Kimileri için Amerika'nın diğer ülkelere karşı psikolojik bir üstünlük sağlamak amacıyla yaptığı bir kurmaca ve reklam, kimilerine göre de uzaylıların varlığının kanıtı... İşte 1947 yılında patlak veren ve tüm dünyayı sarsan Roswell vakası...

Tarihten Bir Köşe | Roswell ufo vakası

1947 yılının yaz ayında art arda uçan parlak cisim ihbarları gelmeye başlar. Bu ihbarlardan sonra 4 Temmuz'da New mexico eyaletinin Roswell kasabasında büyük bir fırtına kopar. Fırtına esnasında bölgede yaşayan Foster çiftliğinin sahibi William MAc Brazel ve komşuları patamaya benzer sesler duyarlar.

Ertesi gün olduğunda fırtınanın oluşturduğu hasarı tespit etmek için dışarı çıkan insanlar, geniş alana yayılmış bir enkaz bulurlar. Enkaz parlak metal parçalar ve yanmaz, kesilmez üzerilerinde hiyeroglife benzer yazılar bulunan çubuklar gibi esrarengiz parçalardan oluşmaktadır. Parçalar her şekle çok kolay girebilen fakat hiç bir şekilde işlenemeyen bir maddeden yapılmıştır.

Bunun üzerine olayı hemen kasabanın şerifi Geroge Wilcox'a bildirirler. Parçaları gören şerif ve ailesi parçaları bir uçan daireye ait olduğunu düşünürler. Şerif olay yerine yardımcılarını gönderir ve yardımcıları toprağın eriyip karardığı yuvarlak geniş bir alanla karşılaşırlar.

Bu sırada Şerif'le görüşen yerel muhabir Frank Joyce bu haberi duyuran ilk kişi olur. Muhabirin tavsiyesiyle olayı o sırada dünyadaki tek atomik grup olan 509. Bomba Grubu’nun merkezi durumundaki Roswell Ordu Hava Kuvvetleri üssüne iletirler.

Üssten gelen hava istihbarat görevlileri bulunan bu parçaları incelemek üzere el koyarlar. Fakat yaşanan bu olay onları da aşar ve gelen emir üzerine araştırma Pentagon'a devredilir. Bu seferde Pentagon'dan gelen yetkililer bulunan parçalar üzerinde radyoaktivite ölçümleri yapar. Yapılan ölçümlere göre sonuçlar yüksek çıkınca enkazın tam yerini tespit etmek amacıyla bölgeye uçaklar gönderilir. Gnderilen uçakla birlikte havadan araştırma yapılmaya başlanır ve araştırmalar sonucunda Roswell'in 65 km kuzeydoğusunda bir uçan daire enkazı bulunur. Enkazı incelemek ve kaldırmak için bölgeye arama-kurtarma ekibi gönderilir.

Bu sırada, Şerif ve ekibi ilk tespit edilen yanık izinin yakınlarında tanımlayamadıkları cansız yaratıklar keşfederler. Olaya şahit olanlar bu yaratıkları büyük kafalı ve gümüş rengi üniformalı olarak anlatır. Keşfin üzerine kasabada aniden güvenlik kontrolleri arttırılır, bütün giriş-çıkışlara barikatlar kurulur.

Ve bölgede konuşulan tek konu uzaylılar olur. Bunun üzerine dedikoduları engellemek ve halkın ilgisini uzaylılardan başka yöne çekmek için yerel yetkililer yazılı bir basın açıklamasını radyo istasyonlarından duyurur.

"Uçan dairelerle ilgili söylentiler dün gerçeğe dönüştü" başlıklı açıklamada düşen ve ele geçirilip incelemeye alınan bir uçan daireden bahsedilirken bulunan bedenlerden tek kelime bahsedilmez. Radyo istasyonları haberi Associated Press’e iletir; haber buradan tüm dünyaya yayılır. Olay önce Amerika'a ve daha sonra tüm dünyada büyük ses getirir. Roswell Hava Üssü, Şerif'in ofisi ve yerel radyolar Londra'dan Tokyo'ya telefon yağmuruna tutulur. Bu durum kontrolden çıkınca Washington olaya el koyar.
Washington, olayı yalanlar ve yeni bir açıklama hazırlayarak bulunan parçaların bir meteoroloji balonu olduğu söyler. Bulunan parçalar meteoroloji balonu parçalarıyla değiştirilir. Bu parçalar fotoğrafların ve kanıt olarak yayınlanır.

Bölgeye gelen radyo ve televizyon kanallarına görgü tanıklarıyla röportaj yapılmaması için baskı ve tehdit uygulanır. Olayı ilk duyuran kanala konuyu kapatmaları adına tehdit yağar. 24 saat içinde konuyu kapatmazlarsa bir daha radyo işletemeyecekleri söylenir.

Enkaz bölgesinde görev alan askerlere olayın ulusal güvenliğini ilgilendiren bir konu olduğu ve çok gizli tutulması gerektiği empoze edilir. Kimseye bu konu hakkında konuşmamaları emredilir ve resmi bir sessizlik başlar.

Bu sessizlik tam 30 yıl sürer. Ancak nükleer fizikçi araştırmacı S.Friedman tanıklarla röportaj yapar. Ve olay tekrar gündeme gelir. Bunun üzerine 300'ü aşkın tanığın ifadelerini temel alan 5 kitap yazılır. Tanıklardan otopsiye katılan bir hemşire şunları söyler: "Varlıkların çok büyük başları, çukur gözleri ve sadece dört parmakları vardı, insan değil yabancı bedenlerdi".
Böylelikle 1995 yılında Hava Kuvvetleri Üssü, uydurdukları meteoroloji balonu yalananını kabul eder ve üstüne bir başka yalan söyler. Bulunan enkazın aslında Mogul adlı gizli bir hükümet projesinde kullanılan bir balon olduğu söyler. Ancak bu söylenti de artık inandırıcı bulunmaz.

Daha sonra 2011 yılında FBI'ın açtığı arşivde olayın, “Araçlarda insan vücuduna benzer cesetler bulduk. Bulunanlar 90 cm boyunda ve metalik kıyafetler giyiyor. Vücutları pilotların giydiği kıyafetlere benzer bandajlarla kaplı.” diye kaydedildiği ortaya çıkar.

Yaşanan tüm bu olaylardan sonra konu asla gerçekliğe kavuşamaz. İnsanlığın kaderini değiştirecek bir gerçek mi yoksa tamamen başka amaçlar uğruna yapılmış mükemmel bir kurgu mu olduğu hakkında henüz net bir sonuca varılamadı.
OGÜNhaber