Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici Kayseri ziyaretinde birçok farklı programa katıldı ve temaslarda bulundu.

Doğu Türkistan'daki Çin zulmü dur durak bilmiyor..

"Gereken Yapılmazsa Ortada Hakkını Savunacak Bir Doğu Türkistan Kalmayacak"

Bunlardan en önemlisi ve en dikkat çekeni Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk ve Uygur aileleri ile yaptığı görüşme oldu. Görüşmede Genel Başkan Seyit Tümtürk, Türk halkının tek vücut olarak Doğu Türkistan’a sahip çıkmasının önemine vurgu yaparken aksi halde hakkını savunacak ne bir Doğu Türkistan ne de 35 milyon Türk kardeşimizin kalacağına üzülerek dikkat çekti.

Çin’in insan hakları ihlallerinin ve Türkiye’nin özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamadan sonra, Doğu Türkistan’a sahip çıkması ve İslam Coğrafyasını da desteğe çağırması konuşulurken Genel Başkan Destici Doğu Türkistan’daki Çin zulmü bitip de oradaki Türk kardeşlerimiz yeniden insanca yaşamaya başlayana kadar destek vereceklerini ve gereken her şeyi yapacaklarını bildirdi.

Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk’ün burada yaptığı açıklaması şöyleydi:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’daki son İslam İşbirliği Teşkilat toplantısında önemli bir açıklaması olmuştu: Myanmar’a, Doğu Türkistan’a ve Filistin’e sahip çıkmamız lazım. Sorumluluğumuzu yerine getireceğiz."

Erdoğan’ın bu sözü gerçekten memnun etmiştir. Kendisinin Mısır, Irak, Suriye gibi mazlum coğrafyalara ilişkin sözleri ve destekleri yine bu mazlum coğrafyalarda çok büyük takdir ve beğeni toplamış, kendisi ciddi desteklere de erişmiştir. Öte yandan Türkiye topraklarında bugün 4 milyon Suriyeli, 40 milyar lira civarında bir bütçeyle desteklenmekte ve himaye edilmektedir. İnanıyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı tüm bunları İslam kardeşliği ve İslam hukuku çerçevesinde ve en iyi şekilde yerine getirmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doğu Türkistan zulmüne ilişkin bu açıklaması öncesinde ve sonrasında gerek iktidar ve gerekse muhalefet saflarından hemen her siyasi partiden destek açıklamaları ve mesajları verilmiştir. 

Doğu Türkistan’daki zulme uluslararası boyutta sahip çıkılması ve çözüm üretilebilmesinin ilk şartı, ilk aşaması bağımsız bir araştırma komisyonu kurulmasıyla mümkün olacaktır. Nitekim buradaki zulüm tartışmalıdır; Çin olmadığını öne sürerken birçok araştırmacı ve Doğu Türkistan halkı bölgede bir kamp, hapishane ve soykırıma varan bir işkence ve asimilasyon yapıldığını doğrulamaktadır. 

Bugün Dünya’nın her yerinde insan hakları ihlalleri bir ülkenin iç işleri olarak kabul görmüyor; uluslararası statüde değerlendiriliyor. Bu nedenle de Sayın Cumhurbaşkanı’nın tüm siyasi partilerin ve 80 milyonun birlik, tek vücut olarak Doğu Türkistan davasını sahiplenmesini sağladıktan sonra İslam Dünyası’na, Dünya’ya çağrıda bulunmasını ben daha mantıklı ve sonuç odaklı buluyorum. 

Aksi takdirde, Doğu Perinçek’in de deyimiyle eğer Türkiye’de Çin’in ‘iftira’ propagandası yayılır ve Türk halkı buna inanırsa Doğu Türkistan’da zulüm ikiye katlanır; zaten devam eden bir zulüm var üzerine bir de iftiracılık zulmü eklenir. Bundan imtina etmek gerekir. Doğu Türkistan yok olmadan bölgeye sahip çıkmamız gerekir. Aksi takdirde uğruna mücadele vereceğimiz, sahip çıkacağımız bir Doğu Türkistan kalmayabilir; hakkını savunacağımız 35 milyon kardeşimiz kalmayabilir.”

OGÜNhaber