‘Son dönemde güvenlik güçlerimizin yürüttüğü kararlı operasyonları ile terör örgütü bitme noktasına geldi. Türkiye’nin gösterdiği bu kararlı tutumundan rahatsız olan bazı güç odakları olduğunu görüyoruz. Sizin bu konuda değerlendirmeleriniz nedir?’
Türkiye hem bölgesinde hem de dünya da güçlü bir ülke. Bu yüzden Türkiye’ye başka gözle bakılıyor ve bölgede güçlü bir Türkiye’yi bazı güçler istemiyor. Bu güçten rahatsız olanlar var. Türkiye son dönemde bir taraftan terörle mücadele ederken diğer taraftan da bölgede güçlü bir ülke olmamızı istemeyenlerle mücadele ediyor. Bazı güçler, 2023’te bizim güçlenmemizden rahatsız ve bunu açıkça görebiliyoruz. NATO’da en güçlü müttefikimiz olan ABD bizi oyalıyor. Bir taraftan bize destek verir gibi görünüyor öbür taraftan terör örgütüne destek veriyor ve bizim terör örgütü olarak nitelendirdiğimiz örgütleri destekleyen bir tutum içinde.
‘Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, bugün Türkiye’nin önemli bir gelir kalemi olan turizm sektörü ile ilgili eylem planını açıkladı. Bu ve daha önce açıklanan eylem planları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, ekonomi üzerinde nasıl bir etki yaratacağını düşünüyorsunuz?’
1 Kasım sonrası güçlü bir iktidarı kimse beklemiyordu. Ama seçim sonuçları bu düşüncede olanların düşüncelerini bertaraf etti. Seçim öncesi ve seçimler sürecindeki tüm vaatlerimizi yerine getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. Hatta bazılarını kanunlaştırdık. Önümüzdeki süreçte sektörle ilgili desteklemelerimiz devam edecek. Sanayi üretimde artış gerçekleşti bu dönemde. Turizm ile ilgili konuya gelirsek. Türkiye, 4 mevsimin aynı anda yaşayabilen ender ülkelerden birisi. Turizm konusunda temel amaçlarımızdan birisi de bu konuda oluşan karamsarlıkları ortadan kaldırmak. Zaten Başbakanımız da bu eylem planında belirtti. Türkiye hakkındaki spekülatiflere aldanmayın, Türkiye güvenilir bir ülke diye. Özellikle Ortadoğu ülkelerindeki turistleri çekmek hedeflerimiz arasında. Zaten her şeye rağmen gelişmelere bakarsanız Türkiye turizm konusunda cazibesini de yitirmemiş olduğunu görürsünüz ve hala birçok turistin için Türkiye vazgeçilmez bir ülke konumunda. Son zamanlarda şöyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Türkiye’de terör var gitmeyin. Herkes terörün nerede olduğunu biliyor ve görüyor.
‘Sizin seçim bölgenizin sorunlarıyla yakından ilgilendiğinizi biliyoruz. En son Kastamonu’daki kapanan köy yolları ile ilgili yetkililerin bunla ilgilenmediğini ve yetkilileri bu konuda görevlerini yapmaya çağırdığınızı kamuoyu gördü. Bu girişiminiz nasıl bir sonuç verdi?’
Ben Kastamonuluların hangi sorunlar içinde yaşadığını çok iyi biliyorum. Bunu çözmek için girişimlerde bulunduk. Biz, bu yola hizmet etmek için yola çıktık ve hizmetlerimizi sürdürmeye de devam edeceğiz. Oradaki insanlar sadece sorunlarının çözümü için destek bekliyor. Ben her yıl köylere giderim. Bulunduğum yerde ne yazık ki vatandaşlarımız mağdur edildi. Kendi çabalarımla bir şeyler yapmaya çalıştım. Ben, vekil olarak üzerime düşeni yapmaya çalıştım. Bu ve buna benzer çabalarımla oradaki insanlar, vatandaşlar artık beni tanıyor. Bu da beni çok fazlasıyla mutlu ediyor.
‘İstanbul’da ikamet ediyorsunuz. Peki, neden ikamet ettiğiniz yerden değil de Kastamonu’dan milletvekili olmayı tercih ettiniz?’
İstanbul’da milletvekili olmak ve seçilmek çok kolay. Uzun yıllar İstanbul’da ikamet ettim. 6 yıl boyunca da Tuzla’da yaptığımız hizmetlerle başarılı olduk. Siyaseti burada öğrendim. Bu süreçte İstanbul’dan aday olmayı hiç düşünmedim. Olacaksam memleketimden olayım dedim. Büyük kentlerde ve İstanbul’da insanlar vekilleri görmeye alışık. Ancak Anadolu’daki insanlar vekile hasret. Eğer bundan sonraki süreçlerde adaylığım söz konusu olacaksa Kastamonu’dan olacak.
‘Kastamonu’nun en önemli gündem maddelerinden birisi de İnebolu Limanı ve özelleştirilmesi. Bu ihale ilgili son durum nedir?’
İnebolu limanı Cumhuriyet tarihinde önemli bir yere sahip. Bu kadar önem taşıyan bir yerin daha fazla güçlendirilmesi için çalışmalar yaptık. Özelleştirmek ve bölge ihracatının Kastamonu’ya çekilebilmesi için önemli adımlar attık. Yapılan ihaleye katılan firmalar şartnamede belirtilen usuller kapsamında teklifini veridi ve ihaleyi en yüksek teklifi veren Eti Bakır AŞ kazandı. Sayın Başbakanımız bizzat bu konunun takipçisi olacağını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkilileri ile görüştük. İhaleyi güçlü bir firmanın kazanmasına sevindim.
‘Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Erdoğan Akbıyık’ın Kastamonu Spor mu yoksa Kastamonu’da Spor mu şeklinde bir açıklaması oldu. Sizin bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?’
Kastamonu Spor son dönemde harika başarılar yakaladı. Galatasaray gibi büyük bir klüp bile ilimize geldi. Bundan daha büyük reklam mı olur. Trilyon verseniz böyle bir reklam yapamazsınız. Ben bu konuda gerekli olan her şeyi yaptığımı düşünüyorum. İl Müdürünü aradım ve yaptığı açıklamanın çok hoş olmadığını söyledim. 11 yıl amatör olarak spor yaptım. Belediye Başkanımız çok özverili çalışıyor. Herkes böyle bir destek verirken İl Müdürünün bu tarz bir açıklama yapması haddine değil. Bu açıklamadan sonra kendisinin görevi bırakması gerekiyor. Bu tür bürokratlar konuşmadan önce lafının nereye gideceğini çok iyi hesaplamalı.
‘Hazır konu spordan açılmışken dün Galatasaray ve Trabzon arasında oynanan maç ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Özellikle hakemin kararları ve Trabzonspor oyuncusunun hakeme kart göstermesi maçın önüne geçti bu konuda siz neler söyleyeceksiniz?’
Dün akşam oynanan maçı izledim. Hakemin ilk yarıdaki yönetimi ve kararları ikinci yarıdaki tutumundan çok farklı. Tabii verdiği kararlarda öyle. Hakemin maç esnasında sıkıntıya girmesi sonucunda verdiği kararlar bizi dünya kamuoyuna rezil etti. Biz sporun farklı kollarında bu kadar başarı yakalamışken böyle bir tablonun yaşanması hiçte hoş değil. Trabzonsporlu oyuncunun hakeme kart göstermesi de bu kadar vasat bir yönetimin sonucu bence. Şimdi oyuncuya bir daha yap deseniz belki yapmaz o andaki psikoloji ile verilen bir tepki bence. Kimse kimsenin kararlarına ipotek koymamalı. Oyuncunun hareketi aslında her şeyi anlattı. Her kademedeki yetkililerin üzerine düşeni yapması gerektiğine inanıyorum. Bu konudaki görevliler görevlerini derhal bırakmalı. Yoksa hakeme verilen cezalar bu olayın üstünü örtmeye yetmez. Başkalarının psikolojisi de düşünülmeli. Böyle yaparak güven yok ediliyor. Aslında kart o hakeme değil federasyona ve Merkez Hakem Kuruluna gösterildi. Bu olaylardan sonra fair play de zarar gördü. O verilen haksız penaltıdan sonra Galatasaraylı oyuncunun topu dışarı atması gerekirdi bence. Artık bu yaşanan olaylardan sonra hakemlerde maça çıkarken tedirgin oldu.