TİC Holding Header
  • USD 32.367
  • EUR 34.982
  • Altın 2324.301
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

AK Parti Sözcüsü Çelik: Kendi milletine silah çekenden daha alçak yoktur

AK Parti Sözcüsü Çelik, Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili, 'Çalışmamız, AK Parti açısından muhtemelen bayram sonrasında 1-2 toplantı daha gerçekleştikten sonra tekamül etmiş olur.' dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik: Kendi milletine silah çekenden daha alçak yoktur
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, terörle mücadele başta olmak üzere görevleri başında şehit olanlara Allah'tan rahmet diledi.

Hakkari İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Cevher'in menfur bir saldırı sonucu şehit olmasının kendilerini üzdüğünü belirten Çelik, Cevher'e Allah'tan rahmet diledi.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 679'uncu gününe girdiğini hatırlatarak, annelere selam gönderen Çelik, "Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır'da kendileriyle buluştuğu sırada söylediği gibi onların acısının bizim acımız olduğunu bir kere daha buradan vurguluyoruz." diye konuştu.

Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretinin son derece dolu ve verimli geçtiğine işaret eden Çelik, Erdoğan'ın çeşitli programlara katıldığını anımsattı.

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır anneleriyle buluşmasını "tarihi bir buluşma" şeklinde niteleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada verdiği mesajlar içinde bizim siyasetimiz açısından, hem vatandaşlarımızın kültürel, etnik zenginliklerini yok sayan inkar politikalarına karşı olduğumuzu, bu inkar politikalarını ortadan kaldırmak için verdiğimiz mücadelenin gücünü, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının birinci sınıf, eşit vatandaş muamelesi görmesi yönünde verdiğimiz siyasi mücadele, yaptığımız düzenlemeler konusundaki vurgusu Cumhurbaşkanımızın son derece önemli. Hem bunları yok sayan, geçmişte birtakım devlet bürokratları tarafından vatandaşlarımızın incitilmesi, haklarının gasp edilmesi şeklinde ortaya çıkan inkar politikalarına ne kadar karşı olduğumuz, bunun ortadan kalkması için nasıl bir mücadele verdiğimiz Cumhurbaşkanımız tarafından bir kere daha ifade edildi.

Tabii inkar politikalarına karşı olduğumuz gibi aynı şekilde bunun öbür yüzünü oluşturan terör politikalarına ve terörün kendisine karşı verdiğimiz mücadele de son derece güçlü bir mücadele. Bu çerçevede geçmişte terörü göstererek inkar politikalarını savunanların ya da inkar politikalarına sığınarak, inkar politikalarını göstererek güya terörü meşrulaştırmaya çalışanların hepsine karşı duruşumuzu bir kere daha bu ziyaret vesilesiyle ortaya koymuş olduk. Hem bu dediğim gibi inkar siyasetine hem terör siyasetine aynı anda güçlü bir şekilde karşı durarak Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarının birinci sınıf vatandaş olduğu bilinciyle hem demokratik standartlarımızı artırmayı hem de hizmet siyasetini Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir noktasına ulaştırmayı sürdürmeye devam edeceğiz."

"Son derece güçlü bir vizyon belgesi"
Toplantıda iç-dış siyasi olayların yanı sıra en kapsamlı şekilde vakit ayırdıkları konuyu, Çevre, Şehir ve Kültür Başkanı Çiğdem Karaaslan'ın sunumuyla çevre konularını ele aldıkları gündem maddesinin oluşturduğunu söyledi.

Bu gündem maddesi içinde Marmara Denizi'ndeki müsilajdan diğer çevre konularına kadar birçok konuyu tartıştıklarını belirten Çelik, Karaaslan'ın çevre siyasetiyle ilgili bütün ilkelerin ele alındığı çok güçlü bir çerçeve sunduğunu ifade etti.

"İklim Değişikliğiyle Mücadelede Türkiye Modeli Vizyon Belgesi" adı altında partinin bir hazırlığı olduğunu aktaran Çelik, şöyle konuştu: "Bu hazırlık, esasında doğanın yok olmasına, doğanın imkanlarının kaybolmasına dönük olarak hem nasıl bir mücadele vermemiz gerektiğiyle ilgili konuları içeriyor. Aynı zamanda doğanın kazanımlarının artırılmasına, doğanın, çevrenin kuvvetlendirilmesine, suyun, nefesin, havanın, her şeyin daha da güçlü daha da temiz daha insani hale gelmesine dönük olarak hazırladıkları stratejileri bizlerle paylaştı. Son derece güçlü bir vizyon belgesi."

Şehirlerdeki çevre siyasetiyle ilgili attıkları adımlar konusunda vatandaşların daha çok bilgilendirilmesinin söz konusu olacağını anlatan Çelik, "Bu çerçevede baktığımızda Türkiye'nin yeşile dönüşümüyle ilgili, yeşile daha çok yaklaşmasıyla ilgili attığımız adımlardan çeşitli olanları bizimle kendisi paylaştı." dedi.

Belgede, enerji, endüstri, ormancılık, gıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın liderliğinde yapılan "Sıfır Atık Projesi" gibi hemen hemen her alana değinen bilgilerin yer aldığını belirten Çelik, bu konularda attıkları adımlar ve bundan sonra neler yapacakları gibi konuların çok kapsamlı bir şekilde Karaaslan'ın sunumuyla MYK tarafından ele alındığını ifade etti.

"Son 5 gündür, çok sevindirici bir haber, Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj görülmedi"
Çelik, "Daha yaşanabilir bir çevre siyaseti, daha yaşanabilir şehirler için bir çevre siyasetinin hayata geçirilmesi konusunda, medeni şehir kavramının daha vurgulu hale getirilmesi, insani şehir olan medeni şehrin alt başlıklarının daha güçlü bir şekilde hem siyasetimizin parçası olarak hayata geçirilmesi hem bunun paylaşılması hem de bu konudaki bilincin artırılması." dedi.

Gençlerin bu konularda son derece hassas olduklarını ve bilinçli davrandıklarını anlatan Çelik, "Çeşitli illerde gençlerle birlikte çevre konularını beraber tartıştığımız, çevre siyasetini beraber oluşturduğumuz şehir buluşmalarının bu çerçevede sayısını artıracağız." diye konuştu.

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununa da değinen Çelik, şunları kaydetti: "Marmara Denizi'ndeki müsilajın temizlenmesiyle ilgili olarak son derece güzel haberler alıyoruz. Son 5 gündür, çok sevindirici bir haber, Marmara Denizi yüzeyinde müsilaj görülmedi. Marmara Denizi'nin yüzeyinde temizlenecek müsilaj bulunmaması tabii ki sevindirici ama bizi rehavete sevk etmemeli, teyakkuz halimiz devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonundaki çalışmalarla 11 bin metreküpe yakın müsilaj temizlendi bu bölgede. Kötü görüntüyü önlemek yetmiyor, aynı zamanda bu kötü görüntüyü aşacak şekilde dipteki temizliğin ortaya çıkması, çeşitli illerden başlayarak bağlantıların temizlenmesi ve Marmara Denizi'nin daha çok oksijenle buluşması şeklindeki çalışmalar güçlü bir şekilde devam edecek."

Yarının 15 Temmuz'un yıl dönümü olduğunu anımsatan Çelik, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde milletin topyekun direnişinin yaşandığını söyledi.

Darbe girişiminin faillerinin yakalanmasına yönelik süreci güçlü bir şekilde sürdürdüklerini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu: "Kendi milletine silah çekenden daha da alçak kimse yoktur. Kendi milletine silah çekenlerle olan mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız yarın, TBMM'de 15 Temmuz Anıtı'ndaki anma törenine, Külliye'nin karşısındaki 15 Temmuz Müzesi'nin açılışına katılacak. Aynı şekilde, 15 Temmuz Anıtı'na çiçek bırakılacak, şehit yakınlarıyla bir araya gelecek. Bu çerçevede yaklaşık 5 bin kişilik vatandaş topluluğuna bu direnişi tekrar hatırlamak, bu direnişteki şehitlerimizi tekrar rahmetle anmak, bu direnişe katılan bütün vatandaşlarımızla bu duyguyu paylaşmak için Sayın Cumhurbaşkanı'mız orada bir hitap gerçekleştirecek."

Bu çerçevede, bakanlıklar ve çeşitli kamu kuruluşlarıyla beraber yurt içinde ve dışında 3 binin üzerinde programın İletişim Başkanlığınca koordine edildiğini bildiren Çelik, "Çeşitli illerde anma törenleri gerçekleştirildiği gibi 'Türkiye Geçilmez' teması altında pek çok program hayata geçiriliyor." dedi.

Yurt içinde ve dışında toplam program sayısının 3 bin 876 olduğu bilgisini veren Çelik, "Hepsi anlamlı ama bunlar içerisinde çok daha farklı olanları var. Mesela, 15 Temmuz Derneğinin yurt dışında gerçekleştireceği 'Şehit Ayakkabıları Sergisi'. Yine, Dışişleri Bakanlığımızın 'Kosovalı Öğrencilerden Şehit Ailelerine Mektuplar' şeklindeki projesi. Tüm bunlar çok kıymetli etkinlikler. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece saat 00.13'te o direnişi tekrar hatırlamak için Türkiye genelinde Diyanet İşleri Başkanlığımızın organizasyonuyla bütün camilerde milletimize cesaret veren selalar tekrar yükselecek." diye konuştu.

"FETÖ mensuplarını himaye etmelerinin anlaşılır tarafı yok"
Türkiye'nin tarih boyunca darbelerden çok çeken, darbeler nedeniyle çok sıkıntı yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Çelik, "İlk defa tarihimizde o gün Cumhurbaşkanı'mızın yaptığı çağrıyla bütün bir milletimiz sokaklara dökülerek bu darbe girişimine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin meşru haklarının gasbedilmesine dönük bu alçak girişime karşı topyekun bir mücadele ortaya koydu. Kendi milletine silah çeken asker üniforması giymiş teröristler, Türkiye'yi sapık bir dini anlayışa teslim etmek isteyen bu alçaklar, o gece milletin güçlü iradesiyle emellerine kavuşamadılar." dedi.

FETÖ'nün en az DEAŞ kadar sapkın bir ruha sahip olduğuna dikkati çeken Çelik, şunları söyledi: "DEAŞ'a karşı çıkanların, ondan daha sapkın anlayışa sahip FETÖ'nün liderini ve mensuplarını himaye etmelerinin anlaşılır hiçbir tarafı yok. Biz bununla ilgili mücadelemizi sürdürsek de terör örgütleriyle ilgili bu çifte standardın altını çizmek isteriz. O gün dış dünyadan yapılan açıklamaların ne kadar yetersiz olduğunu ifade etmiştik. 'Taraflara itidal tavsiye ediyoruz' gibisinden son derece sığ açıklamalardı. Taraflara itidal tavsiye edilmesi, demokrasiyi yok etmek isteyen, Meclis'i bombalayan, Türkiye'nin Cumhurbaşkanını öldürmek isteyen ve vatandaşlarımızı şehit edenler ile meşru hükümeti, meşru haklarını savunan vatandaşları aynı kefeye koymaktır. Bu saldırıyı cesaretlendirmekten başka işe yaramaz."

Dünyanın her tarafında demokrasiyi desteklediğini ve demokratik gelişmeler konusunda hassas olduğunu söyleyenlerin 15 Temmuz günü sınavı geçemediğini ifade eden Çelik, "Kendi milletine silah çeken teröristler karşısında birkaç ülke haricinde çoğu 'biz o geceyi anlamadık, daha sonra bunu fark ettik' gibisinde yaklaşımlar ürettiler." değerlendirmesinde bulundu.

"Aşılama salgın sıkıntısını aşmamızı sağlayacak"
Çelik, Kovid-19 salgınına karşı aşılamanın başarılı şekilde devam ettiğini belirterek 1, 2 ve 3. dozlar ile 60 milyona yakın aşının yapıldığına dikkati çekti.

Aşıların israf olmaması için vatandaşların randevularına zamanında gitmesinin önemini dile getiren Çelik, "Günde 1 ila 1,5 milyona yakın aşılama kapasitesine sahibiz. Sağlık çalışanlarımız insan üstü gayretle şifaya vesile olmak için çalışıyor. Bilim Kurulu'na, bütün sağlık çalışanlarımıza bir kere daha şükranlarımızı sunuyoruz. Aşılama bizim yaşadığımız salgın sıkıntısını aşmamızı sağlayacak. Bu güçlü bir şekilde devam ettiği sürece daha iyi günler görme imkanımız olacak." diye konuştu.

Hayvanları Koruma Kanunu'nun TBMM'de yasalaştığını anımsatan Çelik, yasanın hayvanların eşya yerine can olarak anılmasını sağladığını söyledi.

Yasayla hayvanlara eziyet ve işkence edenlerin cezalandırıldığı yüksek standartlara sahip bir düzenlemenin ortaya çıktığını belirten Çelik, geçmişte kabahat olan birçok cürümün yasayla suç sayıldığını vurguladı.

Çelik, Suriye'deki gelişmelere de değindi.

Suriye'de bir yandan çatışmalara dönük siyasi çözüm aranırken aynı zamanda da her gün orada bir insanlık dramı yaşandığına dikkati çeken Çelik, bölgeye insani yardımların gitmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Çelik, "BM Güvenlik Konseyi Hatay Cilvegözü sınır kapımızı Kuzeybatı Suriye'ye gönderilen BM yardımları için yetkilendirilen kararını 12 ay uzatma kararı aldı. Bu daha sonra 6 aylık uzatmalar şeklinde devam edecek." diye konuştu.

Alınan kararın uluslararası toplumun bu sorumluluğunu yerine getirmesi bakımından da önemli olduğuna dikkati çeken Çelik, ateşkesin idame ettirilmesi ve siyasi sürecin yürümesinin esas çözüm olduğunu söyledi.

Bu çerçevede Astana formatının 16'ncı toplantısının yapıldığını hatırlatan Çelik, burada anayasa komitesi, siyasi süreç ve benzeri konuların hepsinin konuşulduğunu dile getirdi.

Burada, Türkiye'nin bir siyasi çözümün bulunması ile ilgili tezlerinin bir kere daha gündeme geldiğini aktaran Çelik, şöyle konuştu: "Tabii insani yardımın artırılması bütün tarafların arzu ettiği bir şey. Yine Suriye ihtilafına BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde bir çözüm bulunması da bütün taraflar buna bağlılıklarını teyit ediyor ama önemli olan bütün bu çerçeve içerisinde bu sonuca ulaşabilmektir. Önemli olan buradaki insani dramın sona erdirilmesi için yapılması gerekenleri yapmaktır.

Bakın Afganistan meselesini tartışıyoruz, yıllar içerisinde ne kadar çok tartışıldı ama bugün gelinen nokta maalesef hala burada bir çözümün ortaya çıkmaması şeklindedir. Aynı şeyi bu çerçevede de Suriye için defalarca söyledim. Suriye, Akdeniz'de yeni bir Afganistan olmasın. Eğer bu sorumsuzluk, bu duyarsızlık devam ederse Suriye'nin yeni bir Afganistan olması gibisinden bir tabloyla karşı karşıya kalırız ama maalesef Suriye konusunda, çözüm konusunda bu toplantılardaki tezlerimizi anlatmaya devam ediyoruz."

15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet dileyen Çelik, gazilere ise hürmetlerini ilettiklerini söyledi.

Çelik, "15 Temmuz, Türkiye'nin demokrasisine nasıl sahip çıktığını, siyasi namusuna nasıl sahip çıktığını, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine nasıl sahip çıktığını göstermesi bakımından tarihimizin en önemli günlerinden bir tanesidir. Bir direniş günü. O sebeple Cumhurbaşkanımızın katılımıyla devlet töreni olarak bu direniş anılıyor." diye konuştu.

Soruları yanıtladı
Ömer Çelik, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı.

Kabil Havalimanı ile ilgili gelişmelere dönük bir soru üzerine Çelik, bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi.

Türkiye'nin orada bir muharip güç olarak yer almadığını, her zaman için Afgan halkının hayat koşullarını iyileştirmeye çalışan bir unsur olarak yer aldığını dile getiren Çelik, "Yani oraya yeni gitmiyoruz, zaten oradayız." dedi.

Türkiye'nin Afganistan ile köklü ilişkileri bulunduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti: "Afganistan bulunduğu jeopolitik konumu gereği bir türbülansa girdikten sonra, çeşitli ülkelerin işgali söz konusu oldu. Terör orada çok yükseldi ve bir sürü sıkıntı yaşanmış oldu. Gelinen noktada, NATO oradan çekiliyor. Eğer Kabil Havaalanı bir şekilde korunmazsa büyük sıkıntılar ortaya çıkar. Bu çerçevede Türkiye, diğer diplomatik misyonların oradan çekilmemesi için bütün taraflarla görüşüyor. Taliban'ın açıklamasında birtakım olumsuz ifadeler var. Bunun bir iletişim kazası olduğunu değerlendirmek istiyoruz. Türkiye işgalci bir güç değildir. Afgan halkının dostu olan bir güçtür. Nihayetinde Türkiye orada bulunursa Afganistan'ın meşru temsilcilerinin daveti üzerine bulunacaktır. Tabii ki Taliban dahil olmak üzere bütün unsurlarla bu görüşmeler gerçekleştirilecektir. Biz, Afgan halkının yararına olan bir çerçevede orada bir faaliyet yürüteceğiz. Şimdiye kadar yürüttüğümüz faaliyetlerin dışında bir faaliyet değil."

Afganistan'ı Türkiye'ye etkisi bakımından uzak bir ülke olarak değerlendirmemek gerektiğini belirten Çelik, Afganistan'daki istikrarsızlığın doğurduğu göç, terör ve uyuşturucu trafiği baskısının doğrudan Türkiye'nin doğu sınırlarında büyük bir basınç oluşturduğunu, görüşmelerin bu çerçevelerde kapsamlı bir şekilde sürdüğünü söyledi.

"Kamuoyuyla tabii ki paylaşılacaktır"
Sivil anayasa çalışmasına yönelik bir soru üzerine Çelik, anayasa konusunda Cumhur İttifakı'nın kendi çalışmasını, ortak bir çalışma haline getireceğini bildirdi.

Çelik, şöyle konuştu: "Bu çerçevede baktığımızda, bizim çalışmamız AK Parti açısından muhtemelen bayram sonrasında 1-2 toplantı daha gerçekleştikten sonra tekamül etmiş olur. Daha sonra Cumhur İttifakı içerisinde bunu bir tek metin haline getirme ile ilgili bir çalışma muhakkak yapılacaktır. Ondan sonra da kamuoyuyla tabii ki paylaşılacaktır. Türkiye'nin gelecek nesillere, şimdi siyaset yapan herkesin gelecek nesillere borcudur bu. Bayram sonrasında bir iki toplantıyla birlikte artık son aşamasına geldi AK Parti açısından kendi yapacağı çalışmanın şekillenmesi, ondan sonra Cumhur İttifakı'nın bu tek metin üzerinde vereceği karar ortaya çıkacaktır. Ondan sonra paylaşılacaktır."

Yunanistan'ın tavrı
Olympiakos ile oynayacağı hazırlık maçı için Yunanistan'a giden Galatasaray kafilesine uygulanın tavra yönelik soru üzerine Çelik, "Miçotakis ile Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmesinden sonra Miçotakis, 'bu yazın sıcak geçmeyeceğini değerlendiriyorum' demişti ama ilk adımı olumsuz bir şekilde attılar." dedi.

Çelik, şöyle devam etti: "1989 Atina Mutabakatı'na aykırı bir şekilde 15 Haziran-15 Eylül arasında hiçbir askeri tatbikat yapılmaması gerekirken, turizm sezonunda tuttular böyle bir adım attılar. Buna karşı da Türkiye tabii ki navtex ilan etti. Şimdi bu yapılan şey, Olympiakos takımı Galatasaray'ı davet etmiş dostluk maçı için. Bizim teknik heyetimizin ve futbolcularımızın hepsinin testi var. Bazılarının orada hızlı test olmasını istemişler yine olumlu davranılmış ama daha sonra uluslararası kriterlere göre geçerli olan test kabul edilmeyip, herkesin hızlı testten geçirilmesi gibi şeklindeki bir muameleye dönüşünce bu muamele tabii ki kabul edilemez. Bu iyi niyetle bağdaşmaz. Burada yapılan şey ne sportmenlikle ne iyi niyetle bağdaşmayan bir şeydir. Neticede Galatasaray da çok doğru bir karar almıştır ve orayı terk etmiştir.

Hem dostluk maçına davet edeceksiniz hem de kaba gayriinsani, sportmenlikle ilgisi olmayan bir davranışta bulunacaksınız. Keşke yapmasalardı. Yunanistan Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştır, protestomuz iletilmiştir. Bunu da aynı şekilde not ettik. Bundan sonra takımlarımızın Yunanistan'a gidişiyle ilgili benzer durumun ortaya çıkmamasının garanti edilmesini bekliyoruz. Verilecek karşılıklar mutlak suretle verilir."

"Bundan sonra daha somut adımları göreceğiz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Çelik, İsrail ile sorunların belli olduğunu, bu sorun alanlarının net sorun alanları olduğunu ifade etti.

Erdoğan'ın, Herzog'u göreve başlaması sebebiyle araması neticesinde, pek çok alanda ilerlenebilecek konularda ilerlenmesi gerektiği, sorun alanı olarak tespit edilen konularda ise bu sorun alanlarının çözümüne dönük atılacak adımların atılması gerektiği ile ilgili bir çerçevenin ortaya çıktığını aktaran Çelik, şunları kaydetti: "Netice itibarıyla bölgede konuşacağımız pek çok konu var, İsrail ve Filistin meselesi başta olmak üzere. Burada konuları ikiye ayırıyorum, bir kısmı bilinen sorun alanlarıdır, bu sorun alanlarının çözülmesiyle ilgili olarak atılması gereken adımlar, kurulması gereken diyaloglar konusunda bir irade ortaya çıkmıştır. Diğer alan ise turizmden ticarete kadar iş birliği yapılabilecek alanlardır. Her iki tarafın da kazan-kazan formülü ile kazanabileceği alanlardır. Umarız hem sorunların çözümü ile ilgili diyalogların gelişmesi açısından hem karşılıklı olarak geliştirilebilecek iş birlikleri açısından bundan sonra daha somut adımları göreceğiz. Bu çerçevede devam edeceğiz."

Büyükelçi atanmasına ilişkin bir iradenin ortaya çıkıp çıkmadığının sorulması üzerine Ömer Çelik, şu açıklamalarda bulundu: "Onlar için henüz erken, onlar tabii ki değerlendiriliyordur, netice itibarıyla bunların hepsi atılacak adımlara, ortaya konulacak iradelere bağlı konular. Netice itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın İsrail Cumhurbaşkanı ile yaptığı bu görüşme, bu söylediğim çerçeveyi ortaya çıkarmıştır, iki alanda yani ilerlenecek konularla ilgili olarak, sorun alanları ile ilgili olarak... Bu çerçevenin içinin doldurulmasıyla ilgili olarak adımlar atıldıkça diğer konular, diğer müspet gelişmeler gündeme gelecektir. Şimdi çerçeve ortaya çıkmıştır, o çerçevenin içinin doldurulması aşamasındayız."
Yorum Yazın