Hadi gelin anlatın şimdi bu çocuklara; şehit babalarının katillerinin meclise kendi kurdukları partiyle, üstelik yüzde 13 oy alarak girdiklerini.

​Şehidimin gözü yaşlı yavrusuna hesap verin!

Katılım oranı yüzde 86,63 olan 7 Haziran seçimlerinde 54 milyon 792 bin 673 seçmenin bulunduğu ülkemizde 47 milyon 466 bin 601 seçmen oy kullandı ve bu oyların 46 milyon 135 bin 964'ü geçerli sayıldı. Oyların yüzde 13,12'sini alan HDP meclise 80 milletvekili ile girdi. 



Peki, Türk milleti HDP’yi TBMM’ne sokmayı nasıl başardı?
Çok basit bir soru: “İşinin eri bir medya patronu nasıl olunur?, Türkiye Cumhuriyetini kana bulayan sözde siyasi parti liderlerini sempatik göstererek mi?”

Evet, mevzu bahis olan medya patronu; Doğan Holding Onursal Başkanı, iş adamı ve 1 milyar dolarlık servetiyle Türkiye'nin en zengin 28’inci iş adamı Aydın Doğan.

Bir medya patronu olarak HDP’yi sempatik göstermek sadece birkaç dakikalık iş. "Neden mi?" Çünkü günümüz gazetecileri "Patroncu" bir meslek anlayışıyla yoluna devam ediyor. Üç beş kuruşluk maaş için kendi görüşünden vazgeçiyor. Bununla da kalmıyor; ülkesini, vatanını, toprağını, bayrağını bir kenara bırakarak kendisinin de çok iyi bildiği, Türkiye’nin kanayan yarası olan terör yandaşlarını vatandaşa şirin gösteriyor.



HDP’yi meclise sokmak 5 dakika aldı. Ama şehit çocuğundan aldığın ahı üzerinden atmak senin ömrünü alacak!
Evet, akça pakça Aydın Doğan’ın habercilik anlayışını yakından inceleyelim; 

7 Haziran 2015 akşamı HDP'nin barajı aşmasıyla Doğan Grubu binalarından sevinç çığlıkları yükselmiş, çekilen selfie ise tarafsızlık yalanını belgelemişti.

Seçim sonuçları açıklandıktan sonra taraflar kendini gösterdi
Her fırsatta tarafsız olduğunu iddia eden Aydın Doğan medyası, AK Parti'nin tek başına iktidar olabilecek güvenoyunu almadığını öğrenince gerçek yüzünü gösterdi. Destekledikleri HDP'nin barajı aşmasıyla sevinen CNN Türk ve Hürriyet çalışanları, mutluluk selfisi çektirdi. Bu fotoğrafla taraflı yayıncılık belgelendi.

Aydın Doğan, her fırsatta her partiye eşit mesafede olduklarını söyledi. "Tarafsızız" yalanlarının ardı arkası kesilmedi. Ancak işin aslı hiç de öyle değildi. Başta Hürriyet olmak üzere Doğan medyası, HDP'nin seçim ofisi gibi çalışmayı seçti. Doğan'a ait yazılı ve görsel basın, HDP'yi destekledi. Hürriyet, sempatik göstermek adına HDP lideri Selahattin Demirtaş'ı manşetlerden verdi.

Sonra utanmadan şirketinin twitter hesabından oy istedi.



Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ise hemen hemen her gün ya köşesinde ya da program yaptığı CNN Türk'te HDP'ye geniş yer verdi. İşini şansa bırakmayan Hakan, oyunun rengini bile söyleyerek algı operasyonuna girişti. 7 Haziran akşamı seçim sonuçları netleşip, HDP'nin yüzde 10 barajını aştığı görülünce Doğan Medyası binalarından sevinç çığlıkları yükseldi. CNN Türk ve Hürriyet'in çalışma ofislerinde çalışanlar, yazarlar, spikerler toplu selfie fotoğraflarıyla HDP'nin seçim zaferini kutladı. Doğan Grubu, bu selfie ile tarafsız olmadığını kanıtladı. Vatandaşlardan "taraflı fotoğrafa" tepki yağdı. Bunun üzerine CNN Türk Kurumsal İletişim, bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Açıklamada, bunun sandıklar kapanmadan önce yapılan "Geleneksel CNN Türk seçim selfiesi" olduğu ifade edildi. Ancak bu geleneksel bir yalandan ibaretti...



Bakın siz şu kan kardeşlere!
HDP doğuda bir kez daha silah kullandı. Kendisine oy vermeyenleri kaleşnikofla tarayarak katletti. Bu haberi göremeyen Aydın Doğan'ın medyası, Demirtaş'ın İstanbul mitingini, Türk bayrağı sallayan partilileri kullanarak verdi!

Hürriyet,
“Bunu da gördük” başlığıyla HDP’nin İstanbul mitinginde Türk bayrakları, çarşaflı kadınlar ve Atatürk posterlerinin bir arada olduğuna vurgu yapıp eli kanlı Demirtaş’tan “CİCİ ÇOCUK” çıkarmaya devam etti.



PKK ile açıktan işbirliğine giren HDP'nin Aydın Doğan'a ait medya organları tarafından desteklendiği bu haber ile bir kez daha gözler önüne serilmişti;

Her şey "Yeni Türkiye"nin önüne geçmek için
İsrail ile aynı günlerde kurulan Hürriyet gazetesi, Yeni Türkiye'nin önüne geçmek için HDP'ye destek verirken, kan dökmekten çekinmeyen parti sempatizanlarının masum iki kişiyi kaleşnikofla tarayarak katletmesini görmezden gelmişti.

Son dönemde açıktan teröre destek verdiği ve darbe çağrısı yaptığı halde neredeyse her gün açıklama yayınlayarak, "Biz tarafsızız. Ne alakası var. Öyle demek istemedik" diyerek haberinin arkasında bile duramayan Hürriyet, HDP'lilerin yaptığı katliamı partiden bağımsız bir şekilde sundu. 



Sonra ne mi oldu?  Bebek katilliğinin simgesi, anaların yaşlı gözü, Türk topraklarının yüz karası, yükselen ağıtların tek sebebi PKK terör örgütünün liderinin partisi meclise 80 terörist vekil ile girdi. 

Medya patronları vatandaşın beynini yıkadı, Türkiye’nin önde gelen en ünlü isimleri kamuoyu önünde PKK terör örgütü partisi HDP’ye sevgi sözcükleri kurdu. Vatandaş yanıldı, vatandaş aldandı.

Çok sevilen o isimler; toprak şehitlerin kanıyla ıslanırken, kameraların önünde “Oyumu emanet veriyorum. Bir sonra ki oyum HDP’ye olmaya da bilir” gibi arsız cümleler kurarken babasız kalan minik bedenler, bin bir zorlukla evladını okutup büyütmüş anne gözü yaşlı şekilde onları dinledi. 

Millet; ocağına ateş düşmüş şehit evini düşünmedi, millet vatanını, toprağını, bayrağını düşünmedi ve kararttı gözü, acımasızca bastı oyu. 

Hala HDP meclise nasıl girdi diye soruyor musunuz? 
“AK Parti”ye tepki olarak HDP'ye oy verelim” cümlesi tanıdık geliyor mu? Çok değil daha geçen sene kulaklarda yankılandı… Bu kampanya; Kandil’i komple Ankara’ya getirmeden, PKK terör örgütünün merkezini meclise taşımadan içleri rahat etmeyeceklerin önerdiği kampanyaydı. Türkiye fark edemedi ya da anlamak istemedi.

Bu düşünceye karşı çıkanlar şunları söylemek istedi;

- HDP'ye oy vermek demek, PKK Terör Örgütü elebaşı APO’ya oy vermek demektir.
- On binlerce asker ve sivilimizi öldürenleri ödüllendirmek demektir.
- Karakol basıp Türkiye Cumhuriyeti polisini şehit edenleri ödüllendirmek demektir.
- Türk bayrağı yakanları, Atatürk heykellerini yıkanları, Atatürk büstlerini kanalizasyona atanları, başımıza getirmek demektir.

Bu partiye oy veren her Türk; vatan hainidir, bölücüdür.

Adım Adım HDP’nin PKK güdümünde Olduğunun İspatı
HDP sık sık PKK ile organik bir bağlarının olmadığını iddia ediyor. Bağı olmayan HDP her şey ortada iken nasıl bu milleti ayakta uyutabiliyor? 



TBMM 24. Dönem İstanbul,25. Dönem ve 26. Dönem Ankara milletvekili Sırrı Süreyya Önder, PKK elebaşı ile birlikte ne kadar da mutlu görünüyor. 



HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve TBMM'de 23., 24. dönem Iğdır ve 25. dönem İstanbul milletvekili Pervin Buldan dağda yoldaşlarını ziyarete gitmiş, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmemişler.

Pervin Buldan'ı biraz daha yakın markaja alalım
Pervin Buldan, 1987'de kuzeni Savaş Buldan ile evlendi. Evlendikten bir süre sonra eşinin işi nedeniyle İstanbul’da yaşamaya başladı; 1991'de ilk çocuğu dünyaya geldi. PKK'ya haraç vermekle suçlanan eşi, kimliği bilinmeyen kişilerce 2 Haziran 1994'te kaçırıldı ve 4 Haziran 1994'te öldürüldü.



Yine fotoğrafta görüldüğü üzere Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in PKK kampına sık sık yaptığı ziyaretlerden bir tanesi bu fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirilmiş. 

"Severek izlediğiniz o isimlere hala hayranlıkla mı bakıyorsunuz?" O zaman bir daha bakın!
7 Haziran'da yapılan genel seçimlerde gay ve lezbiyen guruplardan ve solun ağır toplarından ve Aydın Doğan medyasından destek gören HDP, yüzde 13 gibi bir oy alarak meclise girdi. İç ve dıştaki derin güçler tarafından cilalanıp pohpohlanan HDP'ye sözde sanatçılardan da destek geldi.

7 Haziran seçimlerinde HDP'ye oy verdiğini alenen beyan eden "lekeli ünlüler" listesi;

Murathan Mungan



Ersin Korkut


 
Ayşe Arman




Nejat İşler



Rıza Kocaoğlu



Altan Erkekli



Beren Saat



Onur Ünlü



Yeşim Büber



Şirin Payzın



Murat Boz



 Ahmet Mümtaz Taylan



Sadi Celil Cengiz



Ahmet Ümit



Amberin Zaman



Sema Kaygusuz



Ayça Damgacı



Banu Güven



Barış Atay



Bülent Emre Parlak



Aydın Çucukçu




Cüneyt Özdemir



Ve daha onlarcası...

Demir Küçükaydın, Aynur Doğan, Emrah Serbes, Erdal Beşikçioğlu, Serkan Keskin, Pelin Batu, Hamdi Kahraman, İlkay Akkaya, Kadir İnanır, Mert Fırat, Sarp Apak, Şener Şen, Yılmaz Erdoğan ve eşi Belçim Bilgin Erdoğan, Fetullah Gülen örgütünün bir kısmı,  Zaman Yazarı Ali Yurttagül, Zaman Yazarı Mehmet Kamış, Zaman'ın ateist yazarı Şahin Alpay, Fazıl Say, Halil Ergün, Levent İnanır, Turan Özdemir

Türk milleti medyadan yara aldı, Türk milleti uyutulmaya çalışıldı, Türk milleti kirli ve pis oyunlara alet edildi. 
OGÜNhaber