Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümünden Dr. Gökhan Topçu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle çalışma hayatında yaşanan değişimlerin ebeveynlerin aile içindeki rollerinde önemli değişikliklere neden olduğunu kaydetti.

Kovid-19 salgını aile içi rolleri de değiştirdi

İSTANBUL (AA) - Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümünden Dr. Gökhan Topçu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde iş ve aile arasında "babalık" olgusuna dair hazırladığı çalışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Topçu, ev kavramını sosyalleşmenin başladığı yer olarak tanımlarken, annenin yenidoğan çocuklarla güçlü bir bağ oluşturduğunu, babanın ise bu ikilinin ihtiyaçlarını karşılayan yardımcı ve kaynak tedarik edici konumunda olduğunu söyledi.

Türkiye'de babaların evdeki konumları, söz konusu kaynak tedarikçisi olma konumunu aşamamalarıyla şekillendiğini dile getiren Topçu, "Yani Türkiye'de erkeler çocuklarının doğumunda üstlenmeleri gereken rolleri olabildiğince iyi yerine getirirken, çocukları büyüdükçe bu rollerini değiştirmeden devam ettiriyorlar. Oysaki babalık çocukların ihtiyaçları doğrultusunda genişleyen bir roller bütünü olarak ele alınmalı. Çocuklar büyüdükçe annelerin başat bakım verici rollerini ortadan kalkabileceği bir durum oluşur. Bu durum karşısında babalar da çocuklara bakım verme, bu bakım verme rolünün uzantısı olarak ev işlerinde eşlerine yardımcı olma, çocukların eğitim, sosyalleşme ve serbest zaman etkinlikleri gibi faaliyetlerinde onlara eşlik etme gibi işlerde katkı sağlayabilirler." diye konuştu.

Topçu, salgın gibi beklenmedik ve insanların kontrolü dışında ortaya çıkan bir durumda babaların evde kalmasının ilginç sonuçlar doğurduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Salgın ilk önce çocukların bakımına ilişkin bir kriz ortaya koydu. Türkiye'de çocuk bakımı yaygın şekilde anne-babanın sosyal sermayesine dayalı şekilde çözülegelmiştir. Söz konusu sosyal sermaye ağını en önemli parçaları büyükanne-büyükbabalardır. Özellikle iki ebeveynin de çalıştığı ailelerde çocuk bakımı annenin işe dönmesi sonrası büyükanne-büyükbabalar tarafından sağlanmaktaydı. Bu klasik bakım düzenlemesi salgının ortaya koyduğu şartlar nedeniyle önemli bir kesintiye uğradı. İki ebeveynin de çalıştığı durumlarda evden çalışabilen ebeveyn çocuk bakımını da üstlenmek durumunda kaldı ki bu hem çalışma yaşamı hem de çocukların bakımının birbirine karıştığı, kişilerin iki alanda da tam bir verim alamadıkları, bununla birlikte kendilerine de neredeyse hiç zaman ayıramadıkları bir duruma sebep oldu."

Topçu, sadece babaların çalıştığı evlerde ise babaların ya işlerini kaybettiği ya da ücretsiz izin uygulamalarıyla çalışma yaşamından uzaklaştıkları ve "evde kaldıkları" bir durumun ortaya çıktığını anımsattı.

Babaların ev ve ev ahalisiyle olan ilişkileri, tedarik edici roller üzerine kurulduğunu yineleyen Topçu, "Bu rolün sürdürülmesine ilişkin koşulların ortadan kalktığı bir durumda daha önceden rollerini başka fonksiyonlarla donatıp genişletmemiş olan babalar salgın sürecinin ilk dönemlerinden itibaren alışıldık rollerine geri dönmek umuduyla ve tüm risklere rağmen kendilerini dışarıya attılar ve sokaklarda boy gösterdiler. Babalar alışıldık toplumsal yaşamın dinamiklerini sürdürme umuduyla, "iş aramak", 'hava almak', 'dolaşmak' üzere içeride bu denli uzun süre bulunmaya alışık olmadıkları evden dış dünyaya attılar kendilerini. Salgın Türkiye'deki ailelerin rol dağılımını darmadağın etti demek yerinde olur. Aslında pek çok ülkede bu şekilde bir etki gözlemlendi."

Topçu, iki ebeveynin de çalıştığı ailelerde uzaktan eğitim ve uzaktan iş aile bireylerinin birbirlerine fiziksel olarak olağanüstü yakın olmaları sonucunu doğurduğunu belirterek, bunun da bakım, ev içerisindeki sorumluluklar ve çalışma yaşamına ait sorumlulukların gün içerisinde çakışması ve hepsinde aksamalara, eksiklik ve verimsizliklere yol açtığını söyledi.

Ailedeki çalışabilen tüm ebeveynlerin çalışmasını sağlayacak bir ekonomik/sosyal düzenlemenin sosyal desteklerden daha önce ele alınması gerektiğini belirten Topçu, bu düzenlemeler sağlandıktan ve yaygın olarak kadın ve erkeklerin çalışma yaşamına katıldığı bir toplumsal duruma erişilmesinin ardından sosyal desteklerin, sosyal yardımların düşünülmesi sürecinin başlayacağını ifade etti.

Topçu, bununla birlikte amaç özellikle kadınların eğitime ve istihdama erişebilmesi için bakım sorumluluklarının babalarla paylaşılmasını kolaylaştırıcı yardımların gerekliliğine dikkati çekti.

Baba Destek Programı gibi eğitim uygulamalarından, aile izni uygulamaları ya da aileye ilişkin acil durumlarda kullanılabilecek izinler gibi istihdama ilişkin politikalara kadar pek çok çözüm geliştirebileceğini aktaran Topçu, bu konuda hazırlanacak projelere profesyonellerin katkı sağlaması gerektiğiniz altını çizdi.

Sefa Mutlu

OGÜNhaber