Yoğun ve telaşlı bir günde yeni açılış yapmış olduğu 'Adım Psikoloji Dil ve Konuşma Merkezi' nin kapılarını bizlere açan ve sağlıklı çocuk yetiştirmek için bilgiler veren Uzman Psikolog Çağla Tuğba Dortluoğlu ile renkli, sıcacık huzur veren konuşma merkezinde hoş sohbeti eşliğine keyifli röportajımız.

Bize biraz kendinizden bahsedermisiniz?İsmim Çağla Tuğba Dortluoğlu çocuk alanında çalışan bi psikoloğum. Uzun yıllardır çocuk ve ergen adı altında çaılşmalarımı devam ettiriyorum. Türkiye Hastanesinde çalışıyorum. Maltepe Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Birkaç danışmanlık merkezinde çalıştığım zamanlarda kendi yerimi kurmak istedim. Şuanda pek çok merkez çocuk, ergen alımıyla beraber yetişkin bir kitle yapısıyla çalışıyorlar. Bir bölünmüşlük söz konusu olduğu için sadece çocuk odaklı bir merkez kurmak düşüncesiyle yola çıktım. Çocuk ver ergen alanında hizmet veren bir merkez oluşturmaya çalıştım. Bunun içinde çocuk psikologluğu, çocuk psikiyatrisliği ve konuşma terapisti özel eğitimcisi drama ve müzikle çalışan sanat atölyelerinin içeriğinde olan bir yer oluşturdum. Buraya aileler çocukları ile geldikleri zaman, çocuk ve ergene dair her problemin çözümünü bulabilecekleri bir yer olsun istedim.
Buradaki çalışmalarınız tam olarak nedir? Aileler ne tür şikayetlerden dolayı geliyorlar?Aslında okadar çok sorun var ki; dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, dağınıklık sorunu, öğrenme güçlükleri, okuldaki başarısızlıkları, fobiler, kaygı bozukluğu, ergenlik problemleri, aile içi sorunlar, stresler ile başa çıkma problemleri, boşanmış aileler, kardeş kıskançlığı, tırnak yeme, parmak emme, altını ıslatma gibi pek çok problem var bunlarında dışında dil ve konuşma sorunları içinde kekemelik problemi, bazı harflerin çıkarılamaması çok sık rastlanan -r'nin, -s'nin, -k'nın, çıkarılamama problemleri gecikmiş konuşma. Toplum arasında aslında çok yagın olmakla birlikte insanların çok zikretmediği bir sorun olduğunu çizip özel eğitim alanıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Bunun dışında akran eğitimleri var. Psikoloji alanına yeni girmiş mesletaşlarımızın eğitmileri süpervizon süreçleri ve onların faydalanabilmelerine dair birçok alanda çocuk ergen ile ilgili eğitimler sunmayı amaçlıyoruz. Staj programları oluşturcağız. Basın yayın organları ve belediyelerle işbirliği yaparak konferans, seminer ve paneller düzenlemeyi planlıyoruz.
Çocukların değerlendirilmesi amacı ile yapılan ölçme ve değerlendime süreçleri var. Bunların içinde kişilik testleri, zeka testleri, sınav kaygısını ölçme düzeyleri ile ilgili testler, nörolojik testler ve bunların hepsinin değerlendirilmesi, bu doğrultuda tedavinin sağlanması ile ilgili çalışmalar yapacağız.
Çok kapsamlı bi çalışma içerisindesiniz. Hangi yaş grupları ile ilgili çalışmalar yapıyorsunuz?2 ile 18 yaş arası diyebilirim. Çocukların yürüyüp konuşmaya başladığı yaştan tam ergenliğin alevlendiği ve artık yetişkinliğe geçtiği dönemde bitiyor. Reşit oldukları döneme kadar devam eden bir süreç. Çocuk ergen tam bunu kapsıyor kelime olarak.
Görüşme sıklığınız nedir?Görüşme sıklığı probleme ve ailenin ne kadar işbirlikçi olduğuna göre değişiyor. Bazı aileler tedaviye gerçekten çok fazla destek veriyor ve çocukta gerçekten düzelmeye çok yatkın oluyor. Bu gibi durumlarda görüşme sıklığı daha uzun oluyor. 3 hafta 1 ay gibi.
Bazı problemler varki örneğin dil ve konuşma, kekemelik gibi problemlerde daha sık görüşmek gerekiyor. Ergenlik ile ilgili davranış düzenleyici yada aileye rehberlik edici süreçlerde çok uzun sürmeyen tedavi söz konusu olabiliyor.
Görüşmeleriniz nekadar sürüyor ve görüşme esnasında neler yapıyorsunuz?Öncelikle geliş nedenlerini ve tedaviden beklentilerini soruyorum. Mesela sizin gözlemlediğiniz problem olabiliyor yada ailenin beklentisi tam tersi olabiliyor. Bizim gördüklerimizle ailenin beklentilerinin arasındaki bağlantıyı kuruyoruz. Mesela; geliş nedenleri sınav kaygısı olabiliyor ama halbuki çocuğun ailevi problemi var ve bu yüzden sınavlardan düşük puan alıyor. Bununla ilgili önce ailenin toparlanması gerekiyor. Bu noktada aile ile görüşüyoruz, nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda biz önerilerimizi sunuyoruz ve ona göre bir yol haritası izliyoruz. Görüşmelerde hem çocukla görüşüyoruz hem aile ile görüşüyoruz, aile'den sonra tekrar çocuk ile görüşme yada bu uzmana kalmış bir süreç olabilir.
Çocuğun bize getirilmeden önce bizim çocuğa nasıl tanıtıldığımız çok önemli. Bazen doktora götürüyoruz deniliyor, bazen sana ilaç verecekler sana iğne yapacaklar deniliyor. Bu gibi korkutucu süreçleri aşmak için ben genellikle kendimi Çağla abla olarak tanıyorum. Aile ile önceden telefon görüşmesi yapıyorsak okul öncesi için oyun ablası daha büyükler için sohbet ablası olarak kendimi tanıtıyorum.
Görüntü olarak daha renkli ve sıcak bir mekan olduğu için zaten daha çok hastane, tıbbi klinik gibi bir görüntü olmuyor. Bizim yaklaşımımızla gönül ilişkisi kurulduktan sonra aile ile görüşüyoruz ve tekrar çocukla görüşmemizden sonra aileye neler yaptığımıza dair bilgiler veriyoruz.
Çağla Hanım bütün çocukların genel problemi nedir?Bütün çocukların genel problemi anne ve babaları. Öncelikle anne babalarıyla çalışmak lazım. Aileler kendilerini getiriken çocuklarınıda getiriyorlar tedaviye bu yüzden anne baba ile çalışmak çok önemli. Çünkü siz en iyi ihtimalle haftada 1 defada görseniz 1 saatlik bir çalışmada çocuğa sihirli değnekle dokunmak gerektiren bir şey oluyor oda bizlerle mümkün değil. Bu yüzden geri kalan aşamada evin içindeki organizasyon çok önemli.
Son dönemdeki anne babalar çok geç çocuk sahibi oldukları için ciddi anlamda çocuğu hayatlarının merkezine alıyorlar ve çocuk evde ebeveyn oluyor ve anne baba çocuk haline geliyor. Bu durumu önlemek gerekiyor. Aslında temel problem sınır. Çocuklara sınır konulmuyor. Anne ve babalarının söylediklerinin tutarlı olması gerekiyor. Tutarlılıktan kastım; anne yemekten önce çikolata yiyemezsin dediğinde baba'da bir parça yese ne olur derse çocuklar gerçekten kimi hangi durumda kullanacaklarını çok iyi bilir. Bu noktada aile büyüklerini organize etmek çok önemli. Anneanne, babaanne, amca, dayı; anne babanın hayır dediği şeyleri yapmasına izin verirse çocuk gerçekten kural tanımaz bir hale geliyor.
Bütün problemlerde temel neden anne babanın iletişimde tutarlı olmaması ve bir yaptığı şeyi yeniden bozuyor olması, çocuğu dinlememesi ve ölçüsüz ceza vermesi, her istediğini yapması. İyi niyetle şımartıyorlar çocukları ve biz çocukla çalışırken ödül bulamıyoruz. Çünkü herşeye her istediği zaman sahip olan çocuklar var. Bir oyuncağı almak için beklemiyorlar, zaten o oyuncağın farklı çeşitleri evinde fazlasıyla mevcut.
Hiçbirşeyin değerini bilmiyorlar ve çok sabırsız oluyorlar. Çünkü aileler her istediğini yapıyorlar. Anne babanın almadığınıda anneanne ve dede temin ediyor. Ailelerin çocukları ile geçirdiği zaman alışveriş merkezlerini dolaşmaktan ibaret oluyor. Kaliteli zaman denen populer kelime gerçekten son dönemlerde alışveriş merkezlerinde geçirilen zamanlardan ibaret.
Parklar bahçeler var her yerde fakat çok fazla oralara çocukları götürmüyorlar. Alışveriş merkezlerindeki suni oyuncaklar yada oralarda dolaşarak çocuğa dondurma, çikolta almak oyuncak almak çocuk ile zaman geçirmek oluyor.
Çoğunlukla pembe diziler ve çizgi filimlerin önüne koyup çocuğun yemek yedirilmesini, zaman geçirilmesini sağlıyorlar sonra konuşamayan yada konuşmasında problem olan çocuklar, bilgisayar ve televizyon başından kalkmayan çocuklar olarak karşımıza geliyorlar.
Çağla Hanım bu işi kaç yıldır yapıyorsunuz?7 yıldır yapıyorum.
Bu 7 yıl içerisinde unutamadığınız, sizi etkileyen bir görüşmeniz oldu mu?Çok zor bir soru... Okul öncesi çocuklarla çalışırken en sevdiğim şey onların olduğu gibi herşeyi yansıtıyor olması ve herşeyi hiç kimseden korkmadan paylaşıyor olması. Çalıştığım çocuklardan birtanesi bana hediye olarak bir kutunun içerisinde kurabiye getirmişti, ve kurabiye yer misiniz dedi. Teşekkür ederim yiyemiyorum dedim. Çaktırmayın zaten annem kurabiyeyi beğenmediği için buraya getirdi dedi. Gerçekten çok dürüstler. Üzerinizdeki kıyafet olmadığı zaman ay ne kadar kötü olmuş diyorlar. Beğenmedikleri herşeyi pat diye yüzünüze söylüyorlar.
Son olarak ailelere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?Okul öncesi dönem çok önemli. Bu dönemi oyun hamuru olarak düşünebilirsiniz. Yapabileceğiniz, verebileceğiniz her türlü şekli verebiliyorsunuz. Bundan sonraki süreçte hamur kuruduktan sonra birşeyler yaptığınızda herşey parçalanır. Bu yüzden okul öncesi döneme çok dikkat etmek ve okul öncesi eğitimin öneminin altını çizmek istiyorum. Anne babanın eğitimde tutarlı olması, çocukları ile kaliteli zaman geçirmesi ona hediye, oyuncak alması anne babalık yapmak değil. Bazen sarılmak bazen öpmek bazen başını okşamak anne babalık yapmak demek. Anne babaların çocukların yanında tartışmamaları gerekiyor eğer bir konu var ise bunu çocuğun olmadığı zamanlarda konuşmaları gerekli.
Hayatlarının merkezlerine çocuğu almaları ama çocuğun onları idare eden konuma geçmelerine izin vermemeleri gerekiyor.
Çağla Tuğba Dortluoğlu'nun kişisel sitesine ulaşmak için tıklayınız!..Çağla Tuğba Dortluoğlu'na Ogün Ailesi olarak bol enerjili ve keyifli sohbeti için teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.