• Sağlık

Bölgedeki anne ve bebekler YYÜ’ye emanet

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi, birçok branşta olduğu gibi kadın hastalıkları ve doğum alanında da bölgede bulunan birçok ile hizmet veriyor.
Bölgedeki anne ve bebekler YYÜ’ye emanet
İHA - İHA muhabirine açıklamalarda bulunan YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Yıldızhan, bölgede bulunan 6 il ve İran’dan gelen hastalara hizmet verdiklerini söyledi. Yıldızhan, “Burada özellikle riskli gebeliklerde tanı ve bunların yönetimi ile ilgili perinatoloji bilim dalı yaklaşık 5 yıldır hastanemiz bünyesinde hizmet vermektedir. Bu noktada eğitimler de vermekteyiz. Bölgemizde Van’ın da aralarında bulunduğu 5-6 ilimizde riskli gebelerimizin gerek tanılarını gerekse yönetimlerini sürdürmekteyiz. İyi bir ekibimiz ve güzel olanaklarımız var” dedi.

“İran’dan gelen hastalarımız var”
Tıp fakültesinde özellikle kadın hastalıkları ve doğum servisinin yatak sayısıyla ilgili yaşanan sorunların da çözüldüğüne değinen Prof. Dr. Yıldızhan, “27 olan yatak sayımızı 45’e çıkarttık. İkinci ve üçüncü basamak iki tane yoğum bakımımız mevcuttur. Bu bölgemiz için büyük bir şanstır. Bunun yanında perinatoloji gibi riskli gebeliklerin yönetiminde iki profesör, üç dahiliye yan dal asistanı ve tıbbi genetik uzmanımızla çalışmaktayız. Dolayısıyla burada bütün tanı ve testlerimizi yaparak vatandaşlarımızın başka merkezlere gitmelerinin de önüne geçtik. Burada hizmet verdiğimiz il sayısı 6’dan az değildir. Bunun yanı sıra İran’dan gelen hastalarımız da var. Bunların taleplerine karşılık verebildiğimiz için son derece mutluyuz” diye konuştu.

“Sezaryen oranımız Dünya Sağlık Örgütü standartlarındadır”
Bölgenin doğum haritasına bakıldığında batı illerinden farklı olarak burada anne adaylarının normal doğuma daha meyilli olduklarını aktaran Prof. Dr. Recep Yıldızhan, şunları söyledi:
“Bizler de anne adaylarını normal doğuma teşvik ediyoruz. Hastanemizin sezaryen oranlarına bakıldığında Dünya Sağlık Örgütünün standartlarında olduğunu söyleyebiliriz. Buradaki ilk sezaryen oranımız, geçtiğimiz sene yüzde 5 civarındaydı. Bu alanda Sağlık Bakanlığımız da bizlere plaket verdi. Ama bu sene yüzde 15’leri bulduk. Bunun da sebebi, bizlere bölgedeki zorlu doğumların gelmesidir. Bizler burada sekizinci sezaryeni olan bir hastamızı aldık. Bunlar batıda olası bile değil.”

“Normal olabilecek doğumlarda sezaryenden kaçınılmalı”
Spontane doğumların çok daha avantajlı olduğunu vurgulayan Yıldızhan, anne adaylarının tıbbi zaruret dışında tercihlerini normal doğumdan yana yapmaları gerektiğini ifade ederek, “Ameliyatla olan doğumlarda gerek anne gerekse bebeğin en başından bir anestezi riski vardır. Normal doğumlarda ise bu risk ortadan kalkmaktadır. Zaten doğum olayı fizyolojik bir eylemdir. Belki karışılmazsa kendiliğinden olabilecek bir şeydir. Fakat burada şöyle bir şey de var, elimizdeki teknolojik imkanları kullanarak öngördüğümüz sıkıntılı bir durum varsa, bu anne-bebek ya da her ikisi ile alakalı olabilir. Böyle durumlarda sezaryenden kaçınılmamalıdır. Çünkü bu tıbbi zarurettir. Ancak normal olabilecek doğumlarda da sezaryenden kaçınılmalıdır” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın