TİC Holding Header
  • USD 32.382
  • EUR 34.98
  • Altın 2323.637
  • BIST 100 8880.09
  • Kültür-Sanat

'Türkiye, Fatih portresiyle dünyaya hava atabilir'

Tarih Vakfı Başkanı Alkan, İBB tarafından satın alınan Fatih Sultan Mehmet portresini, Türkiye'nin dünyaya 'havasını atabileceği' bir kazanım olarak tanımladı. DW Türkçe'ye konuşan Alkan, ödenen meblağı da değerlendirdi.
'Türkiye, Fatih portresiyle dünyaya hava atabilir'
AJANSLAR - Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ö. Alkan, Londra'daki açık artırmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alınan Fatih Sultan Mehmet portresi hakkında DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

Alkan, müzayede evi Christie's tarafından düzenlenen açık artırmada kimliği açıklanmayan bir koleksiyoncudan vergi ve komisyonla birlikte 935 bin sterlinlik (Yaklaşık 8 milyon TL) bedele alınan tablonun Türkiye için önemli bir kazanç olduğu görüşünde. Alkan, İtalyan ressam Gentile Bellini'nin atölyesinden çıktığı tahmin edilen tabloda Fatih Sultan Mehmet'in yanında resmedilen kişinin ise büyük ihtimalle Cem Sultan olduğunu düşünüyor.

Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alkan'a yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle:

DW Türkçe: Sizce bu tablonun İBB tarafından satın alınarak Türkiye'ye getirilmesi doğru bir karar mı?
Alkan: Bence doğru bir karar. Çok isabetli olmuş. Çünkü hem Fatih Sultan Mehmet hem de ressam Bellini dünya çapında tanınan isimler. Fatih artık dünyaya mal olmuş bir padişah. Bellini de dünyaya mal olmuş bir ressam. Dolayısıyla bu iki yeteneği, ünlü ismi birleştiren bir yağlı boya tablonun Türkiye'ye kazandırılmasından ben memnuniyet duydum.

Bellini'nin atölyesinden veya kendi fırçasından çıktığı tahmin edilen böyle bir resmin İstanbul'a, Türkiye'ye kazandırılması, bunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin satın almış olmasını ben takdirle karşılıyorum. Umarım insanların bu resmi çok rahat BİR şekilde görebileceği, ziyaret edebileceği güzel bir de galeri oluştururlar. Belki bu, "Fatih Galerisi" ya da "Fatih Müzesi" ismini alır ve Fatih döneminin sanat eserlerinin bir araya getirildiği eşsiz bir müzeye dönüşür. Bu yalnızca İstanbul için değil, Türkiye için de dünyaya "hava atabileceği" önemli koleksiyon parçalarından biri olmuştur diye düşünüyorum.

Bu tablonun ve Türkiye'ye getirilmesinin önemi nedir?
Bu tablo Türkiye'ye kazandırıldıktan sonra artık tabloyla ilgili araştırmalar artacaktır. Yani Türkiye, sanat tarihi açısından çok önemli bir tabloya sahip olarak dünyadaki sanat merkezlerinin bundan sonra ilgisini çekecektir. Bu tablonun getirilmesi, sanat çevreleri açısından bir anda Türkiye'yi, İstanbul'u gündeme taşıyacak. Türkiye'nin dünya çapında çok değerli sanat tarihçeleri de bu tablo üzerine çalışacaklardır.

Bir de şu önemi var Türkiye'ye gelmesinin; Türkiye'de İslam geleneğinde, muhafazakâr çevrelerde tasvire pek sıcak bakılmaz. Fakat Fatih bu konuda çığır açmış bir padişahtır. Bir anlamda Türkiye'deki İslamcı ve muhafazakâr çevreler de bir kere daha fark edecekler ki portresini yaptırmış bir padişahla karşı karşıyayız, yani tasvirden ürkmeyen bir padişahla karşı karşıyayız. Bu açıdan sanatı teşvik etmiş, çağını anlamış -çünkü Bellini İtalyan Rönensansı'nın da ismi- çağını doğru okumuş bir padişahla, bir yöneticiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu, Türkiye tarihi açısından da sarayın sanata verdiği değer açısından da önemli bir tablo.

Bellini ile Osmanlı arasındaki ilişki hakkında ne biliyoruz?
Osmanlı kaynaklarında Bellini'nin Türkiye'ye gidip gelişiyle ilgili çok fazla Osmanlıca arşiv kaynağı yok. Halbuki İtalyan arşivlerinde, yani Venedik arşivlerinde çok fazla kaynak var bu konuda. Bu da ilginç bir durum. Belki de İtalyan arşivlerini, çeşitli kent devleti arşivlerini ve Roma ve Vatikan arşivini bu konuyla ilgili olarak bu gözle bir daha elden geçirmek lazım. Bu tablonun alınması belki bu tür araştırmalara da yeni bir heyecan verecek. Belki Türkiye'deki genç kuşak sanat tarihçilerini yüreklendirecek. Bu açıdan da güzel bir gelişme.

Peki, bu tablo neden Osmanlı sarayında kalmamış olabilir?
Bu resmin macerasını şimdiden itibaren daha ayrıntılı öğreneceğiz. Yani bu tablo ilk kime satıldı? Kaç kere el değiştirdi? Bazı tarihçiler, Fatih'in bu tür portrelerinin, Sofu Bayezid diye de adlandırılan, tasvirden çok hoşlanmayan, daha gelenekçi, geleneksel islamcı bakışa sahip bir padişah olan oğlu II. Bayezid tarafından saraydan dışarı çıkarttırıldığını yazar. Zaten ondan sonra Londra'daki gibi özel koleksiyonlara gitmeye başlıyor bu eserler.

Tablo için ödenen meblağ hakkındaki görüşünüz nedir?
Araştırmalarım kapsamında bir süre yaşadığım bir kent olan Londra'yı iyi bilen biri olarak şunu belirtmek isterim: Türkiye'ye kazandırılan bu tablonun fiyatı, Londra'da ortalama bir evin fiyatıdır aynı zamanda. Yani bir şeyi karşılaştırken değerini anlamak açısından söylüyorum. Dolayısıyla bu tablonun ucuza bile alındığını düşünüyorum. Yürüttükleri bu sessiz kültürel faaliyetten ötürü de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kutluyorum.

Tabloda Fatih Sultan Mehmet'in yanında resmedilen kişinin kim olduğu kesin olarak bilinmiyor. Eserin açık artırmaya çıkarıldığı isimde "Sultan 2'nci Mehmet ve genç bir yüksek mevki sahibi" deniliyor. Sizin bu kişinin kim olabileceği konusunda bir tahmininiz var mı?

Yanında görülen kişinin kim olduğu konusu her zaman tartışıldı. Örneğin bu kişinin Şehzade Mustafa olduğu söylendi. Fakat Şehzade Mustafa olamaz çünkü Bellini Osmanlı sarayına geldiğinde Şehzade Mustafa öleli neredeyse beş yıl olmuştu. Dolayısıyla geriye iki şehzade kalıyor. Ya Bayezid ya da Cem Sultan. Bayezid'in doğum tarihi 1447. Bellini'nin tabloyu yaptığı tarih ise 1479-1480. Ancak portreye baktığımızda, resimdeki kişi 32-33 yaşından daha genç görünüyor. Dolayısıyla bu ihtimal düşük. Cem Sultan ise 1459 doğumlu. Portre yapıldığında 20-21 yaşında. Bu nedenle daha uygun duruyor yaş olarak.

Fakat şunu da unutmamak lazım. Bu sırada Cem Sultan, Konya Valisi'ydi. Yani sarayda görevli değildi. Tabii ki o esnada saraya gitmiş olabilir. Ya da Bellini bir vesileyle Konya'ya gitti ve Cem Sultan'ı gördü. Ama bunu tahmin etmiyorum. Dolayısıyla tablodaki kişinin Cem Sultan olma ihtimali çok yüksek.

Aslında bu tablonun uzun süre Bellini'ye ait olmadığı düşünüldü. Bellini'ye ait olduğunu ortaya çıkaran, Alman tarihçi Franz Babinger'dir. Fatih üzerine yazdığı biyografiyle tanınan Babinger ise tablodaki kişinin Bosna Kralı'nın oğlu İshak Bey olduğu iddiasında bulunmuştu. Babinger, Fatih'in İshak Bey'le konuşmaktan keyif aldığını belirtiyordu.

Öte yandan Fatih'in değişik bir padişah olduğunu da hatırlamak lazım. Mesela vezirlerle yemek yemeyi bırakmıştır. Yalnız yemek yer. Devlet görevlileriyle arasına bir mesafe koymuştur. Bunun istisnaları var elbet. Örneğin Rum Patriğiyle Gennadios ile yemek yediğini, onu ağırladığını ve uğurladığını biliyoruz. Dolayısıyla bu tabloda karşısındaki kişi de büyük olasılıkla hanedandan biri. Çünkü padişahla karşı karşıya ve aynı seviyede duruyor. Bu çok önemli. Bir devlet görevlisi olsa, aynı seviyede olamaz. Vezirleriyle yemek yemeyi bırakmış bir padişahtan söz ediyoruz. Sonuç olarak benim de hissiyatım Cem Sultan olduğu yönünde. Çünkü Cem Sultan'ı çok severdi Fatih.
Yorum Yazın