Tedavi sürecinden çok memnun kaldığını, burada kendisini yeniden hayata döndürdüklerini dile getiren Kolçak, yetkililere ve personele teşekkür etti.
Yatarak değil çalışarak ölmek istediğini ifade eden Eşref Kolçak, "Güzel sanatların kitabı olmaz. 50 üniversite de bitirseniz Allah onu vermemişse hiçbir zaman bir şey yapamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.
Merhum oğlu Harun Kolçak'ın dünya çapında bir müzisyen olduğunu belirten Eşref Kolçak, kendisinin ise müziğe yeteneğinin bulunmadığını, herhangi bir enstrüman çalamadığını anlattı.
Dünyanın birçok yerinde imzalı fotoğraflarının olduğunu kaydeden Kolçak, bundan birkaç yıl önce Endonezya'dan en iyi oyuncu ödülü aldığını söyledi.
Gençlere ve sinemacılara tavsiyelerde bulunan Kolçak, şöyle devam etti:
"Her şeyden evvel seyirciye saygılı olsunlar. Bir ikisiyle bir dizide oynadım, adam ne selam ne sabah, ayrı bir havalarda. Gelir gelmez 'Benim işim ne zaman biter' diyor. Biz sabah 08.00'den gecenin 03.00'üne, 04.00'üne kadar çalışırdık, hiç şikayetimiz de olmazdı. Ama aklımızdan çıkmayan bir tek şey vardı, 'Acaba paramızı alabilir miyiz?' Onu da yüzde 99 alamazdık. 100 küsur filmim var, sadece 3-4 firma paramı ödedi. Fatih'teki evimden ayrıldıktan sonra bir çuval dolusu ödenmemiş senedi çöpe attım. Yeni yapımcılar yalnızca gençlerle çalışacakları yönünde karar almış. Böyle saygısızlık olmaz. Makyajla yaşlandırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar benim gibi yaşlı olamazlar." dedi.
Kolçak, "Mezar taşıma 'Sinema gelecek kuşaklara yazılmış canlı mektuplardır' sözünü yazdırdım." ifadesini kullandı.
Yakınlarının olduğunu ancak mirasını Lösemili Çocuklar Vakfına bırakmak istediğini anlatan Kolçak, "Hiç değilse 'Bir zamanlar Eşref Kolçak vardı, bunları bıraktı' derler." şeklinde konuştu.
Kolçak, "Çok mutluyum, buradan zıplaya zıplaya çıkmadıktan sonra da çıkmak niyetinde değilim. Çıktıktan sonra muhakkak ve muhakkak Cumhurbaşkanımız ile görüşmek istiyorum." dedi.
