Eskilerin bir sözü vardır, "Geçmişe mazi, yenmişe kuzu denir".  Tarihe havele edilen anılar zamanı gelince yol gösterici olur. Tabii istenirse.

Bu gün yeniden Büyük Önder Mustafa Kemal'in Nutuk adlı tarihi belgesine müracaat ihtiyacı duydum.

Atatürk "Nutuk" da 30.1.1921 tarihinde Tevfik Paşa'ya Ankara'dan gönderdiği cevabi telgraf da aynen şöyle yazıyor :
"...Düşünce ve yargılarımızdan doğru sonuçlar çıkarmamızı kolaylaştırmak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisince konulan ve uygulanan Anayasa'nın temel maddelerini olduğu gibi aşağıda bildiriyorum :

Anayasa Temel Maddeler

1-Egemenlik, sınırsız ve koşulsuz olarak milletindir. Yönetim yöntemi, halkın kendi alınyazısını eylemli olarak kendisinin yönetmesi ilkesine dayanır.

2-Yürütme gücü ve yasama yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinde belirir ve toplanır.

3-Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisince yönetilir ve hükümeti "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" adını taşır.

4-Büyük Millet Meclisi iller halkınca seçilen üyelerden kurulur.

5-Büyük Millet Meclisinin seçimi iki yılda bir yapılır. Seçilen üyelerin üyelik süresi iki yıldır. Bunlar yeniden seçilebilirler. Eski Meclisin görevi, yeni meclis toplanıncaya kadar sürer. Yeni bir seçim yapılamıyacağı anlaşılırsa toplantı dönemi yalnız bir yıl uzatılabilir. Büyük Millet Meclisinin Üyelerinin her biri, yalnız kendini seçen ilin vekili olmayıp, bütün milletin vekilidir.

6-Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Kasım başında çağrısız toplanır.

7-Din emirlerinin yerine getirilmesi, bütün yasaların konulması, değiştirilmesi, kaldırılması, anlaşma ve barış yapılması ve savaş kararı verilmesi gibi temel haklar Büyük Millet Meclisinindir. Yasalar ve tüzükler düzenlenirken halkın işine en uygun ve zamanın gereklerine en elverişli din ve hukuk hükümleriyle töreler ve önceki işlemler temel olarak alınır. Bakanlar Kurulunun görev ve sorumluluğu özel yasayla belirlenir.

8-Büyük Millet Meclisi, Bakanlıkları, özel yasasına göre seçtiği Bakanlar aracıyla yönetir. Meclis yürütme işleri için Bakanlara talimat verir ve gerektiğinde bunları değiştirir.

9-Büyük Millet Meclisince seçilen Başkan bir seçim dönemi süresince Büyük Millet Meclisi Başkanıdır. Bu kimlikle Meclis adına imza atmaya ve Bakanlar Kurulu Kararlarını imzalamaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu üyeleri içlerinden birilerini kendilerine Başkan seçerler. Ancak, Büyük Millet Meclisi Başkanı, Bakanlar Kurulununda doğal Başkanıdır.
Yukarıda belirttiğim temel maddelere aykırı bir yol tutmayacağımızı yüce dikkatlerinize önemle sunarım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kemal "

Anayasayı İlk Meclis 20.01.1921 tarihinde kabul ettiği göz önünde bulundurulursa, bu tarihten on gün sonra ilk ağızdan Anayasa böyle tanımlanıyor.

Ya bu gün. 90 yıl sonra yeni bir Anayasa ihtiyacı topluma mal edilmiş durumda. Bu görevi yerine getirecek olan 24'ncü Dönem Meclisine bir bakalım.

Meclisimizde etkin bir çoğunluğu olan İktidar Partisi Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olan Başbakanımız Erdoğan sağlık sorunu yaşadı.Toplumun büyük bir çoğunluğu iyileşip görevi başına dönmesi için duacı oldu. Şükür kısa zamanda iyileşti ve topluma huzur geldi.

Ancak hastalık ve tedavi dönemi içinde bazı siyasilerimizin kendilerini öne çıkarmak için gazete sayfalarını işgal etmeleri çeşitli değerlendirmelere sebeb oldu. İkbal beklentileri öne çıkanları toplum hüzün ve esefle seyretti.

Şimdi gelelim günümüzün siyasi kadrosunun yeni bir Anayasa yapımı görevi ile karşı karşıya geldiği günümüzde bakış açısını tespite:

Yeni Parlementomuzun üyelerinin ekonomik yapısı hayli farklı. Meclisin garajı hayli pahalı ve görkemli otolarla doldu taştı. Büyük çoğunluğunu da özel şöförler kullanıyor.
Üyelerin tahammül sınırları düşündürücü. Bir Sayın üye hırsına yenilip önündeki su bardağını yere vurup parçaladı ve parçalarını mesai arkadaşlarının üzerine fırlattı. Hatta Meclis Başkan Vekilinin ifadesine göre arkadaşlarının üzerine yürüdü ve kınama cezası aldı.

Bütce görüşmeleri sırasında toplumu heyecanlandıran ve halkın özlemlerine cevap veren bir eleştiri yapılmadı. Buna mukabil Dersim Faciası gibi bir konu ortaya getirilerek adeta Birinci Meclisin üst yönetimi hakkında olumsuz değerlendirmeler yapıldı.

Bir siyasi partimiz Cumhuriyetin tek bekçisi konumuna getirilmeye çalışıldı. Bir başka partimizin Meclis Gurubu terör üyelerine hami konuma geldi. Bir türlü isyan elemanlarını eleştiremedi. Öyleki daha evvel olduğu gibi yalnızca oy aldıkları kesimin temsilcisi gibi davrandılar.

Bazı üyeler öne çıkabilmek için adeta yarışa girdiler.  Teşvik yasası diye adlandırılan ve Cumhurbaşkanı tarafında veto edilen yasayı yeniden ve acilen görüşüp geri gönderirken dahi birlikte hareket edemediler. Kendi Gurup Başkanları tarafından imzalanıp partilerinin görüşü haline gelen yasayı bazı çevrelerin etkilerinde kalarak olumsuz yönde değerlendirdiler. Bu yönde görüş belirten Sayın Bakan dahi oldu. Sonuç 284 kabul, 6 ret ve 1 çekimser oyla aynen değiştirilmeden geri gönderildi. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı yeniden geri gönderemiyeceğine göre tek hakkı olan iptali için Anayasa Mahkemesine gönderebilecek. Şimdi Meclisimizin toplam sayısı belli. Oylamaya 291 sayın üye iştirak etmiş. Peki diğerleri nerede.Komisyonda aynen kabul edilip jet hızıyla geçerken bu oylamaya iştirak etmeyen üyeler nerede idi!

Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar farklı davranış elbette seçmenin gözünden kaçmaz.

Dahası var. Milletvekilleri maaşları ile ilgili Sayıştay üyeleri olumsuz görüş belirttiler. Anayasanın 86.ncı Maddesine göre Yasama üyeleri ve emeklilerinin ödenek ve yollukları yasa ile belirlenir denmekte. Ve bu yasa bu güne kadar çıkmadı. Çıkması için de hala mevcut partilerimiz arasında bir mutabakat sağlanamadı. Meclislerimiz bu güne kadar kendi yasalarını çıkaramadı. Bakalım bu Meclis bu önemli konuyu ne zaman ve nasıl ele alacak !

Şu ana kadar olumsuz yanları ortaya koyduk. Olumlu çabalar yok mu. Elbette var. Yeni Anayasa için Meclis Başkanımızın geniş bir mutabakat arayışı elbette olumlu bir çaba. Ancak katkıda bulunacak çevreler için de Nutuk'da ki 30.01.1921 tarihli belge umarım yol gösterir.