İHA - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu’nun merkez hizmet büroları açılış törenine katıldı. Alba Ankara Otel’deki programda yaptığı konuşmada dün Dünya Engelliler Günü nedeniyle gerçekleşen programları anlatan Bakan Şahin, yapılan çalışmaları ve yeni yapılacak çalışmaları toplumla, engelli vatandaşlarla paylaştıklarını kaydetti. Engelli ve engelsiz beraber yaşama kültürü, her alanda beraber kader birliği yapıp sevinci paylaşma ve iyi günde, kötü günde bakış açısıyla yola devam edilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, “Doğuştan gelen hakkı, herkesin yaşam hakkı, onurluca yaşama hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, istihdam hakkının en önemli hak olduğunu biliyoruz. Eşrefi mahlukat olarak doğan insanın en iyi bir şekilde yaşaması bizim en temel görevimiz. Bunu yaparken de tabi ki anayasanın 10’uncu maddesi dediğimiz mağdurun, muhtacın, masumun, yetimin, yoksulun, yaşlının, yolda kalmışın daha fazla yanında olmakta hem sosyal devlet olarak bizim görevimiz hukuk devletinde, hem de bizi biz yapan değerlerde, bizim medeniyetimizde, bizim inancımızda, bizim kültürümüzde, bizim tarihimizde üzerimize büyük bir emanet ve sorumluluk. Dolayısıyla biz böyle baktığımız yerde özellikle engelli hukukunu çok önemsiyoruz. Hukuk devleti normlarında yasası olmayan, birey olarak kabul edilmeyen, yaşam hakkıyla beraber yaşam kalitesini yükseltmeye çalışan bir anlayışın mutlaka hukuk devletinde yerini alması gerektiğine inandık” şeklinde konuştu.
Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda sosyal belediyecilikle engellilerin yaşamın içerisinde güçlü bir şekildi var olması ve başbakanlığı döneminde ise bütün engellilere ulaşabilme bakış açısını getirdiğini kaydetti.
“BUGÜN 230 BİN ENGELLİ EVLADIMIZ EĞİTİM İMKANLARINDAN İSTİFADE ETMEYE BAŞLADI”
Engellilerin geldiği noktayı dört ana başlıkta iletmek için gayret ettiklerini belirten Bakan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir tanesi, bu engelsizler içinde en önemli kalkınma hamlesi, olmazsa olmazımız ‘eğitim’. Eğitimle ilgili bugün yakaladığımız hem özel okullar, hem özel rehberlik, hem bizim rehabilitasyon merkezlerimiz, hem kaynaştırma sınıflarıyla beraber bugün 230 bin evladımızı engelli evladımız eğitim imkanlarından istifade etmeye başladı. 46 bin çocuğumuzu taşımalı eğitimden sosyal yardım sisteminden ücretsiz bir şekilde taşınmasını sağladık. Şimdi geldiğimiz noktada eğitimde üniversiteye giden engelli kardeşlerimizin oranını mutlaka yükseltmemiz, istihdamdaki kalıcı bir şekilde kalkınmanın parçası yapmayı başarmamız gerekiyor. İkincisi ‘sağlık’, sağlıkta dönüşüm, sosyal güvenlik reformu, doğan çocuğun sigortalı doğması, 18 yaşına kadar sağlık hizmetlerinden bedava istifade etmiş olması, daha doğmadan anne karnındaki bebeğin annenin ve bebeğin sağlığını kontrol edecek şekilde tarama sistemlerinin sağlık sisteminin bir parçası olmasıyla beraber bir şeyi başardık. Bugün anne ve bebek ölüm hızı oranlarını en hızlı düşüren, dünyanın 10 ülkesinden biri olduk. Burada da en çok engelli kardeşlerimizin tarama dediğimiz yani koruyucu, önleyici tedbir. Engel bir sorunsa bu olmadan önleyici tedbirleri alacak sağlıkta dönüşümü başardık. Özellikle zihinsel engellilerle beraber. Şuanda hamdolsun yüzde 85 çocuklarımız işitme taramasından geçiyor ve eğer işitme engelli varsa hemen müdahale edilip, burada gerekli bir şekilde çalışma yapılıyor. Aynı şekilde zihinsel engelli çocuklarımızın da baştan otistik mi, down sendromu mu burada ne yapılması gerekiyorsa koruyucu, önleyici dediğimiz erken tanı sistemini hayata geçiriyoruz. Çok daha güçlenecek şekilde yolumuza devam ediyoruz.”
“EĞER YÜZDE 3’ÜN ÜZERİNDE ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİ ÇALIŞTIRMAK İSTİYORSANIZ BİZ SİZİ İŞSİZLİK SİGORTASINDAN FONLAYALIM”
İstihdamın en önemli işleri olduğunu söyleyen Şahin, “Bunu bir hak olarak görüyoruz. Bir lütuf, bir imtiyaz olarak görmüyorsak sizi kalkınmanın bir parçası yapmamız gerekiyor. Yüzde 3 kadrolar var, bir taraftan bunu dolduruyoruz. Bunu dolduracağız. Sınav sistemini değiştirdik, bu sınav sistemini daha da güçlendirecek şekilde yolumuza devam edeceğiz ama bunu sıfırlasak dahi engelli sayımızın istihdamın içerisinde hak ettiği yere ulaşabilmesi için özel sektörün önünü açmamız gerekiyor. Tabi ki ceza sistemi önemli bir caydırıcılık ama özellikle özel sektörün önündeki engeli kaldırıp ‘kazan kazan’ dediğimiz engelli çalıştırmayı cazibeli hale getirecek teşvik sistemini hayata geçirdiğimiz zaman o cezaların hiçbirine de gerek kalmadığını gördük. Özellikle 2008 yılında çıkan istihdam paketinde engelli çalıştırıyorsan işveren payını devlet öder şeklinde desteği, özel sektörde çalışan engelli sayımızın 89 bine ulaştığını gördük. Şimdi bugün plan bütçede çıkaracağımız yasada da eğer yüzde 3’ün üzerinde de engellinin performansından memnunsa, verdiği işleri başarılı bir şekilde yapabiliyorsa, bunun çok kanıtı var. Özellikle tekrara dayalı işlerde bizden çok başarılısın, sıkılmıyorsunuz ve çok daha verimli şekilde iş üretebiliyorsunuz. O zaman özel sektöre şunu diyoruz. Eğer yüzde 3’ün üzerinde de bu engelli kardeşlerimizi çalıştırmak istiyorsanız, biz size işsizlik sigortasından fonlayalım, istediğiniz kadar engelli kardeşimizi çalıştırın diyoruz. Bugün plan bütçede çıkaracağımız en önemli yasalardan bir tanesi bu. Diğeri korumalı iş yeri. Bugün sosyal refahı sağlanmış İskandinav ülkelerinde çok güzel çalışan bir sistem. Sosyal güvenlik sisteminin içen girip bu çocuklarımızı korumalı bir şekilde istihdam etmemiz gerekiyor. Özellikle zihinsel engelli çocuklarımızın burada istihdam edilmesi çok önemli. O yüzden bugünkü paketin içerisinde korumalı iş yeri nasıl açılır, korumalı işyeri açıldığı zaman ÖTV’den, KDV’den yani gelir vergisinden nasıl bir indirim yapılır, nasıl bir teşvik sistemi konur bunun hepsinin büyük bir alt yapısın oluşturduk. Yasa çıktığı zaman özellikle organize sanayisi güçlü olan illerde büyük korumalı iş yerleri açarak engellilerimizin kalkınmanın bir parçası olup, burada onların potansiyelini, aklını, elini, kolunu, çalışan bütün organlarını, kalkınmanın ve ekonominin bir parçası yapmak durumundayız.”
Engellilere yönelik hizmetlerin standartlarını Türk Standartları Enstitüsü ile oluşturduklarını belirten Şahin, bu kapsamdaki çalışmaları anlattı. Her şehirde bir komisyon oluşturulduğunu dile getiren Bakan Şahin, olumlu çalışmalar yürütenlerin teşvik edileceğini, konuya bu bakış açısıyla yaklaşılmıyorsa gerekli cezanın verileceğini, denetleme ve izlemenin yapılacağını söyleyerek, "Yani yapanla yapmayanın ayırt edildiği bir sistemi hayata geçireceğiz" dedi. Şahin, ayrıca artık engellilerle ilgili karar verme mekanizmalarında engellilerin de olacağını ifade etti.
AK Parti Adıyaman Belediye Başkan adayı Fehmi Hüsrev Kutlu'nun da salonda bulunduğunu kaydeden Şahin, "Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Sizlerin hayır duası her zaman yolumuzu açtı, yolumuzu aydınlattı. Ben inanıyorum ki o şehir engelli dostu bir şehir olacak, 81 ile örnek bir şehir olacak. Siz gelip o şehri yöneteceksiniz. O şehirde her şey sizin istediğiniz şekle dönüşecek. Size söz veriyorum, bir kardeşiniz olarak her zaman sizin hizmetkârınız olduğumu, o bölgede Hüsrev kardeşimle beraber engelli kardeşlerimizi nesne değil özne yapan, hayatın bir parçası yapan yerel kalkınmayı da Güneydoğu'da başaracağımıza inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ise, geçmişte sadece Dünya Engelliler Günü'nde hatırlandıklarını, sorunlarının çözümüyle ilgili adım atılmadığını belirterek, "Artık derdimiz olduğu kadar dertlerimizin ortakları olduğunu görüyoruz" dedi.
Programa TBMM İdare Amiri Salim Uslu ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da katıldı. Konuşmaların ardından Bakan Şahin’e, Konfederasyon Başkanı Çelebi plaket takdim etti.
