İHA - Alibeyoğlu, yayımladığı mesajında, “8 Mart 1857, New York’ta bir tekstil fabrikasında başlayan grevde 129 kadının yanarak yaşamını kaybettiği gündür. 8 Mart 1857 barış, kardeşlik ve daha adil bir dünya için yalnızca kadınların yollara döküldüğü gündür.
157 yıl önce, önlerine çıkan tüm engelleri aşarak “Ekmek ve Gül” sloganıyla yürüyen, yıllar sonra da “barış ve özgürlük” diye haykırıp güle oynaya greve giden kadınları selamlıyorum.
Yarın, 1977’de, Birleşmiş Milletler’e 8 Mart'ı “Kadın Hakları ve Uluslar arası Barış Günü” olarak kabul ettiren kahraman Kadınların Günü’dür” dedi.
Naif Alibeyoğlu kadınlar günü dolayısıyla yayımladığımı masajında şu ifadelere yer verdi:
“8 Mart daha özgür ve daha hakça bir dünya için topluca ve örgütlü olarak her tür cinsiyet ayrımcılığına karşı kadınlarımızın seslerini biraz daha yükselttiği gündür.
Tüm Kars’ta yaşayan kadınlarımızın, Kadın hakları ve Uluslar arası Barış günü kutlu olsun.
Ama eğer halen; Günümüzde kadına yönelik aile içi şiddet sürüyorsa,
Aile içi şiddet mağdurları işkence mağdurlarıyla aynı duyguları yaşıyorsa,
Cinsel ayrımcılığa yaptırım uygulanmıyorsa,
Onuru kırılan kadın yaşadıkları travma ile toplumdan soyutlanıyorsa,
Namus cinayetleri “yargısız infaz” olarak karşımıza çıkıyorsa,
Berdel, beşik kertmesi, çok eşlilik saltanatı sürüyorsa,
İstihdam alanında eşitsizlik devam ediyorsa,
Dahası halen günümüz dünyasındaki işlerin yüzde 66’sı kadınlarımız tarafından yapılıyor ama, dünya gelirinin sadece yüzde 10’uyla yetinmek zorunda kalınıyorsa, bu kutlamalar bir tören sınırlarını aşamıyor demektir.
Ülkemizde giderek gerileyen refah düzeyi, ailenin mutluluğunu olumsuz yönde etkilemekte, kadına şiddeti ve aile içi geçimsizliği körüklemektedir.
Kadının maruz kaldığı taciz, cinsel istismar ve şiddet giderek artmaktadır.
Halkın "mutlu olma halleri", yerini, orta düzey mutluluğa razı olmaya bırakmıştır. Nitekim yapılan bilimsel çalışmalarda 2006 yılında ülke genelinde çok mutlu olduğunu söyleyen yüzde 12,6'lık aile 2011 yılında yüzde 8,5'e , "mutlu" olduğunu söyleyenler yüzde 65,1'den yüzde 53,6'ya, gerilemiştir. "Mutsuz" olduğunu belirtenler yüzde 1,8'den yüzde 8'e, "çok mutsuz" olduğunu ifade eden aileler de binde 4'ten binde 19'a yükselmiştir.
Kadına uygulanan şiddetin yanı sıra giderek artan yoksulluk ve sağlık sorunları kadınlarda intihar etmeyi düşünme ya da deneme olasılıklarını artırmıştır.
Kadının refah düzeyini belirlemede etkili olan, gelir, eğitim ve çalışma statüsü Kars'ta giderek kötüleşmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun belirlediği 26. İktisadi Bölge Birimi içerisinde aralarında Kars'ında bulunduğu TRA2 bölgesinin gayrisafi katma değeri 3601 dolarla Türkiye genelinde sondan ikinci duruma gerilemiştir.
Şu anda Kadın heykellerini yıkan bir belediyecilik anlayışıylada karşı karşıyayız. 2000'lerde omuzluklarla su taşıma derdinden kurtulan kadınlarımız; günümüzde, ailenin su ihtiyaçlarını karşılamak için çeşmelerden doldurup el arabalarında ve omuzlarında taşıdıkları omuzluklara tekrar mahkum edilmiştir.
Bu da yetmiyormuş gibi her gün evlerinin bodrumuna sızan kanalizasyona, donan su şebekesine karşı mücadele vermek, buz pistine dönen sokaklardan yürümek için büyük çaba sarf etmek zorunda bırakılmıştır. Kadınlarımız eş ve çocuklarının hergün çamura bulanan elibiselerini yıkamak zorunda bırakılmışlardır.
Bu nedenlerle Türkiye'de yılın kadını, binbir olumsuzluğa rağmen, onurundan ödün vermeyen ama büyük özverilere katlanarak ailesinin birliği ve mutluluğu için çalışan Karslı kadınlardır.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm Kars’ta yaşayan kadınlarımızın 8 Mart Kadın Hakları ve Uluslar arası Barış Günü kutlu olsun diyorum ve hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.”
