Mutsuz olmak bizi kötü etkiler mi, hastalığa yol açar mı, beyinde herhangi bir hastalığa yol açar mı? İşte bütün bunların cevabı..

Mutsuzluğun beyine etkisi nedir?

UZUN SÜRELİ MUTSUZLUK, BEYİNDE KÜÇÜLMEYE YOL AÇIYOR! - Mutsuzluk ve beyin arasındaki ilişkiye değinen Metin, uzun süreli mutsuzluk yaşayan kişilerin beyinlerinde küçülme meydana geldiğini belirterek Bu küçülme birçok bilimsel çalışmada gösterilmiştir. Bu durum, özellikle tedavi edilmeyen depresyondaki bireyler için geçerlidir.

MUTLULUK DA MUTSUZLUK DA ÖĞRENİLİYOR! - Bu düşünme kalıpları da genel olarak öğrenme yoluyla kazanıldığından, dolaylı olarak mutluluğu veya mutsuzluğun öğrenildiği söylenebilir. Kişinin ailede sağlıklı sosyal ilişkiler kurma, affedici olma, şükretme gibi mutluluk verici alışkanlıkları kazanması, hayatta mutlu olmasını sağlayabilir.

AMACI OLAN İNSANLAR SON SEVİYE MUTLULUĞA ULAŞIYOR! - Birinci çeşidi; maddi mutluluktur ve bir şeye sahip olmaktan duyulan mutluluğu anlatır. İkinci çeşidi; kişisel özelliklerden yani kendini geliştirmek ve iyi özelliklere sahip olmaktan duyulan mutluluktur. Üçüncü çeşidi; ilişkilerden duyulan mutluluktur yani buna ‘sevmek ve sevilmekten duyulan mutluluk’ da denebilir.

MUTLULUĞU KALICI KILMAK MÜMKÜN MÜ? - Mutluluğu kalıcı kılmak için kısa dönem maddi mutluluklar yerine manevi mutlulukları öne çıkarma, sosyal arkadaşlık ve aile bağlarını koruma, sahip olduğumuz şeyler için şükretme ve bağışlayıcı olmak gereklidir.

NE OLDUĞU DEĞİL NASIL ALGILADIĞIMIZ ÖNEMLİ! - Birçok kişi yaşantısını mutlu olma üzerine kurmuştur. Kendisinin, yakınlarının ve çocuklarının mutlu olmasını ister. Bazı kişiler mutluluğun isteklerinin gerçekleşmesiyle gerçekleşeceğini düşünürler. Bir ev ya da araba. Bir çocuk için oyuncak.

SAĞLIKSIZ BESLENME, MUTLULUK SEVİYESİNİ DÜŞÜRÜYOR! - Kısa süreli mutluluk ve haz için sağlıksız, yeterli protein, mineral ve vitamin almadan beslenme uzun dönemde diyabet ve obezite gibi sağlık sorunlarını doğurarak mutluluk seviyesini düşürür uyarısında bulundu.

MUTSUZ DÜŞÜNCE TARZI NASIL OLUŞUR? - Beyin genelleme ve kategorize etme yetileriyle çalışan bir organdır. Bu becerileri ile tecrübelerimizi daha keskin deyişle ön yargılarımızı oluştururuz. Örneğin 100 soru içeren bir sınavda ilk 5 soruyu peş peşe yanlış yapan bir öğrenci o sınavdan kalacağını ve başarısız olacağını düşünür. Bu durum olumsuz genellemelerden birisidir.

Kaygılı düşünce yapısında olan birisi ise şunu bile genelleye bilir, 'hiçbir sınavı yapamıyorum'. 'Ben aptalım'. Oysa bu doğru bir düşünce tarzı değildir. Bu sınavdan hala 95 alma ihtimali vardır öğrencinin… Yaşamda da benzer süreçler işler. Küçük olumsuzluklardan büyük olumsuz genellemeler yapılır.
OGÜNhaber