Sadece Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın değil, dünyanın en eski buğdayı olarak bilinen Sorgül’ün hasadı Mardin’de gerçekleşti.

En eski buğday anadolu’da hayat buluyor

Buğday ilk kez Harran’da toprağa düştü, ilk yerleşik toplumlar ve en eski şehirler Anadolu’da kuruldu. Bu nedenle buğdayın tarihi, Türkiye’nin tarihidir.

İnsanın buğdayla tanışıklığı ,yeryüzü macerasının başladığı ilk günlere kadar uzanır. Kimi dinî söylencelere göre insanına tası Adem’e yasaklanan meyve , buğdaydır. İnsanın işlediği ilk günah yasak meyveye el uzatmak olduğu için bunca savaşın, bunca acının yaşandığı dünya sürgününün görünürdeki sebebidir, buğday. Yine dinî söylencelere göre dünya sürgününe çıkan Adem’e, kendisinin ve soyunun binlerce yıl sürecek trajedisine sebep olan buğdayın üretimi bilgisi öğretilmişti. Bu bilgiyle saban ilk defa Harran’da toprak ile buluştu ve cennetten getirilen buğday taneleri burada başağa dönüştü. Başlangıçta her bir başağında deve dişi büyüklüğünde yüzlerce tane olan buğday, Adem Peygamber’in günahkâr çocuklarının elinde azalıp küçüldü.
Kimi zaman sadece bire iki verdi. Kimi zaman bire on, bire yüz… Bu sebeple binlerce yıl boyunca buğdayın çokluğu zenginlik ve tokluk, azlığı kıtlık ve kaos anlamına geldi.



HASAT ŞENLİĞİ

Peki buğdayın Anadolu topraklarında başlayan 12 bin yıllık öyküsünü neden gündeme getiriyoruz? Çünkü birkaç yıldır, dünyanın en eski buğdayını yeniden hayata geçirmeye yönelik çok önemli bir proje yürütülüyor da ondan… Şöyle ki 2017 yılında 70 kadın çifti ve iki ton Sorgül buğdayı ile başlayan projede, bu yıl 440 ton Sorgül buğdayı hasat edilirken dönüm başına 313 kilogram Sorgül buğdayı elde edildi. Projede istihdam edilen kadın çiftçi sayısı ise 301’e, kadın mühendis sayısı ise 24’e ulaştı.

2017 yılından bu yana Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin finanse ettiği Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından uygulanan ve Şükraan Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği tarafından yürütülen “Yaşayan Toprak Yerel Tohum” Projesi’nde bu yıl ikinci hasat gerçekleşti. Proje kapsamında yeniden canlandırılan ve iyi tarım uygulamalarıyla ekimi iki ton ile başlayan Sorgül buğdayının bu yılki hasadında rekolte 440 tona ulaştı. Hasat şenliğine, İzmir ve Mardin’de özellikle kadın istihdamı ve tarımın geliştirilmesi konusunda projelere liderlik eden halk temsilcileri, projenin destekçileri arasında yer alan Avrupa Birliği elçileri, projede görev alan yerel ve mülteci kadın çiftçiler ve kadın mühendisler de katıldı.



SIFIR MALİYET, YÜKSEK VERİM

Hasat Şenliği’nde proje hakkında bilgi veren Şef Ebru Baybara Demir, toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için başlayan projede elde ettikleri başarının gelecek için umut verdiğini söylüyor. “2017 yılında 70 kadın çiftçi ve iki ton Sorgül buğdayı ile Mardin’de başladığımız projede, şu anda 301 kadın çifti ve 24 kadın mühendis yer alıyor.” diyen Demir açıklamalarına şu şekilde devam ediyor: “Yerel ve mülteci kadınlarla birlikte Mezopotamya’nın en eski buğdayı Sorgül’e yeniden hayat verdik. Sorgül’de en büyük gücümüz, insan bedeni oldu. Standart çeşit tohumda su, gübre, ilaçlama ve elektrik maliyetiyle birlikte dönüm başına 305 kilogram hasat elde edilirken, Sorgül’de sıfıra yakın maliyet ile dönüm başına 313 kilogram hasat elde ettik. Bölgedeki toprak sahipleri de iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek verdiler. Değişen iklim koşullarında tarımın da koşullarının değiştiğini görerek gelecek için harekete geçerken, gıdanın sürdürebilirliğini genetik mirasımız olan yerel tohumlarımızla devam ettirebileceğimize inanıyoruz.”

OGÜNhaber