TİC Holding Header
  • USD 32.523
  • EUR 34.792
  • Altın 2422.805
  • BIST 100 9716.56
Halil İbrahim Erdoğan

Halil İbrahim Erdoğan

'O kadar da muhteşem ve kudretli değilmiş'

(Filmin konusu hakkında ipuçları içermektedir.)
 
Oscar Diggs sirklerde gösteri yapan bir sihirbazdır. Ayrıca eline kimsenin su dökemediği bir sahtekardır da. Sirkteki sıradan bir günde onu kovalayan bir adamdan kaçarken balona biner ve balon fırtınaya yakalanır. Oscar, ölmek istememektedir ve değişip iyi biri olacağına dair tanrıya yalvarmaya başlar. O sırada, olanlar olur ve kendini Oz Diyarı'nda, üstelik bu ilginç dünyanın kurtarıcısı olarak bulur. Halbuki Oz, onların beklediği gibi bir kurtarıcı değildir ama bunu kimseye söyleyemez. Oz Büyücüsü'nün sinemaya aktarıldığı bu yeni filmde, görsel olarak her şey çok güzelken, hikaye için aynı şeyi söylemek zor.
 
Tamam, masalsı bir anlatım, ama…
Neticede Oz Büyücüsü’nde bir masal anlatılıyor, üstelik teknolojiden faydalanılarak fazlasıyla başarılı bir masal ortamı oluşturulmuş. Ancak James Franco’nun, canlandırdığı Oz karakteri ile yüzünü tamamen kullanarak, gülmediği bir tek sahne yok desem sanırım haksız çıkmam. Mutlaka, yüzünde o geniş gülümseme var ve bir süre sonra artık bu iyimserlik sıkıcı olmaya başlıyor. Yine bu iyimserlik sebebiyle ve Theodora da kötü cadıya dönüşünceye dek verilen, bütün masallarda olan, korku/karamsarlık öğelerinin tamamı, o kadar dolaylı kalıyor ki, biz her daim gülümseten bir masal seyrediyoruz ve sürekli bekliyoruz, “Artık şu kötülük bir ortaya çıksa” diye. Her masalda olması gereken o “karamsarlık”ı bize hissettirmek için yalnızca; doğrudan görüntüye sadece bir defa giren “canavar”ı ve ilerleyen akışta talan edilmiş bir porselen köy görüyoruz. Fakat bunlar o kadar yetersiz kalıyor ki bir korku anlatımı için ve Oz bunların aksine o kadar çabuk inanan ve kandırılan bir “sahtekâr” ki, masalların kendine has o dengesini kuramıyoruz. Bütün kitap, masal ve efsane uyarlamalarında üzerinde bu kadar çalışan ve çabalayan Disney’in neden bu sefer bu kadarıyla yetindiğini düşünmeden olmuyor.
 
Zümrüt Şehir "Kale Kuşatması"
Oscar ve beraberindekiler, yani porselen bebek ve uçan maymun, birlikte çıktıkları yolculukta, duydukları çıtırtıdan bile şüphe ederken, karşılarına çıkan kötü cadının, "Asıl iyi cadı benim..." cümlesine ilk anda inanıyorlar ve sihirli değneğini geri teslim ediyorlar. Halbuki, kendisinin iyi cadı olduğuna inandırmak için ufacık bir çaba sarfetmiyor Glinda, Oz zaten inanmaya hazır. Devamındaki süreçte, hiç olmazsa biraz gizem beklediğiniz film, Zümrüt Şehir Kale kuşatmasına dönüşüyor. Glinda'nın yakalanıp bağlandığı sahnelerden sonra, praksinoskop sahneleri ile film kurtuluyor olmasa sıkıcı bir son bile olabilirdi. Zira, praksinoskopun kullanıldığı sahneler filmin hem görsel hem de aksiyon olarak en iyi sahneleri. Bu yönleriyle, hikayede, izlerken ikna etmeyen anlar var. Filmden çıktığınızda bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz.
 
“Müzik” hem abartısız hem de etkileyici olabiliyormuş
Özellikle görsel anlamda çok spesifik ve etkileyici sahneler çekilmek istenince, genellikle görkem hissi kazandıracak, insanın tüylerini diken diken edecek müzikler kullanılır bu sahnelerin etkisini arttırmak için ama, Oz büyücüsü bize film müziklerinin hem görkemli hem abartısız hem de başarılı olabileceğini gösteriyor.
Meğer büyücü değil sadece sihirbazmış
Sam Raimi korku filmleriyle bezeli kariyeri ve Örümcek Adam üçlemesindeki başarısını burada da gösteriyor belki ama filmin senaryo aşamasında, çok daha fazla çalışılması gerekirmiş gibi duruyor. Film görsel olarak çok güzel fakat büyüklere hitap eden bir film olmaktan uzak kalıyor. Bence bizlerin beklediği Oz, bu Oz değil.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri