Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, 'Aile, her çağda insan için güvenli bir liman olmuştur. Bugün yaptığımız bilimsel araştırmalar da bunu teyit etmektedir.' dedi.

Aile her çağda insan için güvenli bir liman olmuştur

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) işbirliği ile "Ailenin Güçlendirilmesi" temasıyla düzenlenen 3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesinde yaptığı konuşmada, konuşan Bakan Selçuk, 3 yıl Ankara İl Temsilciliği görevini yürüttüğü KADEM ailesinin bir mensubu olarak da burada bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

KADEM'in 5 yıl önce kurulduğunda, bugün 44 ilde temsilciliği olacağının hayal bile edilemeyeceğini dile getiren Selçuk, "Lakin bu geçen süre zarfında yönetim kurulunun, temsilcilerinin ve üyelerinin üstün gayretleriyle KADEM, gerek toplumsal cinsiyet adalet anlayışının gelişmesinde, gerekse de küresel tehditlere karşı aileyi güçlendiren çalışmalarıyla sadece Türkiye'de değil, dünyaya da örnek teşkil eden bir sivil toplum kuruluşumuz haline geldi. Burada başta Genel Başkan Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Kurucu Başkan AK Parti İstanbul Milletvekili Sare Aydın Yılmaz ve temsilciler olmak üzere her bir gönüllü üyeye, kadına ve aileye dair çalışmalarından dolayı teşekkür etmek isterim." diye konuştu.

Zirvenin gelenekselleşerek "Ailenin Güçlendirilmesi" temasıyla üçüncüsünün gerçekleştirilmesinin, bu programın misyonunun ne kadar anlamlı ve yerinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Bakan Selçuk, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanım, kadın ve aileye atfettiğiniz değer ve biz kadınlara sağladığınız destek her zaman kadına ve aileye yönelik çalışmalarımızda en büyük gücümüz oluyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yapılanan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, ailelerimize ve kadınlarımıza yönelik sosyal korumanın tüm araçları yani sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, sosyal yardımlar gibi araçları daha bütüncül ve kapsayıcı bir bakış açısı ile değerlendirme ve yönlendirme imkanına kavuşmuştur. Böylece kaynakları daha etkin ve verimli bir şekilde kullanarak çözüm odaklı stratejiler geliştirmeye, ulusal ve uluslararası ölçeklerde yeni hedefler belirlemeye devam ediyoruz. Biliyoruz ki güçlü Türkiye, ancak çalışan, üreten güçlü aileler ile mümkün. Bugün zirvenin ana başlığı olarak belirlediğimiz etimolojik olarak bağlılığı, birlikteliği ve dayanışmayı ifade eden aile, sadece beşeri, iktisadi kalkınma için değil, manevi kalkınma için de temel kurumumuz."

"Hepimiz elini taşın altına koymalıyız"

"Anne ve baba olmak, evlat olmak, eş olmak, kardeş olmak gibi özelliklerimizden dolayı sahip olduğumuz haklarımız kadar sorumluluklarımız vardır." diyen Selçuk, modern çağda insanın yaşadığı buhranların temelinde, maalesef bu yapı taşlarının zayıflaması olduğuna dikkat çekti.

Bakan Selçuk, "Oysa aileye bakış açımızı oluşturan bu değerleri yaşatmaya, insanlığın bugün her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Unutulan kadim değerler, küresel tehditler aileyi korumasız hale getirmekte. Biz de bu zirvede küresel tehditlere karşı zayıflayan aile yapısını nasıl güçlendireceğimizi küresel boyutta ele alacağız. Aile bağlarını kopma noktasına getiren, bu ulvi birlikteliğin suistimaline yol açan nedenleri tespit ederek çözümler geliştireceğiz. Burada hepimiz elini taşın altına koymalıyız." diye konuştu.

Ailenin güçlendirilmesinde eğitim ve farkındalık çalışmalarını yaygınlaştırarak, kadınların hayatın her alanında hak ve fırsatlardan eşit ve adil bir şekilde yararlanmalarını sağlamanın önemine işaret eden Selçuk, birey, aile, toplum merkezli politikaların oluşturulmasında dengenin kurulmasının karşıtlık değil, tamamlayıcılık ilkesi etrafında şekillendirilmesi gerektiğini söyledi.

"Aile, her çağda insan için güvenli bir liman olmuştur"

Kur'an-ı Kerim'de yer alan "Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır." ayetini hatırlatan Selçuk, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla kadın ve erkeğin birbirinin rakibi değil, refiki olduğu bir toplumsal cinsiyet adaleti anlayışıyla birlikte dayanışma örneğini ortaya koymalıyız. Ancak o vakit, aileyi güçlendirerek yaşadığımız çağın sorunlarını birlikte aşabiliriz. Aile, her çağda insan için güvenli bir liman olmuştur. Bugün yaptığımız bilimsel araştırmalar da bunu teyit etmektedir. Türkiye Aile Yapısı Araştırması'nda elde ettiğimiz verilere göre bakıma muhtaç yaşlıların bakımı yüzde 91,4 oranında aile bireyleri tarafından üstlenilmekte. Bu oranın içinde eşler, çocuklar, kardeşler, gelinler ya da damatlar hatta torunlar var. Yine bakımı anneanne ya da babaanne tarafından üstlenilen çocukların sayısı kreşte ya da anaokulunda bakılanlardan iki kat fazla. Bu işlevsel dayanışma, hem aile bağlarını hem de toplumu güçlü kılmakta, ülkemiz için de katma değer sağlamakta. Bu durum bize aile içi dayanışmanın ülkemizdeki önemini rakamlarla açıklıyor."

"Ülkemiz, Yüksek İnsani Gelişmişlik kategorisine ulaştı"

Kadın başta olmak üzere aile bireylerine verdikleri her desteğin, ailenin güçlendirilmesine katkı sağladığına dikkati çeken Selçuk, sosyal politika alanında 2002 yılından itibaren oldukça önemli ve dikkat çekici gelişmeler kaydettiklerini belirtti.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu verilerine göre, Türkiye'nin insani gelişme endeksi skoru 2000 yılında 0,655 iken bu rakamın 2017 yılında 0,791'e yükseldiğini aktaran Selçuk, "Ülkemiz, Yüksek İnsani Gelişmişlik kategorisine ulaştı. Ulusal yoksulluk sınırı temel alındığında 2002'de nüfusun yüzde 30,3'ü bu oranın altında iken, bu oran 2015'te yüzde 1,6'ya geriledi. Bu gelişmeler ailelerimiz ve ülkemiz adına gurur verici gelişmeler." değerlendirmesinde bulundu.

Bugün büyük oranlarda olmasa da gençlerin artık daha zor aile kurduğunu, ortalama ilk evlenme yaşının ilerlediğini belirten Selçuk, "Bakanlık olarak yapılandırılmış nitelikli aile eğitimleriyle gençlerin kadim aile değerlerimize yabancılaşmaması ve sorumluluk duygularını geliştirmeleri için önemli bir çaba ortaya koyuyor ve aile eğitimlerimizden faydalanan kişi sayısını her geçen gün artırıyoruz." dedi.

"Çocuk Evleri sayısı bin 192'ye ulaştı"

Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, riskleri önlemek için Çocuk Destek Merkezleri uygulamasını başlattıklarını ve sayısını 63'e çıkarttıklarını bildiren Selçuk, Çocuk Evleri Projesiyle de büyük bir değişim sürecini başlattıklarını belirtti.

Yurt tipi bakım hizmeti modelinden ev tipi bakım hizmeti modeline geçiş sürecini başarıyla tamamladıklarını, 2005 yılında 5 olan Çocuk Evleri sayısını bin 192'ye ulaştırdıklarını aktaran Selçuk, "Çocukların dijital ortamlar üzerinden karşılaşabilecekleri risklerin tespit edilmesi ve önleyici çalışmalar yapılması amacıyla Bakanlığımız bünyesinde Sosyal Medya Çalışma Grubu'nu kurduk. 'Ekranla Değil Akranla Büyüsün Çocuklar' kampanyasını başlatarak 80 bin 528 çocuk, 11 bin 668 aileye ulaştık." dedi.

Selçuk, yaşlıların güven ve huzur içerisinde hayat sürmesi için 2002 yılında bakanlığa bağlı huzurevi sayısını 63'ten 146'ya çıkarttıklarını ifade etti.

"Kısa süre içerisinde ŞÖNİM'leri 81 ilimize yaygınlaştıracağız"

25 Kasım ve devamındaki haftanın tüm dünyada "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak anıldığını hatırlatan Selçuk, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede, kadına karşı şiddetle mücadeleye yönelik çalışmalarını çok geniş bir yelpazede, tüm tarafların kapsamlı iş birliği, koordinasyonu ve ortak duruşuyla kararlılıkla sürdürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın da her daim ifade ettiği üzere, kadına yönelik şiddeti bir insanlık suçu olarak görüyor ve bu konudaki mücadelemizi 'sıfır tolerans' ilkesiyle sürdürüyoruz. Şiddete karşı mücadelede kurumsal alt yapımızı güçlendirerek 14 olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimiz'in (ŞÖNİM) sayısını son 5 yılda 76'ya yükselttik. Kısa süre içerisinde ŞÖNİM'leri 81 ilimize yaygınlaştıracağız. Kadın Konukevi sayımız da 110'u Bakanlığımıza bağlı olmak üzere toplamda 144 sayısına ulaşmış durumda."
OGÜNhaber