İspanya’nın içine saplandığı ekonomik kriz nedeniyle, özerk Katalonya bölgesi bağımsızlık çağrılarını giderek yükselen bir sesle dile getirirken siyaset ile her zaman iç içe olan Barcelona’nın tutumu merak konusu oldu.
Özellikle Francisco Franco‘nun diktatörlük döneminde verdiği mücadele ile Katalon gururu ve insan haklarının simgesi haline gelen Barcelona, uluslararası konumunun getirdiklerine uymak ile “Sadece bir kulüpten daha fazla” sloganının altını doldurabilmek arasında kaldı.
Futbola siyaset karıştı
Birkaç ay önce, bağımsızlık için referanduma gitme çağrılarının yapılmaya başlandığı dönemde anketler Katalonların yüzde 50’sinin bağımsızlığa destek verdiğini gösterdiği için Barcelona yönetimi ilk başta geride durma kararı almıştı. Ancak kısa bir süre sonra Barcelona Başkanı Sandro Rossel, kulübü siyasi gelişmelerden soyutlayamayacağını gördü. Zira Barcelona taraftarları maçlarda bağımsızlık tezahuratları yapmaya başlamıştı. Böylece geçtiğimiz ay Katalonya Ulusal Günü’nde Barcelona’da 1.5 milyon kişinin yürüdüğü bağımsızlık yanlısı gösteriye Rossel de katıldı.
Barcelona siyasi tartışmalardan kaçınamasa da bugün küresel bir marka haline geldiği için taraftar kitlesi, oyuncuları ve sponsorlarını da gözönüne almak zorunda. Barcelona’nın ana mali kaynakları Katar Vakfı, Nike ve Real Madrid ile paylaştığı yayın hakları. Barcelona’nın en aktif taraftar kulüpleri Katalonya’da değil, Madrid ve Endülüs’te. Pique, Xavi gibi oyuncuları Katalon olsa da Inisesta ve Pedro gibi yıldızları İspanyol. Katalonya’nın İspanya’dan ayrılması ile yeni oluşturulacak bir Katalon Ligi’nde yıldızlarını koruyup koruyamayacağı da merak konusu. Barcelona taraftarları Nou Camp stadında önceki gün Real Madrid’le yapılan maçta da Katalonya bayrakları salladı.
