TİC Holding Header
  • USD 32.667
  • EUR 35.026
  • Altın 2502.346
  • BIST 100 9586.02

İz Bırakan Siyasetçi; Hüsamettin Cindoruk

Tabi ki elimden geldiğince ve tanıdığım, bildiğim yönleri ile portresini çizmeye çalışacağım. Ancak portreye başlamadan önce içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayınızı kutluyor, sizlere, ailenize, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Başlayalım ''Bir Portre''mize...
                  
Hüsamettin Bey'i 1982 yılında tanıdım. O yıllarda siyaset yasak olduğu için Avukatlık mesleğini icra ediyordu. Kendisi ile o yıllarda avukatlığını yaptığı amcam vasıtası ile tanıştım. Daha sonraki yıllarda ben Hüsamettin Bey'in kardeşi gibi olurken amcamla (rahmetlik oldu şimdi) Hüsamettin Bey ters düştüler.

Bu durum beni üzmesine rağmen ortada kalıp aralarındaki soruna hiç karışmadım. Hüsamettin Bey'le daha sonraki yıllarda tamamen abi kardeş olduk, ancak bunlardan şimdi çokça bahsetmeyeceğim zira bu benim değil benim gözümle Hüsamettin Bey'in ''Bir Portre''si. Hüsamettin Bey çok iyi bir hukuk adamıdır, hukuku bilir özellikle de hukuktaki en ince noktaları kısaca kimse hukuktaki duayenliğine laf edemez. Oldukça zengin bir aileden gelen eşi Dilek Hanım ideal bir eştir, her şeyi ile ilgilenen tam bir hanımefendi.

Bu yüzden de birçok siyasetçi gibi aile travması yaşamamıştır Hüsamettin Cindoruk. Her zaman yanında destekçisi olan ve asla işlerine karışmayan, insanlara mesafeli, menfaat ilişkilerinden devamlı uzak duran bir eşi vardır. Ben şahsım adına hep mesafeli de olsak her zaman saygı duydum Dilek Hanım'a ve çocuklarına. 1983'lü yıllarda Hüsamettin Bey o yıllarda tasfiyesi devam eden bir şirketimizin de avukatlığını yaptı. Tasfiye de Allah'a bin şükür yüzümüzün akı ile sonuçlandı. Daha sonra siyaset sahnesi açıldı.

1983'de Hüsamettin Bey, önce Süleyman Demirel'in de izni ile (Zira Süleyman Bey o yıllarda yasaklı idi) Büyük Türkiye Partisi'ni kurmak üzere yoğun çalışmaya başladı. Daha sonra da parti kuruldu, herkes bu partinin Adalet Partisi'nin devamı olduğunu biliyordu, zaten Hüsamettin Bey de Adalet Partisi'nin son il başkanı idi. O yılları çok iyi hatırlıyorum da inanın insanlar akın akın bu partiye koşuyordu. O dönemin Cumhurbaşkanı Evren Paşa da bunu çok iyi biliyordu ki BTP açık kalırsa kendi iktidarı meşruiyetten çıkacaktı ve BTP'nin başına bir emekli Orgeneral olan Ali Fethi Esener getirilmesine rağmen Büyük Türkiye Partisi'ni kapattı.

Tabi bu kapatma o günkü sıkıyönetim konseyince alındı. Ve Hüsamettin Ağabey'e de Zincirbozan yolu göründü Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve birçok siyasetçi ile beraber. Hüsamettin Bey giderken o günlerde Nişantaşı'nda bulunan ofisime uğrayıp, vedalaşırken seçimlerde ne yapacağız ağabey kimi destekleyeceğiz sözüme karşılık, ''Özal asla olmaz. Bana gelip beraberiz yanınızdayım deyip 3 gün sonra da Kenan Paşa'dan gaz alıp kendi partisini kuran adamdan hayır gelmez. Necdet Calp'ın misyonu faklı bize uymaz. Sunalp Paşa zaten Evren'in adamı bu durumda şifre raprap'' demişti, yani geçersiz oy için hepsine basın anlamına geliyordu.

Tabi biz de öyle yaptık ama halk bu mesajı alamadığı için herkes Demirel'in adamı Turgut Özal diyerek ANAP'ı iktidara taşıdı. Bu yıllarda Hüsamettin Bey Zincirbozan'da biraz kaldı ve daha sonra seçimler bitince de Af çıktı ve konseyce geri döndü. O günlerde Hüsamettin Bey'in artık istese de siyaseti bırakamayacağını biliyordum, öyle de oldu. Ve peşine takıldık bizler de tabi ki zira ahde vefa vardı, dostum ağabeyimdi. Peşinden 1985'de Yıldırım Avcı tarafından kurulan Doğru Yol Partisi'nin başına geçti. Bu yıllardan sonra kaderimiz de çok çakıştı Hüsamettin Cindoruk ile. Zira ben hiçbir zaman filen siyasetin içinde olmayı sevmediğim için sadece dost olarak ama bir nefer gibi yanında oldum.

Şimdi atlayarak o yıllara ve daha sonrasında Hüsamettin Bey'e ve ona yakın olduğum için bana yapılan haksızlıklara değinmeden 1985 ve sonrasını şimdilik atlayarak tekrar tanıdığım Hüsamettin Bey'i anlatmaya devam edeyim. Zira Rahmetli Özal maalesef dolduruşlara ve Süleyman Demirel sendromuna yenik düşerek çok büyük yanlış ve haksızlıklar yaptı. Hem bana hem de Hüsamettin Bey'e amacına da bir nevi ulaştı. Ancak 1991'li yıllarda ilahi adalet tecelli etti ve ben değil ama Hüsamettin Bey gelmesi gereken yere ulaştı. 1991 seçimlerinde DYP 1. parti oldu ve Süleyman Bey Başbakan olurken Hüsamettin Bey de Meclis Başkanı oldu.

Bu yıllara kadar çok sık görüştüğüm Hüsamettin Bey ile artık fazlaca görüşmemeye başladık, zira ben devlet işi ile uğraşan dostlarımı rahatsız etmemek konusunda kendimce bir terbiye taşırım. Tabi ki Hüsamettin Bey arayıp beni çağırtmadıkça gitmedim ama devamlı izledim yakından, zira çevresindeki Milletvekillerinin hemen hemen hepsi ortak da dostlarımız idi. Hüsamettin Bey artık Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal ile rahmetli olana dek Süleyman Bey'i bile karşısına alma pahasına iyi geçindi. Asla kırmadı incitmedi, sanki yıllar önce kendisini de, beni de inciten Özal değilmiş gibi.

Bir gün dayanamadım sordum ''Sayın Başkan, Turgut Bey bizle haksızca yıllarca uğraşıp elinden gelen zararı verdi, şimdi niye onu kırmamaya özen gösteriyorsunuz?'' cevabı ilginçti ''Benim siyasi kişiliğim Meclis Başkanı olduğumda kenarda kaldı, bazen Sayın Özal'a Cumhurbaşkanı olarak vekâlet bile ediyorum. Bu durumda Devlet içinde kavga edilemez, bir gün tekrar siyaset sahnesine inersek o zaman hesaplaşırız'' demişti ve ben önce vah benim kayıp yıllarım demekten kendimi alamamıştım. Bu durum çok sürmedi sevmekte çok zorlanmama rağmen Özal rahmetli olunca çok üzülmüştüm ama Hüsamettin Bey'in benden çok daha üzüldüğünü gördüğümde ne demek istediğini daha iyi anlamıştım.

Özal'dan sonra gelen dönem ve Süleyman Bey'in Cumhurbaşkanı olması, Hüsamettin Bey'i partinin başına geçmeye itiyordu. O da bunu kabullendi ve hazırlıklara başladı. Öyle ki artık onu destekleyen vekiller bu iş bitti gözü ile bakıyorlardı. Bir gün Eskişehir vekili İ. Yaşar Dedelek ''bu iş bitti, kardeşim. Allah utandırmasın'' diyerek sevincini paylaşırken benle aynı Dedelek Antalya'dan arayarak ''Hüsamettin bıraktı kaçtı nasıl olur bu'' diye dert yanıyordu. O dönem çok kişi gerçekten de Cindoruk'un mücadele bile etmeden aday olmamasını korkup kaçmak diye nitelendirirken, yakın tanıyan biri olarak ben çok iyi biliyordum ki Süleyman Bey bekle demişti.

Sonuçta her ikisinin de hatası Çiller'i beklenmedik Genel Başkan yaptı DYP'nin başına. Bence Çiller'in gelmesine aslında Hüsamettin Bey çok üzülmedi zira Süleyman Bey'in kendisine vize vermeyerek ''Kasım'a kadar İsmet formülünün'' tutmayacağını ve Tansu Çiller'in ipi göğüsleyecek olduğunu iyi koklamıştı ve Çiller'in Demirel'i üzeceğini iyi biliyordu. Sonuçta öyle de oldu ve Çillerli yıllar kaosları ile sürdü durdu. Hüsamettin Bey en iyi noktada siyaseti bırakıp 2. dönem vekil bile olmadan evine Maçka'ya döndü. Fakat siyasetçi siyaseti kolay bırakamıyor veya bıraktırılmıyor olacak ki, Demokrat Türkiye Partisi kuruldu ve DYP parçalanınca bu sefer bekle diyen Süleyman Bey'in de ricası ile DTP'nin başına geçti.

Gelen vekillerle grup da yapılınca DTP, ANASOL-D hükümetinin ortağı oluverdi. Hüsamettin Bey Meclis Başkanlığı'ndan sonra vekil de değilken hükümete girmem dedi ve dediğini de yaparak, hükümette bulunmadı, ancak parti başkanlığına devam etti. Ta ki DTP'nin misyonu bitene kadar. Daha sonra yine geri dönüp Maçka'ya yerleşti. Yıllara bakıyorum da Hüsamettin Cindoruk önceleri çok iyi bir emanetçi oldu. Sonra vizyonunu ortaya koyup iyi bir ağabey olmayı da başardı nerede ise.

Son DYP kongresinde (Şimdi Demokrat Parti oldu malumunuz) yeniden kısa bir süre için de olsa aranan istenen birleştiricilik rolünü de kabul etmişti. Tam Maçka'dan tekrar Ankara mı derken olmadı. Kısaca Cindoruk aranılan sevilen bir lider, bir ağabey olmayı başardı. Bu ülkenin siyasetine parmak bastı iz bıraktı. Özal'ın Demirelsiz yıllarda sözü üslubu ile tam bir belalısı oldu. Baykal'ı bilmem ama Cindoruk tam anlamı ile muhteşem bir muhalefet lideri oldu. Bence çekilmek erdemi dahil Baykal'ın çok öğreneceği var Cindoruk'tan. Günümüzde halen Hüsamettin Cindoruk bir bilen olarak T.V kanallarının siyaset programlarının aranan ismi olmaya devam ediyor. Zira konuşmayı, anlatmayı, susturmayı iyi biliyor. Bugün en iyi siyaset hatipleri bile Hüsamettin Bey'le baş edemez.

Konusuna hakimdir ve yakaladı mı hiç acımaz rakibini tuş eder. Hüsamettin Cindoruk ile ilgili inanın Ansiklopedi yazarım ama bu sayfalarda ancak şimdilik söyleyebileceğim; Cindoruk bu ülkenin yetiştirdiği nadir siyaset adamlarından biridir, iddia edildiğinin aksine de son derece cesur, yürekli, dost canlısı biridir. Mükemmel bir aile babası, iyi bir dost, güçlü bir siyasetçi, iyi bir hukukçu, milliyetçi doğru bir devlet adamı, muhteşem bir joker ve yılların hep aranılan adamı sanırım Hüsamettin Cindoruk'u bu sözlerle de anlatmak mümkün.

Sanırım kendi deyimi ile bana nasihat ederken söylediği ''Bir huyun bana benziyor o da kimseye hayır diyememen ki bu çok kötü bir huy'' demişti. Benim konumda haklı idi kendisi konusunda da yorum bana düşmez. Ben kendisini seviyorum. Son yıllarda görmemiş de olsam, Allah sağlık, huzur ve uzun ömürler versin diyorum Hüsamettin Bey'e ve tüm Cindoruk ailesine biliyorum ki daha nice uzun yıllar da nice bir portrelere konu olacaktır. Ülkemizin siyasetinde ve gündeminde bunca yıl, var olmak kaç baba yiğidin harcı olmuştur ki... 

Bu haftalık da bu kadar sevgili okurlar haftaya yeni ''Bir Portre''de buluşmak üzere sağlıcakla kalın.

 

OGÜN/07-13.Eylül.2008/Sayı:89/Sayfa:14

Gazete baskısı için tıklayınız. 









Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız.











    


OKUYUCU YORUMLARI..










*Yazıyı çok beğendim,ancak yazar artık kendini açıklasın.


 Veysel Şimşek          09.Eylül.2008








 


*Yazı güüzel çocuktuk o yıllarda ya bu yazar herkesimi tanıyor..

 Selçuk Gülderen       09.Eylül.2008








 


*Harika anlatılmış sayın Cindoruk benimde eski genel başkanım olarak tabiki yazılacak çok daha şey var ama iyi bir anlatım. Ben yazarı tanıdım sanırım.
Yılmaz Hastürk          10.Eylül.2008








 


*Yazar Hüsamettin beyi iyi anlatmış bencede acaba Hüsamettin Cindoruk bu portre hakkında ne yorum yapardı.
Adnan Turfan            10.Eylül.2008











Okuyucu Yorumları !
Bu Portre'ye Yorum veya Hatıra yazmak için tıklayınız.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri