TİC Holding Header
  • USD 32.381
  • EUR 35.044
  • Altın 2282.879
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Ziraat Sigorta, Halk Sigorta, Güneş Sigorta, Ziraat Emeklilik, Halk Emeklilik ve Vakıf Emeklilik bundan sonra yollarına Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik çatısı altında devam edecekler. Böylece 38 bölge ve 2 bin 620 çalışanla şimdilik, 15 milyon müşteri hizmet veren ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz'
AJANSLAR - Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Sigorta tanıtım törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında gelecek nesillere güçlü bir ekonomi bırakma hedefi ile Türkiye Varlık Fonunun kuruluşunu gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, kuruluşundan bu yana geçen 4 yıllık sürede Varlık Fonu’nun 8 farklı sektörden 20 şirket, 2 lisans ve taşınmazlardan oluşan güçlü bir portföye ulaştığını, bugün de sigorta sektörüne yeni bir vizyon kazandıracak stratejik bir hamleyi hayata geçirdiklerini belirtti.

“TÜRK SİGORTACILIK SEKTÖRÜ ÇOK DAHA ORGANİZE ÇOK DAHA REKABETÇİ BİR YAPIYA KAVUŞTU”
Geçen yıl açıkladıkları yeni ekonomi programında sigortacılık ve bireysel emeklilik alanında reformları hızlandıracaklarını ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Türkiye Reasürans Anonim Şirketini kurarak bu yönde iki kritik adım attık. Kamu sermayeli sigorta şirketlerinin tek çatı altında birleştirilmesi ile bu sürecin eksik kalan yanını da tamamlamış oluyoruz. Ziraat Sigorta, Halk Sigorta, Güneş Sigorta, Ziraat Emeklilik, Halk Emeklilik ve Vakıf Emeklilik bundan sonra yollarına Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik çatısı altında devam edecekler. Böylece 38 bölge ve 2 bin 620 çalışanla şimdilik, 15 milyon müşteri hizmet veren ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz. Bu büyük birleşme ile Türk sigortacılık sektörü çok daha organize çok daha rekabetçi bir yapıya kavuşturduğumuza inanıyorum. Atılan bu adımın sadece sigortacılık sektörüne değil, finans piyasasına ve reel ekonomiye de önemli katkıları olacaktır. Türk sigorta ve emeklilik sektörü ne kadar yüksek düzeyde fon biriktirirse ülkemizin büyümesine ve kalkınmasına o derece destek verecektir. Özellikle hayat sigortaları ve emeklilik sistemi uzun dönemli ve düşük maliyetli fon birikimine katkı sağlayan temel araçlardır. Devletin desteği ve teşviki ile fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan bireysel emeklilik sisteminde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük maliyetli büyük bir kaynak sağlanabilecektir. Birbirini tamamlayan kamu sermayeli 6 köklü kurumumuzun faaliyetlerinin tek çatı altında toplanması bu şirketlerin verimliliğini artıracak, maliyetleri düşürecek, sektöre yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Türk sigortacılığının en önemli sorunu; sektörün belirli branşlarda yoğunlaşması ve yeni ürün geliştirmekte yetersiz kalmasıdır. Türkiye Sigorta yenilikçi bakış açısıyla sigortacılık hizmetlerinin daha geniş kesimlere ulaşması ve istikrarlı büyümenin devamlılığı adına önemli bir misyon üstlenecektir. Yeni yapının kar gayesi yanında sektör ve kamu yararını da önceleyen bir zihniyetle çalışması sistemin yenilikçilik açığını da giderecektir. Önümüzdeki dönemde sektörde hem sigorta hem de emeklilik tarafında önemli gelişmeler yaşanmasını bekliyoruz. Türkiye’de bölgesel bir sigorta lideri çıkarma hedefimize bir adım daha yaklaştığımızda inanıyorum. Adını gücünden alan Türkiye Sigortanın sigorta sektörümüzü küresel rekabette zirveye taşımasını ümit ediyorum” diye konuştu.

“SOĞUKKANLI BİR ŞEKİLDE SÜRECİ YÖNETTİK”
Çin’de başlayan Kovid-19 hastalığının insanlığın son bir asırda karşılaştığı en ciddi sağlık krizlerinden birisi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Şimdiye kadar 900 bine yakın insanın hayatına mal olan bu salgına gelişmiş ülkeler dahil birçok devlet maalesef hazırlıksız yakalanmıştır. Maddi zenginlik olarak bizden kat ve kat üstü olan devletler bu süreçte kamu güvenliğinden temel sağlık ihtiyaçlarının temini ne kadar birçok alanda ciddi sıkıntılarla karşılaştılar. Sağlık sigortası olmayan insanların ölüme terk edildiği, tedavi hizmetlerinin astronomik rakamlarla sunulduğu durumlara dünyada şahit olduk. Dünya artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir döneme girmiştir. Her ne kadar Covid-19 öncelikle sağlıkla ilgili bir kriz olsa da sonuçları itibarıyla hayatımızın her alanını derinden sarsmıştır. İşgücü piyasasından ticarete, kişisel ilişkilerden kamu güvenliğine, ekonomiden turizme kadar pek çok alanda salgının artçı şoklarını halen hissediyoruz. 20 yılı ilk yarısında küresel ölçekte büyük üretim kayıpları, işsizlik oranlarında yükseliş ve tüketim alışkanlıklarında değişiklikler olmuştur. Salgının sarsıcı etkisinin daha iyi anlaşılması ile uluslararası kuruluşlar küresel büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizyona gitmek durumunda kalmışlardır. Ekonomik veriler ve beklentiler Amerika, Almanya, Japonya, İngiltere gibi büyük ekonomilerin bile salgının etkisiyle sarsıldıklarını, çok ciddi ekonomik kayıplar verdiklerini gösteriyor. Ekonomide 2020 yılının ikinci çeyreğinde Japonya yüzde 10, Almanya yüzde 11,7, Fransa yüzde 19, İngiltere 21,7 ve İspanya yüzde 22,1 oranında daralmıştır. İlk çeyrekte yüzde 4,4 büyüyen Türkiye, ikinci çeyrekte yüzde 9,9’luk küçülme oranı ile bu ülkelerden ayrılmıştır. Bu tabloda salgının yayılmasına karşı aldığımız tedbirlerin ve uyguladığımız destek politikalarının çok büyük katkısı vardır. Ekonomik istikrar kalkanı paketiyle vatandaşlarımızı, esnafımızı ve firmalarımızı salgının olumsuz etkilerine karşı korumaya aldık. Salgının en kritik evresinde ne sağlık sistemimizin çökmesine ne kamu düzeninde herhangi bir aksaklık yaşanmasına ne de ekonomimizin tümüyle durmasına izin verdik. Yine bu dönemde milletimize sürekli karamsarlık aşılayan, haritada yerini dahi bulamayacakları ülkeleri Türkiye’ye örnek gösteren muhalefetin bize çekmek istediği tuzağa düşmedik. Türkiye gerçeklerinden kopuk, topluma maliyeti hesap edilememiş fevri kararları almak yerine soğukkanlı bir şekilde süreci yönettik” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın