Onları, savaşı ve savaşın bir anda büyüttüğü kefenlenmiş bedenlerini, gözlerindeki pırıl pırıl gelecek ışığını görmenizi isterdim. Yine onlardan bir tanesi sedye ile yanımdan geçerken akabinde aklımdan da binlerce şey geçiyor; hayata dair, insanlığa, huzura, mutluluğa dair. "Haydi savaşa" naraları atmanın kolay olduğu, dillere pelesenk olmuş "Kefenimizle hazırız" demenin, daha umutları bile yeşermemiş çocukların tertemiz dünyalarına bombalar indirmenin kolaylığını düşünüyorum.

Zor olanın çocukların mutlu olduğu barış dolu bir dünya inşa etmek olduğu gerçeği karşımızda ay ile gün gibi duruyor artık. Durum şaşırtıcı değil, uygarlık tarihi boyunca insanlık hep kolay olanı seçmemiş miydi zaten. Nede olsa evvelden ahire kolay olan seçilmiş, kolay seçimin zor sonuçlarına katlanılmıştı. Bu minvalde bakıldığında Türkiye Suriyeli savaş mağduru vatandaşları kucaklayan koca yürekli ülke olarak dimdik ayakta duruyor. Bir öngörü olarak, yüzyıl sonrasında tarih sayfalarının gururla yazacağı bir Türkiye duruşu görüyorum.

Binlerce Suriyeli vatandaşa sadece sınır kapılarını açmakla kalmamış, hastanelerinin, devlet dairelerinin, misafirhanelerinin kapılarını da ardına kadar açmış bir Türkiye var. Günümüz dünyasında annesi babasi ölen çocuğa akrabaları dahi sahip çıkmazken, başka ülkenin mağdur evlatlarına sahip çıkan ülke olarak Türkiye, tüm eleştirilere rağmen insanlığın ve müslümanlığın gerektirdiği duruşu sergilemiş, kucak açtığı binlerce göçmeni ile tarih sayfalarındaki yerini şimdiden almıştır.

Sınır ülkeye kucak açan güçlü Türkiye, her geçen gün aldığımız şehit haberleri ve kan ağlayan doğu illerimiz ile zayıflatılmaya, basiretsiz düşürülmeye, halkı kaosa sürüklenmeye çalışılsada, istikrarlı ve kararlı duruşu ile beklediğimiz huzurlu günleri bizlere değil belki ama çocuklarımıza yaşatacak. Umutlu, inançlı, sevgi dolu yarınlar için sağlıcakla kalın. 

"Düşmana fırsat vermesin Hüda
Vatan yârdır, olmasın yara
Rab nasip etsin yürüyelim umuda
Eli boş kalsın ihanet edenin vatana"