TİC Holding Header
  • USD 32.58
  • EUR 34.916
  • Altın 2432.433
  • BIST 100 9645.02
  • Sağlık

11 Nisan Dünya Parkinson Günü

İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanan, beyinde dopamin adlı maddenin eksikliği ile sinir hücrelerinin doğru şekilde çalışmaması sonucu ortaya çıkan hastalık tablosudur.
11 Nisan Dünya Parkinson Günü
Sultan Gedik - Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır, bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır, böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz, azalmış dopamin sonucu vücutta titreme ve yavaş hareket etme gelişir.Vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan bu hastalığa parkinson hastalığı denir.

Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık sürekli ilerler, felce veya ölüme neden olmaz. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 50 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır.

Parkinson hastalığının sıklığı nedir?
Parkinson hastalığı özellikle ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır. 50 yaşından önce başlaması çok nadirdir. Erkeklerde kadınlara göre yaklaşık olarak iki kat daha sık olarak izlenmektedir. 60 yaş üzerindeki insanlardaki sıklığı %1'dir. Görülme sıklığı yaklaşık olarak her 100.000 kişide 300'dür. Türkiye'de 60.000 civarında Parkinson hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Giderek yaşlanan toplumumuzda hastalığın görülme sıklığının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı düşünülmektedir.

Parkinson hastalığında risk grupları nelerdir?
Geçirilmiş beyin enfeksiyonları, kullanılan bazı ilaçlar, arteroskleroz, ailevi sebepler, travmalar, zehirlenmeler, tümörler, kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi, esansiyal tremor, erkek cinsiyetidir.

Hastalığın baslangıcı nasıl?
Parkinson hastalığı sinsi başlar ve çok yavaş ilerleme gösterir. Pek çok hastada başlangıç, istirahat sırasında elde başlayan, istemli bir hareket ile azalan ve uykuda tamamen kaybolan titreme ile olmaktadır. Duygusal stres ve yorgunluk titremeyi artırabilir, titremenin düzgün, ritmik bir karakteri mevcuttur. Titreme zaman içinde bir elden diğer ele, kollara ve bacaklara ilerleme gösterir. Çene, dil, kafa ve göz kapaklarında da titremeler olabilir. Hastaların yaklaşık üçte birinde ise başlangıç belirtisi titreme olmayabilir, titreme daha ilerleyen dönemlerde ortaya çıkabilir ya da bazı hastalarda tireme hiçbir zaman görülmeyebilir.
    
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Hastalar harekete başlamakta zorluk çekerler, kaslarda baş gösteren sertlik hareket etmeyi iyice zorlaştırmaktadır. Hastanın ön kolu başka biri tarafından dirsekten büküldüğünde veya düzeltilmek istendiğinde bir sertlik ve eklemde dişli çark varmış gibi hissedilmektedir. Kaslardaki bu sertlik ve hareketsizlik kas ağrılarına ve yorgunluğa neden olmaktadır. Ellerdeki kaslar da sıkça etkilendiğinden, düğme iliklemek, ayakkabı bağlamak gibi gündelik işleri yapmak zorlaşır. Adım atmak için büyük gayret gerekmektedir. Hastalar yürürken ayaklarını sürüyerek kısa adımlar atarlar, kolları da yürüyüşle uyumlu olarak sallanmaz. Bazı hastalar da bir kez yürümeye başladıklarında, durmayı ya da sağa sola dönmeyi başaramazlar, adımları kendiliğinden hızlandığı için hafifçe koşmak zorunda kalırlar. Vücutlarının duruşu kamburlaşır, denge sağlamakta zorlanırlar, öne ya da arkaya düşmeye meyillidirler. Yüzlerinde, ifadeyi sağlayan kaslarda hareket kısıtlılığı olduğu için ifadesiz bir görünüm oluşur. Bu ifadesiz görünüm depresyonla karışabilir. İleri evrelerde boş bir bakış, ağzın açık olması ve göz kapaklarının düzensiz kırpılmasından oluşan bir yüz görünümü oluşabilmektedir. Konuşmaları kısık sesli, monotondur ve kekeleme olabilir. Pek çok hastada bunama görülmektedir. Ayağa kalkınca tansiyon düşmesi (ortostatik hipotansiyon), ciltte yağlanma, kabızlık, idrar yapma bozuklukları, tükürük miktarında artma gibi belirtiler olmaktadır.

Hastalığın seyri nasıldır?
Parkinson hastalığı yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Bir hastanın durumunun ne kadar zamanda ne miktarda bozulacağı önceden tahmin edilemez. Bazı kanıtlara bakarak kas sertliği ve hareketlerde yavaşlama şikayetleri daha belirgin olan ve yaşı daha ileri hastalarda klinik tablonun daha hızlı bozulabileceği tahmin edilebilir. Erkeklerde ve geçmişinde inme, işitme ve görme problemleri hikayesi olan hastalarda da hastalığın hızlı ilerleyebileceğine dair zayıf bazı kanıtlar mevcuttur.

Parkinson hastalığının tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Parkinson hastalığında tedavi 3 ana başlıkta toplanabilir: Birinci sırayı ilaç tedavisi almaktadır. İlaç tedavisinin temelini azalmış olan dopaminin yerine konması oluşturmaktadır.İkinci sırada ilaç tedavisinden yeterli fayda görmeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Cerrahi tedavide iki yöntem kullanılmaktadır. Beyin pili yöntemi ise son zamanlarda  daha fazla tercih edilmektedir.

Üçüncü sırada Parkinson hastalığı tanısı almış her hastada hastanın yakınmalarına göre destek tedavisi yapılmaktadır. Örneğin hastalara düzenli egzersiz, ağrı, gündüz uykululuk durumu, mide-bağırsak hareketlerinde yavaşlama, REM uyku davranış bozukluğu, kabızlık ve depresyon vs. gibi Parkinson hastalığının motor dışı belirtilerinin düzeltilmesine yönelik tedaviler  uygulanmaktadır.

Parkinson'da erken tedavinin hastalığın ilerlemesini geciktirmeye yardımcı olduğu ve kaliteli yaşam süresini uzattığı ispatlanmıştır. Bu sebeple Parkinson hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla 11 Nisan Dünya Parkinson Günü olarak belirlenmiştir.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri