• Siyaset

3 milyon 251 bin 997 Suriyeli kayıtlı bulunuyor

Başbakan Yardımcısı Akdağ, "Geçici barınma merkezlerine yaklaşık 548 bin Suriyeli giriş yapmıştır. 29 Eylül 2017 tarihi itibarıyla 227 bin 864 Suriyeli, 10 ilimizde kurulan 21 geçici barınma merkezinde misafir edilmektedir." dedi.
3 milyon 251 bin 997 Suriyeli kayıtlı bulunuyor
AA - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Türkiye'deki geçici barınma merkezlerine yaklaşık 548 bin Suriyeli'nin giriş yaptığını belirterek, "29 Eylül 2017 tarihi itibarıyla 227 bin 864 Suriyeli, 10 ilimizde kurulan 21 geçici barınma merkezinde misafir edilmektedir. Bu insanların yiyecek, sağlık, güvenlik, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık gibi insani ihtiyaçları da hükümetimiz tarafından sivil toplumun uluslararası kuruluşların da desteği alınmak üzere karşılanmaktadır. Ülkemizde 3 milyon 251 bin 997 Suriyeli kayıtlı bulunuyor." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) 2018 yılı bütçeleri görüşülüyor.

Akdağ, AFAD, doğal ve beşeri kaynaklı afetler ve acil durumlar karşısında Türkiye'nin dirençli ve hazır olmasını amaçlayan "Sosyal sinir merkezlerinden" biri olduğunu belirtti.

AK Parti'nin, iktidara geldikten sonra Türkiye'nin afet-acil durum stratejisini değiştirdiğini anlatan Akdağ, "Daha önce afetler ilgili olarak görev yapan farklı bakanlıklardaki farklı kurumları bir çatı altına getiren, böylece başbakanlığın otorite ve koordinasyon kabiliyetini kullanan yeni bir kurum oluşturduk. 2009 yılında çıkarılan 5902 sayılı yasa ile yine Başbakanlık'a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurmuş oldu." diye konuştu.

Akdağ, AFAD'ın üzerinde ısrarla durduğu ve durmaya devam edeceği konuların başında "Afetlere Hazırlık" konusunun geldiğini, bunun için alınacak tedbirlerin en temel düzeyden başlayarak, aşama aşama en üst düzeye çıkarılması gerektiğini anlattı.

Bu konuda özellikle farkındalık eğitimlerinden oluşan bir setle yaklaşık 9 milyon kişinin bilinçlendirildiğini aktaran Akdağ, Türkiye Bilinçlendirme ve Eğitim Projesi kapsamında, ailelere, okuldaki öğrencilere, işyerlerindeki çalışanlara ve gönüllü gençlere afetler konusunda eğitimler verildiğini kaydetti.

"81 ilde de İl Afet Müdahale Planları'nın hazırlandı"

Akdağ, AFAD'ın, afet yönetimi sisteminin çatı belgesi olan Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın Türkiye'nin bu konudaki vizyonunu ortaya koyduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı kılavuzluğunda afet yönetimi alanındaki sorumlulukları ve faaliyetleri içeren alt planlar oluşturulacaktır. Oluşturulan bu alt planlardan birisi olan ve Türkiye afet yönetim sisteminin önemli bir bileşeni niteliğindeki Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) çalışmaları AFAD koordinasyonunda devam etmektedir. TARAP'ı 2018'in hemen başında tamamlayarak yürürlüğe sokmak için ciddi bir çalışmanın içine girdik. Bu çalışmayla afet risklerinin belirlenmesi, her türlü tedbirin topyekün bir şekilde alınarak bu risklerin önlenmesi ve azaltılması için neyin, ne zaman, kim tarafından, nasıl yapıtacağını açıklamış oluyoruz. Bunun bir tarafından kamu var, bir tarafında da gönüllü kuruluşlar var, sivil toplum var, belediyeler var."

Türkiye Afet Müdahale Planı'nın hazır olduğunu ve uygulandığını kaydeden Akdağ, afetlere müdahale ve afet sonrası iyileştirme konularının çok önemine değindi.

Akdağ, afete müdahale konusunda belirlenen sorumluluklarla ilgili tüm bakanlıkların, kurum ve kuruluşların, Ulusal Düzeyde Müdahale Planları'nın oluşturulduğuna işaret ederek, 81 ilde de İl Afet Müdahale Planları'nın hazırlandığını vurguladı.

"Suriyelilerin ihtiyaçları için 1 milyar 608 milyon lira harcandı"

Akdağ, tabiat kaynaklı afetler nedeniyle afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamak için valiliklerin emrine toplam 89 milyon 582 bin lira ödendiğini vurgulayarak, ayrıca altyapıları hasar gören il özel idaresi ve belediyelere de toplam 115 milyon 542 bin lira ödenek gönderildiğini ifade etti.

Suriye'de meydana gelen iç karışıklıklar nedeniyle ülkemizde bulunan geçici koruma altındaki Suriyelilerin iaşe, barınma ve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için toplam 1 milyar 608 milyon 332 bin lira harcandığını açıklayan Akdağ, "Güneydoğu'daki terör operasyonları sebebiyle güvenlik güçleri ve sivil vatandaşların iaşe ve barınma ihtiyaçlarıyla diğer harcamalar için ise 100 milyon lira kaynak kullanılmıştır." diye konuştu.

Akdağ, enformasyon çağındaki teknolojik yöntemlerin, afet ve acil durumlarının yönetiminde kilit bir role sahip olduğunu belirterek, afetlere müdahale ve zararları azaltma konusunda teknolojik imkanları en iyi şekilde kullanan kurum olmayı hedeflediklerini anlattı.

Bu kapsamda geliştirilen projelerden birinin Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Sistemi'nin olduğunu belirten Akdağ, sistemin, 81 il Afet ve Acil Durum yönetim merkeziyle paydaş bakanlık ve kurumlar arası fiber optik uydu ve telsiz altyapılarının yedekli olarak kullanıldığı, sürdürülebilir ve güvenli haberleşme hedefleyen bir sistem olduğunu kaydetti.

Akdağ, diğer bir sistemin de afet yönetiminde kullanılan Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi olduğuna vurgu yaparak, "Bu proje, coğrafi bilgi sistemleri üzerine inşa edilmiş, uyarı ve tahmin yapabilen, afet anında tüm kaynakları etkin bir şekilde yönetebilen karar destek mekanizmalarına sahip bir sistemdir." dedi.

"Ülkemizde 3 milyon 251 bin 997 Suriyeli kayıtlı bulunuyor"

Suriyelilere Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatla krizin çıktığı ilk günden beri açık kapı politikası uygulandığını belirten Akdağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Geçici barınma merkezlerine yaklaşık 548 bin Suriyeli giriş yapmıştır. 29 Eylül 2017 tarihi itibarıyla 227 bin 864 Suriyeli, 10 ilimizde kurulan 21 geçici barınma merkezinde misafir edilmektedir. Bu insanların yiyecek, sağlık, güvenlik, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık gibi insani ihtiyaçları da hükümetimiz tarafından sivil toplumun uluslararası kuruluşların da desteği alınmak üzere karşılanmaktadır. Ülkemizde 3 milyon 251 bin 997 Suriyeli kayıtlı bulunuyor."

Akdağ, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugün dünya tarafından kabul edilmiş bir "insani Yardım" hüviyeti bulunduğunu anımsatarak, kurumlar, bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla dünyanın dört bir yanına şefkat elinin uzatıldığını kaydetti.

Türkiye olarak 56 ülkede insani yardım operasyonu gerçekleştirildiğini ifade eden Akdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yemen, Mozambik, Myanmar, Afganistan, Arnavutluk Haiti, Sudan, Ekvador, Malezya, Sırbistan, Çad ve daha birçok ülkede insani yardım operasyonları gerçekleştirilmiştir. Bu çeşit krizler açısından dünyanın en riskli bölgelerinden biri Myanmar'dan Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların yaşadığı bölgedir. Dar bir alanda 1 milyona yakın insan yaşıyor. Biz bunların en az 100 binine geçici barınma merkezleri yapmak üzere Bangladeş hükümetiyle görüşmeler yaptık. Önümüzdeki birkaç ay içerinde çalışmalara başlayacağız."

"Milletin kararına herkesin saygı göstermesi gerek"

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Başbakanlığın kendini feshettiğine yönelik iddialara ilişkin, bunun söz konusu olmadığını, milletin verdiği bir karar sonucu böyle bir durumun oluştuğunu söyledi.

Milletin verdiği karara herkesin saygı göstermesi gerektiğini belirten Akdağ, "Millet yaptı mı buna itiraz olmaz. Şu anda bir fesih yok. Biz Başbakanlık bütçesi için buradayız." değerlendirmesinde bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) operasyonları sonucu devlet tarafından en konulan işletmelere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) kayyum atamasına ilişkin bir soru üzerine Akdağ, TMSF'nin kendisine yüklenen görevleri hakkıyla yerine getirdiğini ifade etti.

TMSF'nin, FETÖ meselesinden sonra şirketlere kayyum atama işinde de büyük bir başarı sağlandığını dile getiren Akdağ, "Şirketlere atanan kayyumların yönetimi gayet başarılı. Ortada büyük bir başarı var. Bugün TMSF güzel yönetiliyor. TMSF ile Sayıştay arasındaki görüş farklılıkları olduğuna ilişkin söylemleri anlayamıyorum. Bir taraftan 'Hukuka aykırılık var' deniliyor, öbür taraftan bunun suç teşkil etmeyeceği söyleniyor. Hukuka aykırı bir şey varsa idari yaptırım olur en azından." diye konuştu.

"Teröristleri mi alalım Türkiye'ye?"

Sınır kapılarından Türkiye'ye gelen sığınmacıların seçilerek alındığına ilişkin soru üzerine Akdağ, sığınmacıların Türkiye'ye seçilerek, kontrol edilerek alınmasının çok normal olduğunu anlattı.

Akdağ, "Bununla ilgili mevzuatta, Türkiye dışında hangi saikte olursa olsun zalimce eylemler yaptığını düşündürecek nedenleri bulunanlar, ülkesinde silahlı çatışmaya katılmış olduğu halde bu faaliyetlerini kalıcı halde sonlandırmayanlar, terör eylemlerinde bulunduğu, planladığı... Bunları alalım mı yani Türkiye'ye? Bunlar uluslararası anlaşmalarla ortaya konulmuş şeyler." dedi.

KHK ile meslekten ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumlarının hatırlatılmasının ardından Akdağ, ortada yargının verdiği kararlar olduğunu belirterek, "Sağlık Bakanlığımız bu vatandaşlarımızı çok yakından takip ediyor. Hukukun kendisine verdiği çerçevede müdahale etme imkanını buluyorlar. Müdahale edilmeye çalışıldığında, 'Siz nasıl müdahale edersiniz bunlara' itirazları ile karşılaşıyoruz. 'Bunların ölmelerine göz göre göre müsaade etmeyin' diyen çevrelerden geliyor bu itirazlar. Aslında bu iki insanın hayatını düşünen herkesin buradaki fiile son verilmesi için onları teşvik etmesi lazım." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdağ, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yardımlarının hangi kriterlere göre yapıldığına ilişkin bir soruyu da cevapladı.
Yorum Yazın