AA -
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, resmi twitter adresinden Avrupa’yı sert sözlerle eleştirdi.
Fransa'da çiftçi Cedric Herreou’nin göçmenlere yardım ettiği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığını ve bunun gibi pek çok örneğin olduğunu belirten Çelik, “Göçmenlere çorba dağıtanların engellendiği, tutuklandığı örnekler var. Avrupa'da bazı yerlerde bazı belediyeler göçmenler barınmasın diye köprü altlarına kayalar yerleştirdiler. Calais kampındaki çok kötü uygulamalar basına yansıdı. Göçmenlere yardım etmek isteyenleri polis marifetiyle engellemeye devam ediyor. İtalya'da göçmenlerin sığındığı adaya ulaşımın kesilmesini Avusturya Dışişleri Bakanı önerdi. Bu açıklamasıyla ilgili bölgenin Belediye Başkanı ‘Bu öneriler Nazileri hatırlatıyor’ diye cevap verdi. İtalya hükümeti de bu önerilere tepki gösterdi. Hala, ölümden kaçan bu insanlara sınırlarını tel örgülerle, silahlı güçlerle kapatan ülkeler var. Ölümden kaçan insanlara sırt dönüyorlar. En son yayınlanan raporlarda Libya'da tutulup, Avrupa'ya geçmesine izin verilmeyen insanların ‘dünyadaki cehennem’ içinde yaşadıkları açık bir şekilde ortaya koyuldu. Bu insanların ‘dünyadaki cehennem’ denecek şartlara mahkum edildiği bağımsız kurumlarca raporlanıyor. Bu insanları ölüme mahkum eden diktatörleri eleştiren ‘çağdaş dünya’ bu insanlara ne vadediyor? Sadece söylem üretiliyor” ifadelerini kullandı.
"Türkiye Avrupa'yı güçlü bir şekilde yanında göremedi"
“Birkaç ülke yetersiz de olsa vazifesini yapmaya çalışıyor” diyen Çelik, Türkiye’nin tek başına dünyanın yüz akı durumunda olduğunu ifade ederek, “Birleşmiş Milletler (BM) Suriye İnsani Yardım Koordinatörü ve NRC Başkanı Egeland bu gerçeğin altını çizdi. Egeland, ‘Türkiye, mültecileri kabul etmek ve onları korumak konusunda dünyadaki en cömert ülke’ diye ifade etti. Türkiye bu vicdani ve siyasi vazifeyi yerine getirirken Avrupa'yı güçlü bir şekilde yanında göremedi. Aynı şekilde bu yüce insani vazifesini yerine getiren Türkiye'ye, İslam dünyası ve başka yerlerden güçlü destekler gelmedi. Ölümden kaçan bu insanlara Avrupa ülkesi ve İslam dünyasının parçası olarak yalnız kalsa da en güçlü şekilde sahip çıkan tek Türkiye. Bu, Avrupa için bir değerler sınavıdır. Avrupa, göçmenleri dışlamak yerine ‘adil ve güvenilir’ yollar açmalıdır. Avrupa için göç meselesi ‘mücadele edilecek’ bir mesele olmamalı ‘yönetilecek bir mesele’ olmalıdır. Avrupa göçmenlere karşı duvarlar örmemeli, köprüler kurmalıdır. Bir insanlık sınavıdır bu. İslam dünyası da bir değerler ve medeniyet sınavı ile karşı karşıyadır. Allah'ın mazlum kullarının yeryüzünde korunaksız bırakılması Müslüman zihniyeti için kabul edilemez. Allah katından bir yardımcı bekleyen bu mazlumlar için İslam dünyası emin alanlar oluşturamamıştır. Bu bir değerler krizidir. Mazlum kadınlar, çocuklar yurtlarından sürülmüş olarak her türlü zulme maruz kalırken, bunlar için imkanları seferber etmeyen ülkeler dünyaya hangi insani mesajı verecektir? Bu insanlara sahip çıkmak dünyanın önündeki en önemli mesele olmalıdır. Bu insanlara karşı vazifelerini yerine getirmeyenler dünyanın önüne çıkıp Avrupa değerlerinden bahsedemezler. ‘Ölürsem öbür dünyada ekmek verirler mi, karnımı doyurabilir miyim?’ diyen küçük çocuklar varken, İslam dünyası hangi değerlerin savunusunu yapabilecektir? Büyük milletimiz tüm insanlık adına bu yüce vazifeyi yerine getirmektedir. İnsanlık dersi bu topraklardan dünyaya verilmektedir. Milletimizin çoğu kez yalnız yürüdüğü bu yolda, ‘siyasi bloklar’ yanında olmasa da ‘insanı insan yapan her şey’ yol arkadaşıdır" açıklamasını yaptı.
