TİC Holding Header
  • USD 32.395
  • EUR 35.082
  • Altın 2325.08
  • BIST 100 9129.19
  • Siyaset

'Kovid-19 süreci sonrasında Türkiye-AB arasında yeni işbirliği alanı olarak sağlık konusu öne çıkabilir'

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Karayel, Kovid-19 salgını sonrasında Türkiye-AB arasında yeni işbirliği alanı olarak sağlık konusunun öne çıkabileceğini belirterek 'Türkiye bu dönemde 150 ülkeden 127’sinin taleplerini karşıladı' dedi.
'Kovid-19 süreci sonrasında Türkiye-AB arasında yeni işbirliği alanı olarak sağlık konusu öne çıkabilir'
AJANSLAR - Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar ile Brüksel'de bulunan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger ile "Kovid-19 Süreci ve Sonrasında Türkiye-AB İlişkileri ve Fırsatlar" konulu video konferans gerçekleştirdi.

Karayel, video konferansta yaptığı konuşmada, 10 Haziran Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu çatısı altında Avrupa Birliği-Türkiye Dostluk Grubu'nun kurulduğunu, bu gelişmenin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Türkiye ve AB'nin Kovid-19 salgını krizinin üstesinden gelmek için daha yakın ve daha güçlü çalışması gerektiğini dile getiren Karayel, "Avrupa Birliği Komisyonu bazı üçüncü ülkelere seyahat kısıtlamalarının kaldırılması ile ilgili tavsiye kararı almış ve ancak kısıtlamaları kaldırılacak ülkeler içinde Türkiye yer almamıştır. AB Komisyonunun bu kararını gözden geçirerek, Shengen bölgesinin Türk vatandaşlarına da açılmasını umut ediyoruz." diye konuştu.

Karayel, Türkiye-AB ilişkilerinin çok kuvvetli olduğunu ve büyük önem taşıdığını belirterek şöyle devam etti: "Zaman zaman ilişkilerimizde yaşanan zorluklar ve sınanmalara rağmen, ticaret, göç, terörizm, enerji, güvenlik ve savunma gibi çeşitli alanlarda işbirliğimiz geniş Avrupa coğrafyası için de önemlidir. Kovid-19 süreci işbirliği ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunun göstergesidir. Kovid-19 salgını sonrasında Türkiye ile AB arasında yeni bir işbirliği alanı olarak sağlık konusunun öne çıkabileceğini düşünüyoruz. Türkiye, salgın döneminde 150 ülkeden 127’sinin taleplerini karşıladı. Ayrıca, 26 AB üyesi ülkenin 20’sinin ilaç, malzeme, teçhizat yardımı çerçevesinde, hibe veya satın alma ve ihraç izni şeklinde taleplerine cevap verdi. Bu durum, Türkiye ile AB arasında, sağlık alanında iş birliklerinin yapılabileceğini kanıtlamıştır."

"Türkiye, AB için güvenli limandır"
AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar da salgın döneminde Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin iki taraf için de kazan-kazan esasına dayandığını anlattı.

Salgın sonrasında yeniden yapılandırılmanın tüm sektörlerde ve coğrafyalarda önemli olacağını ifade eden Gülpınar, "Dünyanın salgın sürecinden çıkmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte, Türkiye aldığı tedbirlerle birçok ülke tarafından örnek alındı. Alınan tedbirler, Türkiye'yi turizmde güvenli ülkeler sınıfına sokmaktadır. Biz Avrupalı misafirlerimizi ülkemizde ağırlamak istiyoruz. Seyahat yasakları kalkıp Türkiye'nin güvenli ülke statüsüne dahil edilmesini karşılıklı seyahatlerin başlamasını ümit ediyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin AB için hem ithalatta hem ihracatta daha yetkin bir partner olabileceğini vurgulayan Gülpınar, "Zaman zaman yaşanan gelgitlere rağmen, salgın deneyimi ortaya koydu ki Türkiye, AB için güvenli bir limandır. Mevcut ticaret, nakliye ve tedarik zincirlerinin sorgulandığı ve yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı bu dönemde AB, Türkiye ile coğrafi yakınlığını, ticaret ve ikili ilişkilerde çok daha sağlam bir işbirliğinin zemini olarak görmelidir. Bu doğrultuda Gümrük Birliğinin güncellenmesi, kapsamının genişletilmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisinin sağlanması çok büyük önem taşımaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

AB yetkilileri Antalya'da incelemelerde bulunacak
AB -Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise dört yıldır Türkiye'de çalıştığını ve görev süresinin bitmek üzere olduğunu anımsattı. Türkiye ile AB'nin geçen yıllarda son derece ciddi iş birlikleri gerçekleştirdiğini ifade eden Berger, şöyle konuştu: "Salgınla beraber her alanda iş birlikleri sekteye uğradı. Ancak bu dönemde de Türkiye ile beraber tır ve kamyon taşımacılığı, vatandaşların ülkelerine ulaştırılması, sağlık alanında da çalıştık. Tüm dünyada makro ekonomik ölçekte değişiklikler oldu. AB buna kayıtsız kalmadı ve 750 milyar avro üzerinde bir kaynak ayırarak bazı sorunların üstesinden gelmeyi amaçlıyor. Ayrıca Kobi ve çeşitli sektörlere ilave desteklerle bu rakam AB genelinde 4 trilyon avroya yaklaştı. Krizlere, salgınlara hazırlık dönemine özel yeni yöntemler geliştirmek, koruyucu malzeme ve tıbbi malzeme üretmek AB üyesi devletler arasında sağlık sistemlerinin kriz yönetiminde yeterli olması için çalışmamız gerekecek."

Berger, tedarik yapılan ülkelerin salgınla beraber tekrar gündeme geldiğini aktararak "Türkiye'nin tedarik üretimi yapan ülkelerden biri olduğunu biliyoruz. AB'nin stratejik üretim hatlarını Türkiye'ye yaklaştırılması konusu çeşitli toplantılarda da gündeme geldi. Bu konuda adımların atılmasını bekliyoruz." dedi.

Güvenli seyahat ve turizm adına Türkiye'nin güvenli ülkeler listesine dahil edilmesi için 1 Temmuz'a kadar vakti olduğunu söyleyen Berger, "AB ülkelerinden yetkililer Antalya'ya davet edildi. Güvenli seyahat ve tatil alanında çalışmaları yerinde inceleyecekler, sonuçları hep birlikte göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın