"Abi" dedi "uçaktan indim havaalanında baktım herkesin suratı asık, hayattan bezmiş. Eyvah dedim ben nereye geldim."
 
Bu konuşmadan sonra şöyle bir durup etrafıma baktım. İşte, yolda, çarşıda pazarda gülmeyi bırakın gülümseyen kimse kalmamış.
 
Bunun en temel sebebi ülkemizin içinde bulunduğu durumlar: Terörün birkaç haftada zirve yapması, ekonominin tepetaklak olması, bunlara karşılık hükümetin kurulamaması ve erken seçim kararı vs vs...
 
Sonuç: Toplumsal sinizm.
 
Sinizmle ilgili ufak bir araştırma yaptım. Hemen hemen birbirinin benzeri üç-beş makale ve tez haricinde bir doküman bulamadım. Bu tez ve makalelerin konusu ise genellikle şirketler üzerine. Metinleri okudukça aslında şirket yaşamı ile toplum yaşamının ne kadar paralel olduğunu gördüm.
 
Bu çalışmalardan edindiğim bilgilere göre şimdi gelelim sinizmin toplumumuzdaki yerine:
 
Sinizm içerisinde pek çok tanımı barındırıyor. İçinde bulunduğumuz bunalıma en uygun tanımı 1998'de James Dean yapmış. Dean toplumsal sinizme "Bir kişinin içinde yaşadığı topluma karşı, toplumun bütünlükten yoksun olduğuna yönelik inanç ve negatif duygularının birleşmesi sonucu aşağılayıcı ve eleştirel davranış eğilimlerinden oluşan olumsuz tutumdur."demiş ve üç kısma ayırmış.
 
Birincisi Bilişsel Boyut: Bu boyutta toplumun dürüstlükten yoksun olduğu inancı vurgulanıp bu tutumdaki sinik kişilerin ilke ve kurallardan yoksun, resmi işler ve kuralları ciddiye almayan, tutarsız, yalan ve hile dolu davranışlar sergileyen, diğer insanlara güvenmede sorun yaşayan, kişisel çıkarları ön planda olan özelliklere sahip oldukları söylenebilir.
 
İkinci boyut olan Duygusal Boyut topluma karşı oluşan negatif duyguları kapsamaktadır. Toplumsal sinizmin duygusal boyutu, saygısızlık, öfke, sıkıntı ve utanç duymak gibi kuvvetli duygusal tepkileri kapsamaktadır. Bu boyutta saygısızlık, karşısındakini küçük görme, öfke, kızgınlık duymak, diğerlerinden nefret etmek, kendini beğenmişlik, ahlaki bozulma, hayal kırıklığına uğrama ve güvensizlik duygularının yer aldığı belirtilebilir.
 
Bu boyutların sonucu olarak ortaya çıkan Davranışsal Boyutta toplumda sinik davranışta bulunan kişiler, toplum içinde gelecek hakkında karamsar tahminleri, alaycı mizah gibi unsurları ve örgütle ilgili hakir görmeleri ve güçlü eleştirel ifadeleri de kapsamaktadır.
 
Otobüste, işte, sokakta yürürken iki dakika durup toplumu dinlediğinizde yapılan konuşmaları bu boyutlardan birinin içerisine kolaylıkla yerleştirebilirsiniz.
 
Peki toplumumuzda sinizme yol açan şeyler nelerdir. Ne oldu da böyle bir toplum olduk?
 
Bu sorununda pek çok cevabı var. Ama ilk aklıma gelenler şunlar.
 
Topluma dayatılan yanlış yönlendirilen yönetim değişikliği çabaları, yanlış yönetilen terör çözümleri, aşırı stres ve rol yüklü siyaset adamları, kişisel ve toplumsal beklentilerin karşılanmaması, yetersiz sosyal destek, siyasilerin amaç çatışması, artan toplumsal karmaşıklık, karar alımında etkili olma düzeyinin yetersizliği, iletişimsizlik, ekonominin kötü gidişine paralel olarak işten çıkarılma korkusu ve kişisel borçlar.