AJANSLAR -
Ruslar'dan sonra ABD'li yatırımlcılar da Avrupa kulüplerine yatırım yapmaya başladı.
Amerikan iş adamları ağırlıklı olarak İtalyan futbol kulüplerini tercih ediyor. Kablolu televizyon devi Mediacom'un milyarder kurucusu Rocco Commisso, geçen yıl İtalya'nın spor camiasına doğrudan girdi.
71 yaşındaki İtalyan-Amerikalı, İtalya'nın Serie A takımı Fiorentina kulübündeki kontrol hissesi için 170 milyon euro ödedi. En son 1969'da şampiyonluk kazanan Fiorentina için Toskana'nın başkenti Floransa'da daha büyük, modern bir stadyum inşa etmeyi planlayan Commisso, "Taraftarlarımızın korunmasını ve maçı izlerken rahat olmalarını istiyorum" dedi. Yeni stadyumun gelir getirici bir unsur olmasını da istediklerini belirten Commisso, "Juventus yılda 500 milyon euro gelir elde ediyor, biz ise 100 milyon Euro kazanıyoruz. Bu kadar gelirle rekabet edemeyiz" diye konuştu.
Geçtiğimiz ay finansör Robert Platek, İtalya'nın en üst ligi olan Serie A'daki 20 takımdan birinin kontrolünü ele geçiren beşinci Amerikalı oldu. Lige yeni çıkan La Spezia'yı 25 milyon euro karşılığında satın aldı.
Fiorentina ve La Spezia'ya ek olarak, Amerikalı işadamı Kyle Krause Parma'yı, Dan Friedkin AS Roma'yı, Paul Singer Elliott Management üzerinden AC Milan'ı Kanadalı milyarder Joey Saputo Bologna'yı satın aldı.
Diğer milyarder yabancı yatırımcılara gelince?
“Kendime her zaman bu soruyu soruyorum: Onlar için bunun içinde ne var? Şampiyonluk kazanma şansı neredeyse sıfır olan bir takıma neden sahip olasınız? " I Veri Padroni del Calcio (Futbolun Gerçek Sahipleri) kitabının yazarı Marco Bellinazzo, bu soruların yanıtını Fortune'a açıkladı: İtalya, bazı iyi seçimler, akıllı takaslar ve bazı iyi şanslar ile neredeyse her takımın şampiyon olma şansı var. Ancak La Spezia, sahibi ne yaparsa yapsın, Serie A'da maç bile kazanmakta çok zorlanacak."
La Spezia, geçtiğimiz yıl tarihinde yalnızca ilk kez Serie A'ya ulaştı. Geçen hafta sonu maçları itibarıyla hem La Spezia hem de Fiorentina ligde 14.-16. sıradaki üç takımdan ikisiydi.
ŞİKE SKANDALLARI
İtalya'da, spor adı verilen calcio ve yolsuzluk pek de yabancı değil. 2006'da "Calciopoli" şike skandalı İtalyan futbolunu dize getirdi. Skandal, Juventus da dahil olmak üzere bir dizi kulüpten gelen üst düzey yöneticilerin, kilit maçları yönetmek için hakem organizasyonlarıyla işbirliği içinde olduğunu ortaya çıkardığında, ceza olarak, Juventus Serie B'ye düşürüldü ve bir önceki sezondaki unvanı elinden alındı.
Uzun süredir World Soccer yazarı ve "Forza Italia: The Fall and Rise of Italian Football" kitabının yazarı Paddy Agnew'e göre, Amerikan ilgisi İtalyan futbolunun düşüşünün bir yansıması olabilir.
Agnew bir röportajda, "30 yıl önce İtalya'ya taşındığımda, ünlü İtalyan futbol hakemi Pierluigi Collina, Şampiyonlar Ligi maçında neredeyse hiçbir zaman görev yapamazdı çünkü her zaman bir İtalyan takımı vardı" dedi.
İtalyan futbolu 1980'lerde ve 1990'larda Hollywood gibiydi, ancak şimdi İngiltere, İspanya ve Almanya'nın ardından muhtemelen Avrupa'nın en iyi dördüncü ligi."
Bu düşüş, yanlış yönetilen televizyon anlaşmalarına ve İtalyan ekonomisinin genel bir erozyonuna neden olabilir ve bunların hepsi takımların değerlerini düşürmek için bir araya gelebilir. Roma’nın La Repubblica gazetesinde bir futbol yazarı olan Enrico Curro, Amerikan sahiplerini bir zamanlar Avrupa'nın en iyi liginde uygun bir fiyata bir takıma sahip olmanın prestijinin motive edilebileceğine inanıyor.
Curro, Fortune'a "Platek'in La Spezia için ödediği miktarla muhtemelen İngiltere'deki ikinci ligin en üst sırasından bir takım satın almazdı. İtalya'da La Spezia gibi bir takıma sahip olmak pek bir şey ifade etmiyor. Ama belki de uluslararası bir Serie A ekibine sahip olduğunuzu söyleyebilmenin bir değeri vardır" şeklinde açıklamalarda bulundu.
