İçişleri Bakanı Soylu, 'Bizim medeniyetimiz kısaca tarif edilirken iyilik medeniyeti olarak tarif edilir. Biz iyilik medeniyetinin evlatlarıyız hep birlikte.' dedi.

Biz iyilik medeniyetinin evlatlarıyız

TRABZON / AA - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ortahisar ilçesine bağlı Yenimahalle'deki salonda gençlerle bir araya geldiği programda, Trabzon'da gerçekleştirdiği siyasi çalışmalara ilişkin bilgi verdi. "Her şey gelip geçer, bu işler biter, ömürler geçer, mekanlar değişir, insanlar değişir, yüzler değişir ama asıl olan gönüllerdir." ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti: "Rabbim gönüllerimizi birbirinden uzak eylemesin, kalplerimize fitneyi musallat eylemesin. Allah'a binlerce kez şükrolsun, bize bu şehre hizmet etme fırsatını verdi, göğsümüze bir istiklal madalyası gibi Trabzon milletvekilliği rozetini takma şerefini bizlere bahşetti. Bizim buna şükrümüzün sınırı yoktur." "Haksızlıklara karşı nası bir duruş göstereceğinizi siyaset belirler" Bakan Soylu, Trabzon denilince içi titreyen, şehre çok eser kazandırmış, çok emek vermiş, daha fazlasını da yapmak için hala büyük bir gayret içinde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını gençlere iletti.

Siyasetin politik bir duruş gerektirdiğine dikkati çeken Soylu, "Ülkenizin geleceğine, dünyadaki değişen dış politika anlayışına, haksızlıklara, usulsüzlüklere ve sürekli dünyayı bir tarafa itmeye çalışanlara karşı nasıl bir duruş göstereceğinizi siyaset belirler, karakter oluşturur. Aslında bu karakter ülkemizin, yarınlarımızın, dünyanın kendi adına gelişimine de etki koyar." diye konuştu. Soylu, bu karakterin en büyük yardımcısının Allah olduğunu dile getirerek, "Eğer işleriniz doğru yapılıyorsa duruşunuz, dış politika vizyonunuz, içeride yapacağınız hizmetler, geleceğinize ait hedefler, idealler doğruysa toplumumuzu, milletimizi yanlış yere sevk etmeye ve onları farklı bir anlayışa itmeye çalışanlara karşı mahalle baskısından çekinmeyin. Mahalle baskısından korkmayıp doğru duruşunuzu eğer ortaya koyabiliyorsanız aslında bir karakter oluşturuyorsunuz demektir." değerlendirmesinde bulundu. Dünyanın iyi tanınması gerektiğine işaret eden Soylu, şunları kaydetti: "Coğrafyamızın özelliklerini, ülkemizin fırsatlarını, avantajlarını, dezavantajlarını iyi bilmeniz gerekir. Biz alelade bir coğrafyada yaşamıyoruz. Biz Norveç, İsveç, Almanya, Güney Kore ve Japonya değiliz. Biz herkesin gözü olduğu ve siyaset adına, kararlı duruş adına bir fikir ortaya koymamız lazım gelen dünyanın en kıymetli toprağında, en kıymetli vatanında yaşıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde kararlı bir politik duruş olmasa da kararlı bir politik duruşun ihtiyaç duyduğu tek bir nokta vardır. O da Anadolu coğrafyasıdır ve Türkiye'dir."

İstanbul'da geçen hafta göç meselesiyle ilgili olarak 57 ülkenin yöneticilerini, 22'si bakan, 12'si bakan yardımcısı olmak üzere uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcilerini kabul ettiklerini anımsatan Soylu, şöyle devam etti: "Türkiye bir karakter ortaya koydu. Bir politik duruşu ifade ettiği için. Yılların kendisine biriktirdiği ve nesillerin arasında bir kopmayı sağlamadığı için o iki günlük uluslararası alanda önemli olan Budapeşte sürecinde ve Türkiye'nin başkanlığında yürütülen Budapeşte sürecinde benim aklımda kalan bir tek şey var. Gelenlerin her birinin Türkiye'ye saygınlığını ifade etmesi zorunluğu. Bu aslında bu yüzyıla hep beraber iyi başladığımızın en temel delillerinden bir tanesidir. Politik duruş kadar, kararlı duruş kadar belki de hepimizi etkilemesi gereken sadece söz, sadece duruş değil, o sözle duruşla beraber eylemleri ve fiilleri harekete geçirebilmektir."

"Bu coğrafya zayıflığı kabul etmez" "Bu coğrafya etrafındaki etkiler, içerisinde bulunduğu anlayışlar çerçevesinde savrulmaya müsaade etmez." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu coğrafya kararsızlığa müsaade etmez. Bu coğrafya nesiller arası kopuşa müsaade etmez. Bu coğrafya zayıflığı kabul etmez. Bu coğrafya tembelliği kabul etmez ve bu politik duruşu oluşturan bu etmenlerle birlikte bu coğrafya başarıyı, kararlı duruşu, çok çalışmayı ve bizim belki de en büyük zenginliğimiz olan en büyük mirasımız olan medeniyetimizi bütün dünyaya anlatmayı tembih eder ve öğretir." Türkiye'nin, millet, ülke, inanç, gelenek olarak dünyadaki ülkelerden, düşüncelerden çok farklı bir misyonla yüklü olduğunu vurgulayan Soylu, "Bizim misyonumuz apayrıdır. Bizim medeniyetimiz kısaca tarif edilirken iyilik medeniyeti olarak tarif edilir. Biz iyilik medeniyetinin evlatlarıyız hep birlikte. İyilik medeniyetinin çocuklarıyız. Merhametin, vicdanın, ortak aklın, istişarenin, komşuluğun, birlikte yaşamanın, aynı zamanda adanmışlığın, birileri için fedakarlığın yüzyıllardır örneğini bütün dünyaya göstermiş bir coğrafyayız." ifadesini kullandı.

"Bu güzel ülkeyi daha ileriye götürme konusunda adım atıyoruz" Geçmiş dönemden de örnekler veren Soylu, "Bugün ortaya konulan, hedeflenen süreç çok farklı noktadadır. Belki bizim yaşadığımız yıllarda şehir hastanelerimiz, belki bizim yaşadığımız yıllarda Türkiye'nin 14-15 havalimanından, 20 havalimanından bugünkü gibi 56 havalimanına ulaşmış olsaydık, belki dünyaya haykırır bir şekilde 'Biz dünyanın en büyük havalimanını yapma kabiliyetine eriştik.' diyebilseydik, bilmenizi istiyorum bugün Türkiye bambaşka bir tablo içerisinde olurdu." dedi.

Kendi çocukluk ve gençlik dönemlerine de değinen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onun için siz bizim göz bebeğimizsiniz. Onun için siz bizim için başka bir evredesiniz. Belki isteklerimizi, hayallerimizi, arzularımızı, keşkelerimizi bugün bir daha yaşamamak için hep birlikte çok çalışıyoruz. Hep birlikte bu güzel ülkeyi, bu cennet vatanın her tarafını, başka bir güzellik olan bu güzel ülkeyi daha ileriye götürme konusunda adım atıyoruz. Bir taraftan bütün bunları gerçekleştirir ve yaparken elbette ki politik duruşumuzun kararlı, karakterli ama aynı zamanda eserinizin ve eserlerinizin de aynı anlayışta olmasını hep birlikte sağlamamız gerekir."
OGÜNhaber