• Siyaset

Tabiata bakış açımızı düzeltmezsek dünya yaşanılır olmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Tabiata, çevreye ve hayata dair bakış açımızı düzeltmezsek, dünya yaşanılır bir yer olmaktan tamamen çıkacaktır.' dedi.
Tabiata bakış açımızı düzeltmezsek dünya yaşanılır olmaz
AA - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Batıkent Haydar Aliyev Ormanı'nda düzenlenen "Fidanlar Fidanlarla Büyüyor" programına katıldı.

Projeyi gelecek adına son derece önemli bulduğunu belirten Erdoğan Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığını projeye öncülük ettikleri için tebrik etti.

"Fidanlar Fidanlarla Büyüyor" projesiyle tüm ilkokul ve ortaokullardaki öğrencilerin katılımıyla ülke genelinde yeni bir fidan dikim seferberliği başlattıklarını anlatan Erdoğan, "Bu iki bakanlığımızın koordinasyonunda hayata geçirilen bu proje sayesinde 81 vilayetimizin tamamında 10 milyon fidan, okul çağındaki evlatlarımız adına toprakla buluşuyor, hayırlı olsun." diye konuştu.

Her öğrencinin kendi adına bir fidanı olacağına işaret eden Erdoğan, "Bu fidanlar evlatlarımızla beraber büyüyecek, onlarla beraber gelişecek. Çocuklarımızın yaşları ilerledikçe fidanların kökleri toprağa, boyları göğe doğru yükselecek. Öğrencilerimizin bugün kurduğu hayaller zamanla gerçeğe yaklaştıkça inşallah diktikleri fidanlar ağaçlara, ağaçlar da ormanlara dönüşecek. Bugün okul bahçelerinde koşturan, gözlerinin ışıltısı yüreğimizi ısıtan çocuklarımızla beraber ülkemizin ormanları, ekonomisi, güzellikleri de büyüyecek." değerlendirmesinde bulundu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projenin geleceğin teminatı olan çocuklara tabiata ve çevreye sahip çıkma bilincini de aşılayacağına inandığını vurgulayarak, "Bu projenin evlatlarımıza daha yeşil, daha güzel, daha huzurlu bir Türkiye bırakma mücadelemize de katkı sağlayacağını düşünüyorum." dedi.

Projenin icrasında görev alacaklara şükranlarını sunan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyamız sanayi devrimiyle beraber başlayan ve halen devam eden tarihi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu dönem sadece kullandığımız araç gereçleri değil beşeri ve sosyal hayatımızın tamamını da değiştiriyor, dönüştürüyor. Geride bıraktığımız son iki asra baktığımızda insanın toprakla, tabiatla, çevresiyle içinde yaşadığı toplumla ve bizatihi kendisiyle kurduğu ilişkinin mahiyetinde büyük bir değişim yaşandığını görüyoruz. Sanayileşme ve modern teknoloji daha önce hiç olmadığı kadar insana doğa karşısında güç vermiş tabiata müdahale etme imkanı tanımıştır."

Modern teknolojiyle geçilmesi imkansız görülen çöllerin geçildiğini, uzakların yakın hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Bu yeni durum, modern insanın tabiatla geliştirdiği ilişkinin kopmasına, kırılmasına, yeni bir şekle bürünmesine sebep olmuştur. Tabiat insanın gözünde artık şahsiyetini kaybetmiş, Yaradan'ın, hayatını idame ettirmek için kendisine verdiği bir emanet olmaktan çıkmıştır. Modern insan için tabiat ya zapt altına alınması gereken bir düşman ya da üzerinde mutlak tasarruf sahibi olunması icabeden özel bir mülk gibi algılanmaya başlamıştır." ifadesini kullandı.



"Tabiat, insanın hilkatte yani yaratılışta kardeşidir"

Kimi Batı'lı yazarların yaşanan bu anlam kaybını "Tabiat artık bir mabed değil, bir fabrikadır" ifadesiyle açıkladıklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Oysa kadim toplumlarda tabiat insanın evi, yurdu, vatanı, hatta İbni Arabi'ye göre insanın anasıdır. Biz de bunun için toprağa, toprak ana diyoruz. İslam düşüncesinde tabiat şahsiyet sahibi, Allah'ın kainatta yarattığı her şey gibi insana amade kılınmış, emanet edilmiş bir varlıktır. Bu açıdan tabiat, insanın hilkatte yani yaratılışta kardeşidir. Kimi Müslüman düşünürlerin hurma ağacından bahsederken 'Ademoğullarının halası' tabirini kullanması yaratılıştaki bu kardeşliğin bir sembolüdür. Öte yandan Yüce Mevla'nın Kur'an-ı Kerim'de birçok şeyi tabiat üzerinden insana anlattığına, tasvir ettiğine de şahit oluyoruz. Rabb'imiz bize cenneti anlatırken 'yemyeşil' ifadesini kullanıyor, cennetin güzelliklerini tarif ederken Yüce Allah nehirlerden, ırmaklardan, pınarlardan bahsediyor. Aynı şekilde Rabb'imiz güzel sözün önemini, 'Güzel söz kökü yerde sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer, o ağaç Rabb'inin izniyle meyvesini her zaman verir' buyurarak ağaç motifiyle izah ediyor. Bunların dışında mukaddes kitabımızda tabiatla ilgili pek çok örneğe, pek çok darbımesele rastlıyoruz."

Çevreye ve insana dair son iki asra damga vuran bu değişimin en büyük zararı yine insana, dünyaya ve geleceğe verdiğine değinen Erdoğan, "Sınırsız tüketim hırsı ve ne pahasına olursa olsun tabiat üzerinde tahakküm kurma isteği bizi bugün devasa çevre sorunlarıyla yüz yüze bırakıyor. Denizlerimiz kirlenirken, akarsularımız, göllerimiz, derelerimiz kuruma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Dünya genelinde orman varlığı günden güne daha da azalıyor. Verimli tarım arazilerinin yerini her geçen gün bacalarıyla havayı kirleten fabrikalar alıyor." diye konuştu.



'Tabiata bakış açımızı düzeltmezsek dünya yaşanılır olmaz'

 Başkan Erdoğan, "Tabiata, çevreye ve hayata dair bakış açımızı düzeltmezsek, dünya yaşanılır bir yer olmaktan tamamen çıkacaktır." ifadelerini kullandı.

"Türkiye, erozyonla mücadelede dünya lideridir ve orman alanını artıran nadir ülkelerden biridir." diyen Erdoğan, "16 yılda 4 milyar 70 milyon adet fidan diktik, bu rakamı 7 milyara çıkarmayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çevre kirliliğini önleyecek, israfı engelleyecek, çevre bilinci kazandıracak çalışmalara öncelik veriyoruz." ifadelerini kullanarak, şöyle konuştu:
"Yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik veriyoruz. Daha yeşil, daha temiz bir Türkiye'ye sadece fidan dikerek ulaşamayız."

"İnsanları yerlerini terk etmeye zorlayan sebeplerin başında çölleşme geliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çatışma ve savaşlardan sonra insanları yerlerini terk etmeye zorlayan sebeplerin başında çölleşmenin geldiğini, her yıl 10 milyon hektardan fazla tarım arazisinin kaybedildiğini, 5 milyon hektar orman arazinin tahrip edilmesi nedeniyle de 1 milyar insanın yeterli beslenemediğini belirtti.

Toprakların kötü kullanımı nedeniyle 2035'e kadar küresel gıda üretiminin yüzde 12 azalmasının beklendiğine işaret eden Erdoğan, aynı şekilde kutuplardaki buzulların hızla erimeye başlamasının tüm insanlığı tehdit eden çevre sorunlarının habercisi olarak görüldüğünü vurguladı.

Erdoğan, meselenin bir başka boyutunun da batılı zengin devletlerin ürettiği bu sorunların yükünü Asya, Güney Amerika ve Afrika'daki fakir ülkelerin taşımak zorunda kaldığını belirterek, "Batılı toplumların zenginliklerini ve refahlarını borçlu olduğu sanayileşme hamlelerinin bütün maliyetini maalesef fakir halklar ödüyor." diye konuştu.

"Batıda birileri lüks içinde yaşarken milyarlarca insan bu refahın bedelini ödüyor"

Bir ülkenin, bir bölgenin refahının diğer ülkenin, bölgenin sefaletine dayandığına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle batıda birileri lüks ve şatafat içinde yaşarken milyarlarca insan canı, kanı ve sömürülen emeğiyle bu refahın bedelini ödüyor. Kimi ülkeler, refahlarına refah katarken Somali'nin nehirleri kuruyor. Brezilya'nın yağmur ortamları, Bangladeş'in su kaynakları tahrip oluyor. Doğru düzgün, hiçbir yeraltı kaynağı olmayan devletler zenginleşirken, yüz milyarlarca dolarlık altın, elmas ve petrol rezervlerinin üzerinde yaşayan insanlar evlerine ekmek dahi götüremiyor. Batıdaki zenginlerin yatlarına, spor arabalarına petrol taşıyan tankerlerin çevreye verdiği zararı en çok derme çatma sandallarıyla çocuklarına rızık arayan Afrikalı balıkçılar hissediyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buzulların erimesiyle değişen iklimin okyanusların ücra köşelerindeki adalarda kendi hallerinde yaşayan insanları etkilediğine işaret ederek, önlem alınmazsa ileride çocukların çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağını bildirdi.



"Tabiata, çevreye ve hayata dair bakış açımızı düzeltmezsek, dünya yaşanılır bir yer olmaktan tamamen çıkacaktır." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"O meşhur Kızılderili sözünde de denildiği gibi 'Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde, işte o zamanın paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.' Hepimize düşen böyle bir felaketi yaşamadan, böyle bir dramla karşılaşmadan gerekli tedbirler almak, gereken adımları atmaktır. 'Kıyametin kopacağını bilmezseniz dahi elinizdeki bir fidanı dahi dikin.' Sevgili Peygamberimiz böyle buyuruyor. İşte ümmetiyle birlikte tüm insanlığa da son derece önemli bir miras bırakmıştır."

"4 milyar 70 milyon adet fidan diktik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 16 yılda Türkiye'nin orman varlığını güçlendirmek ve daha yeşil bir Türkiye bırakmak için yoğun çaba gösterdiklerini belirterek, "Gezi olaylarında sokakları yakıp yıkanlar gibi yeşili, ağacı, çevreyi istismar etmek yerine samimiyetle ülkemize hizmet ettik." dedi.

Türkiye'de 2002'de 21 milyar hektar olan orman varlığının 22,3 milyon hektara ulaştırıldığını anlatan Erdoğan, milli park sayısının 32'den 43'e, tabiat parkı sayısının da 16'dan 243'e yükseldiğini bildirdi.

Erdoğan, bal ve şehir ormanlarının da ilk defa kendi dönemlerinde kurulduğuna işaret ederek, bugün 137 şehir ormanı, 424 bal ormanı bulunduğunu açıkladı.

"16 yılda 4 milyar 70 milyon adet fidan diktik, bu rakamı 7 milyara çıkarmayı hedefliyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, sadece yeryüzündeki çölleşmeyle değil, zihinlerdeki çölleşmeyle de mücadele ettiklerini aktardı.

Erdoğan, özel olarak korunan alanların sayısını 175'ten 578'e çıkardıklarını, 1970'li yıllarda denizlere, göllere ve barajlara erozyonla taşınan toprak miktarının yılda 500 milyon ton iken son 16 yılda yapılan çalışmalarla bu miktarın 154 milyon tona düşürüldüğünü kaydetti.

"Türkiye erozyonla mücadelede dünya lideridir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, erozyonla mücadelede dünya lideridir ve orman alanını artıran nadir ülkelerden biridir. 2002'ye kadar yılda ortalama 75 milyon fidan üretiliyordu. 16 yıldır, yılda ortalama 350 milyon fidan üretiyoruz. Sakarya Sapanca'da fidan ve süs bitkileri borsasını, Afyonkarahisar'da tıbbi ve ıtri bitkiler merkezini kurduk. Son 16 yılda orman köylülerimize yaptığımız doğrudan destekler ve ormancılık faaliyetleriyle 15 milyar lira gelir elde etmelerini sağladık. " diye konuştu.

Orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman bu projesiyle, ceviz, badem, fıstık çamı gibi meyveli orman ağaçlarının dikildiğini belirten Erdoğan, son on yılda 49 bine yakın okul bahçesinde 8,7 milyon fidanının toprakla buluşturulduğunu, "Fidanlar, fidanla büyüyor" projesiyle, bu rakamın daha da yukarı çekileceğini belirtti.

Erdoğan, Türkiye genelinde atık yönetimi, iklim dostu teknoloji ve enerji kaynaklarının kullanımı hava, su ve toprak kalitesinin iyileştirilmesi yönünde de önemli gelişmeler kaydedildiğine işaret ederek, "Yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik veriyoruz. Daha yeşil, daha temiz bir Türkiye'ye sadece fidan dikerek ulaşamayız. Bunun için çevre kirliliğini, israfı önleyecek insanlarımıza çevre bilinci kazandıracak çalışmalara da öncelik veriyoruz." dedi.

"Geç kalırsak ileride kıtlık, yoksulluk olarak ülkemize dönecek"

Cumhurbaşkanlığının himayesinde yürütülen "Sıfır Atık Projesi" ile "kullan at" kültürü yerine yeni bir tüketim kültürünü yerleştirmeye çalıştıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Medeniyet değerlerimizden beslenen tabiata saygılı, çevreye duyarlı, israf yerine kanaati esas alan bir tüketim anlayışının kök salması için hepimize özellikle ailelere ve eğitimcilere ciddi sorumluluk düşüyor. Kaynakları daha verimli kullanmak, atık miktarını azaltmak ve atıkları geri kazanmak, yarınlara temiz bir dünya bırakmak istiyorsak, hiçbirimizin bu sorumluluktan kaçma lüksü yoktur. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her dakika, her saniye ileride çevre felaketi, kirlilik, hastalık, kıtlık, yokluk, yoksulluk olarak ülkemize geri dönecektir. Fidanlar, Fidanla Büyüyor projesini bu yönde atılmış doğru bir adım olarak görüyorum. Evlatlarımızın çevre bilinci kazanacaklarına, toprağa, ormana, ağaca daha çok değer vereceklerine inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Şanlıurfa, Samsun, Bursa ve İzmir'deki fidan dikim törenlerine telekonferans ile bağlantı yapıldı.

Erdoğan, canlı bağlantıların ardından beraberindeki bakanlarla ağaç dikim alanına geçti. Burada öğrencilerle ağaç diken ve ağaçlara can suyu veren Erdoğan, daha sonra programa iştirak eden öğrenci ve vatandaşları selamladı.

Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin de katıldı.
Yorum Yazın