TİC Holding Header
  • USD 32.326
  • EUR 35.092
  • Altın 2281.987
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

'Türkiye'nin darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın darbecilik gündemi vardır'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: 'Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır.' dedi.
'Türkiye'nin darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın darbecilik gündemi vardır'
ANKARA/AA - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “memleket masası” önerisine ilişkin, “Sürekli olarak masanın ayağını kesenler, sürekli antidemokratik siyasetten bahsedenler, saray rejimi diye Cumhurbaşkanımızı hedef alanlar, seçilmiş cumhurbaşkanının seçildiği seçimi gayrimeşru ilan etmeye kalkanlar, demokrasinin, sivil siyasetin, siyasal meşruiyetin ve anayasal meşruiyetin en temel ilkelerini ihlal edenlerle hangi zeminde bir araya gelip hangi kurallar içerisinde ne konuşacaksınız. Bunu gündeme almamız için herhangi bir sebep yok” dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MYK toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Darbe iması tartışmalarına yönelik konuşan Çelik, şunları söyledi:
“Hükümet, memleket meseleleri konuşulmasın diye darbe tartışması açıyor gibisinden akla hayale gelmeyecek bir siyasi yalan ortaya atıldı. Tartışmayı başlatan biz değiliz. Memleket meselelerini konuşmaya mecali olmayanlar, bir demokratik üslup ve anlayış içerisinde üç paragraflık memleket meselesi ile ilgili öneri getiremeyenler partimizi, hükümetimizi bununla suçluyorlar. Sürekli olarak bu tartışmayı açarak esasında Türkiye’nin gündeminde olmayan bir konuyu Türkiye’nin gündemi haline getirmeye çalışıyorlar. Gelinen noktada da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftira atma şeklinde bir yaklaşım söz konusu. Sürekli olarak darbeyi gündeme getirerek şu anda Suriye’de büyük bir misyon icra eden, Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimizi koruyan, Libya’daki durumu yakından izleyen ve terörle mücadeleye katkı veren TSK’ya da atılan bir iftira. Devam ediyorlar, kendi getirdikleri gündemden sonra diyorlar ki darbe tartışmasını gündeme getirip ondan sonra darbeye karşı niye önlem almıyorsunuz diyerek savunma bakanınızı görevden alın diyerek yeniden bir kaos siyaseti oynadıklarını açık ediyorlar. Türkiye’nin bir darbe gündemi yoktur fakat herkesin bildiği, belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır. Ama Türkiye’de demokrasi yerleşiktir, hükümet işinin başındadır, hükümet işinin başında olduğu gibi bütün kurumlar anayasal çerçeve içerisinde görevlerini icra etmektedirler. Türkiye’nin iyiliği için üretmeye, Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumak için görev yapmaya devam etmektedirler. Bize hem darbecilik tartışması açıp arkasından da darbeye karşı tedbir al diyenlere söyleyeceğimiz tek şey, Türkiye’nin anayasal sistemiyle, rejimiyle, demokrasinin işleyişiyle bir sorunu yok; tedbir alınması gereken tek şey bu iflah olmaz zihniyetin nasıl sağlıklı hale getirileceğidir. Maalesef bu da bizim uzmanlık alanımızın dışında bir konudur. Aynı zihniyet Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlere dağıttığı kitaplara da kafayı takmıştır. Sezai Karakoç’un kitapları niye dağıtılıyor diye Gençlik ve Spor Bakanına eleştiri getirmeye çalışıyorlar. Biz Bakanlığımızın Türkiye’nin büyük şairi, hem Türkiye’nin hem de dünyanın büyük değeri Sezai Karakoç’un eserlerini gençlere ulaştırmasından büyük bir memnuniyet ve gurur duyuyoruz.”

Dış politikayla ilgili önemli gündemlerinin olduğuna dikkat çeken Çelik, “Önemli gelişmelerden bir tanesi, MİT Başkanlığının Kenya’da bir operasyonla İtalyan bir genç kızı kurtarmada oynadığı roldür. İtalyan ve Avrupa basınında çok geniş yer aldı. Esasında oraya yardım gönüllüsü olarak giden bir genç kız, oradaki örgütler tarafından kaçırılmış ve 2 yıldır rehin tutuluyordu. Türkiye’den yardım edilmesi üzerine MİT genç kızın kurtarılmasından temel bir rol oynadı. İtalya ile her zamanki dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade ediyoruz” dedi.

Libya’da önemli gelişmelerin yaşandığını sözlerine ekleyen Çelik, Hafter’in, Trablus’a saldırmaya devam ettiğini ve bu saldırıların artık bir soykırım, bir insanlık suçu haline gelmeye başladığını kaydetti. Çelik, konuya yönelik olarak şunları söyledi:
“9 Mayıs’ta atılan roketler Trablus’taki elçiliğimizin çok yakınına düştü ve bunu güçlü bir şekilde kınadık. 1 Mayıs’tan itibaren yapılan saldırılar sonucunda 15’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği, 50’den fazla kişinin de yaralandığı ifade ediliyor. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac, sözde Libya Ulusal Ordusunun gerçekleştirdiği bu saldırılar karşısında cılız kınamaların insanlık suçuna göz yummak anlamına geldiğini açık bir şekilde ifade etti. Hafter bize göre savaş suçu işlemektedir ve BM dahil olmak üzere bütün uluslararası kurumların ve devletlerin savaş suçu işleyen bir kişiye nasıl muamele edilmesi gerekiyorsa o şekilde muamele etmesi esastır. Bir elçiliğimizin yakınına düşen bu roket bizim açımızdan kabul edilemez. Herhangi bir şekilde oradaki misyonlarımız, insanımız hedef olursa Hafter güçlerini bundan sonra meşru hedef kabul edeceğimizi açık bir şekilde söylüyoruz. Herkes yapıp ettiklerine dikkat etsin.”

Çelik, İdlib bölgesindeki gelişmelerin de yakından izlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Çelik, kalıcı ateşkesin sağlanmasını arzu ettiklerini ve yakından takip etiklerini belirterek, “Suriye’de anayasa çalışmaları devam edecekse İdlib bölgesinde kalıcı ateşkesin sağlanması buna en büyük katkı ve enerjiyi verecektir” ifadelerini kullandı.

Batı Şeria’daki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, “İsrail saldırganlığında bu yeni bir aşama demektir. Bütün uluslararası toplumun İsrail hükümetinin bu saldırganlığına, yasa dışı yerleşim birimlerini artırma, yasa dışı yerleşim birimlerine yeni konutlar ilave etme şeklindeki yaklaşımına karşı fiili ve sonuç alıcı tepkiler vermeye çağırıyoruz. İsrail’in bu yaptığı Filistinlilerin bütün haklarını yutmak, iki devletli çözümü imkansız hale getirmek ve bölgeyi yeni bir ateş çemberi ile sarmak anlamına gelecektir” diye konuştu.

Yeni normalleşme sürecine ilişkin Çelik, şunları ifade etti:
“Önümüzdeki dönemde bu normalleşme günlerinin bir geçiş dönemi şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini unutmamamız lazım. Ortaya çıkan rakamlar, elde ettiğimiz sonuçlar, Vefa Sosyal Destek Kurumlarının vatandaşımıza verdiği destek, Bilim Kurulunun tavsiyelerine uyulması, polisimizin, jandarmamızın her yere ulaşarak tedbirlere uyan vatandaşlarımızı yalnız bırakmaması, sağlık kahramanlarının verdiği eşsiz mücadele, bütün bunlar, ekonomik olarak bu süreçte zarar gören kesimlere destek sağlanması gibisinden çok boyutlu, çok yönlü mücadele neticesinde geldiğimi noktada salgını kontrol altına alma eğrisini görmüş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanımız tarafından da normalleşme takvimine göre adımlar peyderpey açıklanıyor. Bu geldiğimiz noktanın rehavet oluşturmaması lazım. Bu işten kurtulmak için tedbirlere uymaya devam etmemiz lazım. Haberlerde sosyal mesafe kuralına uymayan vatandaşlarımızı veya maske takmayan vatandaşlarımızı görüyoruz. Bu mesele geçmiş değil. Bu meseledeki eğrinin azalmasına bağlı olarak normalleşme adımlarını atıyoruz. Tedbirlere ne kadar uyarsak, sosyal mesafeye ne kadar uyarsak ve maske takmak gibisinden kuralları ihlal etmezsek daha güçlü normalleşme dönemlerine ulaşacağız. Aksi takdirde bunları ihlal ederde her şey bitmiş gibi davranırsak yeni sıkıntılar ile karşı karşıya kalırız. Dünyanın içine girdiği bu türbülanstan biz Türkiye olarak insanımızın hakettiği bir şekilde, güçlü bir şekilde çıkacağız. Bu konuda verdiğimiz güçlü mücadeleyi ekonomi konusunda da, siyasi reformları gerçekleştirme konusunda da, Türkiye’yi daha üst sıralara taşıyacak şekilde vermeyi sürdüreceğiz.”

HDP’nin İYİ Parti’den yardım istediğine yönelik eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in açıklamalarını ve akabinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in konuya ilişkin yaptığı açıklamaları değerlendiren Çelik, “Tartışmayı izliyoruz. Buna benzer tartışmalar da oldu. Burada bizi şaşırtan huşu şudur: Siyasi partilerin görevi nihayetinde vatandaştan gelen toplumsal talepleri siyasi temsile çevirmektir. En önemli şey siyasi partilerin vatandaş ile kurduğu şeffaflık ve dürüstlüğün söz konusu olmasıdır. Biz Cumhur İttifakı’nın kimlerden oluştuğunu, nasıl bir ilişkimiz olduğunu, bunun daha da güçlenerek devam edeceğini açıkça söylüyoruz. Fakat nedense karşımızdaki Millet İttifakı’nın bileşenleri sayısı saymaya başladığınız andan itibaren flulaşmaya başlıyorlar. Bir kısmı içinde ve aynı anda dışında gözüküyor. Burada yapacakları şey, bu Millet İttifakı kimlerden oluşuyor. Açık bir şekilde söyleyecekler. Burada mahcubiyetle karışık bir gizlilik içerisinde bir ittifak söz konusu. HDP diyor ki siz bizi zikretmeseniz de bizimle ittifak halindesiniz ve dolayısıyla biz yokmuşuz gibi davranmanız siyasi kurallara uygun bir davranış değil. Ötekilerde diyor ki hayır biz sizinle hiçbir şey konuşmadık. Dolayısıyla bu ittifak kimlerden oluşuyor bunu CHP’ye sormak gerekiyor” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “memleket masası” önerisine ilişkin bir değerlendirmede bulunan Çelik, şunları söyledi:
“Böyle bir gündemimiz yok. Böyle bir masanın etrafında buluşalım dediğinizde askeri nezaket ve bir takım asgari kuralların ortaya çıkması gerekir. Millet İttifakı içerisindeki bir siyasi partinin mensupları darbeci sözlerde bulunuyorlar ve ittifak içerisinden bunlara bir tepki gelmiyor. Karşı karşıya oturup ne konuşacaksınız. Sürekli olarak masanın ayağını kesenler, sürekli antidemokratik siyasetten bahsedenler, saray rejimi diye Cumhurbaşkanımızı hedef alanlar, seçilmiş cumhurbaşkanının seçildiği seçimi gayrimeşru ilan etmeye kalkanlar, demokrasinin, sivil siyasetin, siyasal meşruiyetin ve anayasal meşruiyetin en temel ilkelerini ihlal edenlerle hangi zeminde bir araya gelip hangi kurallar içerisinde bunu konuşacaksınız. Bunu gündeme almamız için herhangi bir sebep yok.”
Yorum Yazın