneği taklit edeceğiz’ değildir. Öz geleneğimizdeki ürünleri günümüz yaşantısına ve şartlarına uydurabilmeliyiz. Burada da biz tasarımcılara büyük görev düşüyor” sözleriyle tamamladı.
Yorum Yazın