23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sadece İstanbul ile sınırlı kalmadı. Tüm ülkenin merakla takip ettiği seçim, bitmesine rağmen her kesimden yorumlar gelmeye devam ediyor.
Ak Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, OGÜNhaber yazarı Murat Yılmaz ile yaptığı söyleşide İstanbul seçimlerini değerlendirdi.
Ak Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın Murat Yılmaz’a yaptığı açıklama;
“Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen medeniyet mirasının günümüz dünyasında umudu olmuş bir hareketin bir neferi olma mutluluğunu iç dünyanızda yaşamak bile güzel.
31 Mart seçiminin mütemmim cüzi olan 23 Haziran İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimi tamamlandı ve seçim bitmiş oldu.
Seçim yapılan, yapılabilen bir yerde kazanan ve kaybeden olacaktır. Sonucun, kazanan için de kaybeden için de hayırlı olsun temennisi sözün önsözüdür.
İnanç dünyamız imkanların, iktidarların, makamın, zenginlik ve fakirliğin, iyilik ve kötülüklerin, zorluk ve kolaylıkların insanlar arasında dolaştırılıp elden ele değiştirileceğini bize anlatır ve hayat anlayış ve yaşam biçimini buna göre şekillendirmemizi öğretir. Onun için şükreden ve sabreden olma dengesi bir şiar bir tarz olarak hayat çizgimizi belirler.
Üzülmeli miyiz? Evet. Sevinmeli miyiz? Evet.
Bugün her kesin konuştuğu bir gün, oysa bugün belki de en çok susmamız gereken bir gün.
Neyi kaybettiğimizin üzüntüsü (ki bu asla Belediye Başkanlığı değil) yeniden neleri kazanabileceğimizin çalışma alanı (ki bu asla dünyevi makam ve mevki değil) açacak olmasının sevinci işte yeni bir denge dünyası kurma yolculuğunun başlangıcı.
Hayırlı olsun, zira inanır ve iman ederiz ki veren de O, alan da O Elhamdülillah.
Kendi içimizde; ‘Demiştim’, ‘Demiştik’ dedikodusunun üstünde yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı o susma merkezinde en ince detayına kadar masaya yatırma zamanı olduğu gibi bir de dışımızın şekil verme plan ve projelerinin makam ve mevkilerin hiçbirinin yaratılış gayemizin öznesi olabilecek, kaybetme endişesiyle ne bir korku, kazanma hırsıyla ne de bir heves vermeyeceğini bilir ve öyle inanırız.
Bu susma gerekliliği, tefekkür, muhasebe mecburiyeti, hakkı yaşama, yaşatma ve haykırma dünyası adına bir varoluş, bir yola koyulma besmelesi olacak olması ile değerlidir.
İnanç, manevi ve moral dünyamızı beslemeyen hiçbir şey ama hiçbir şey bir kazanç değildir, kardeşlik dünyamızı bozacak her şey hiçbir şeydir ve yok hükmündedir.
Dün, bugün ve yarın ne yaşamadan ne görmeden övgü veya sövgü malzemesi olamaz, olmamalıdır. Bakarken görmemek, görmek istememek tarifi imkansız gelecek arızası doğuracaktır.
Yarına hazırlanmak dünden alınan derslerden çıkarılacak doğru sonuçları uygulamaya koymayı başarmak, başarabilmekle doğru orantılıdır.
Baki selam”
