Ramazan ve oruca dair açıklamalarda bulunan Sivas Müftüsü Yusuf Şahin, orucun bilerek bozulmasının kefaret gerektireceğini belirterek, “Kefaret dediğimiz zaman bir insan oruca niyet eder ve mazereti olmadan keyfi olarak niyet edip başladığı orucu bilerek bozmasının sonunda kefaret gerekir. 60 gündür. Bir de bozduğu güne kaza, bununla birlikte 61 gün oruç tutması gerekir. Bunun dışında herhangi bir nedenle, hastalık nedeniyle, yolculuk nedeniyle ve yahutta oruca niyet etmeyen bir mümin kefaret borcuyla yükümlü olmaz. Oruca başlamaya niyet etmeyen bir insan kefaret yükümlülüğü taşımaz. Seferi durumda olan insan kefaret yükümlülüğü taşımaz. Oruç tutamayacak kadar hasta olan insanların kefaret sorumluluğu olmaz. Bunlar iyileştiğinde, vakit bulduklarında tutamadığı oruçlara karşı güne gün oruç tutarlar. Ona da biz kaza diyoruz” diye konuştu.
Ramazan ayında tutulan oruçla Ramazan dışında tutulan orucun mükafatının aynı olmayacağını belirten Müftü Şahin, “Bazen ‘Yazın havalar sıcak ben yazın oruç tutmayayım. Kışın bu orucu tutayım’ derseniz bunu daha önce Hristiyan toplumu yapmıştır. Hristiyan din adamları fetva veriyorlar, ‘İşte 30 gün yazın tutmayın. Bunu kışın 10 gün ona ilave edelim’ diyerek. Hristiyan toplumunda kaynak kitaplara baktığımız zaman yazın tutmadıkları oruçların karşılığında kışın oruç tutacak şekilde 30 yerine 40-50 güne çıkarıyorlar ki, İslam itikadında, İslam inancında bunun asla yeri yoktur. Ramazan ayında tutulan bir oruçla Ramazan dışında tutulan bir orucun mükafatı, kazanımı hiçbir şeyle ölçülemez. Hiçbir şeyle denk olamaz. Ramazan dışında nafile olarak bir yıl boyunca tutulan bir orucun sevabı ile Ramazan ayında Allah rızası için tutulan bir gün oruçla denk olması düşünülemez.
Çünkü Ramazan ayında orucun tutulması bizzat Allah-u Teâlâ’nın emridir. Bu yılın her ayına, her gününe, her mevsimine tesadüf edebilir ki daha önce de söylediğim gibi kameri aylar onar gün güneş ayına göre eksiktir. Bu da 36 yıl içinde devran eder. Onun için 50 küsur yaşlarında olan bir müminin 15 yaşından itibaren oruçla mükellef olduğunu düşünürsek ve orucunu tutan bir Müslüman, hanımefendi olsun beyefendi olsun yılın her mevsiminde, her ayında, her gününde oruç tutma şerefiyle şereflenmiş olur. Bunu bir ve aynı olarak düşünenler varsa onlar ya bilmeden konuşuyorlar, bildiklerini söylüyorlarsa da yanlış bir anlayış veya birilerine şirin görünmek için veyahut ta medyatik olmak için söylenilen sözlerden başka bir şey değil” ifadelerini kullandı.
