Geçtiğimiz aylarda Koca Dünya isimli son filmiyle Venedik Uluslararası Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü alan başarılı sinema yönetmeni Reha Erdem’e “Her şeyi sinematografik bir şehir” dediği Kars’ı sorduk.

Hayal Kurduran Şehir Kars

Kars’ı nasıl keşfettiniz?

Kars’ı Gezici Film Festivali için oraya gittiğimde keşfettim. Daha önce de gördüğüm bir şehirdi, fakat o zaman üzerinde hayal kurma imkânı bulamamıştım. Benim için “sinematografik” demek, “hayal kurma imkânı veren” demek. Kars bu anlamda sadece coğrafyası ve mimarisiyle değil, insani yaşam ritmiyle de bir hayal yeri benim için...



“Manevi şifa artık sadece Doğu’da kaldı” diyorsunuz. Kars, Doğulu bir yer mi?

O sözü söylerken Orta ve Doğu Asya’yı kastetmiştim. Beni ilgilendiren Kars’ın Doğululuğu değil de “yüksekliği”. Kars hem coğrafi anlamda yüksek bir yer hem de manevi, yani insani anlamda yüksek bir yer. Zaman anlamında da yüksek, sanki o yükseğe asılmış, bütün zamanlara tepeden bakıyor gibi... İnsan kendini orada “yüksek”, yani özgür hissediyor.

Kars’ta çektiğiniz Kosmos adlı filminiz belirsiz bir zamanda geçiyor? Kars’ın zamanlar üstü bir çağrışımı mı var sizde?

Kars, kolay kolay belli bir zamana ait olduğu söylenebilecek bir yer değil. Filmlerimde hep “geniş zaman” kullanmaya çalıştığım için Kars, bu zamanlar ötesi malzeme zenginliğiyle beni kendisine çekti. Zaten o tadını unutamadığım tatlı melankolisi de buradan geliyor belki de...



Kars’ta size ilham veren mekânlar nereler?

Hemen her yeri diyebilirim. Ama beni en çok etkileyen Atatürk heykelinin bulunduğu meydan. Bizim şehirlerimizde rastlayamayacağımız genişlikte dev bir meydan bu... Gece kar yağışını orada çekebilmek için günlerce bekledik. Bir de şehre hem hayat hem de çekici bir gizem katan ırmak ve köprülerini sayabilirim.
OGÜNhaber