Başbakan Binali Yıldırım, mülteci dramı konusunda Batı dünyası ve BM’yi eleştirerek, "Ne yazık ki uluslararası camia, başta BM olmak üzere gelişmiş ülkeler, ellerinden geldiği halde yapmıyorlar. Bu vahşete bir anlamda kayıtsız kalıyorlar" dedi.

Hedefinde Batı ve BM vardı

Başbakan Binali Yıldırım, Göç ve Mülteciler konulu Asya Ülkeleri Siyasi Partiler Uluslararası Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Ülke ve millet olarak haince bir saldırıya maruz kaldık. 15 Temmuz gecesi Türkiye için karanlık bir geceydi ama Allah'a şükür çok uzun sürmedi, karanlığın ardından aydınlıkla ülkemizi buluşturduk. Demokrasimiz kazandı, milletimiz kazandı, darbeciler kaybetti." dedi.

Yıldırım, şöyle konuştu:
"Darbeciler her şeyi hesap etmişti. Uçakları çalmışlar, tankları çalmışlar, silahları almışlar, asker içinden de bazı hainleri ayarlamışlardı. Her şey tamamdı, artık önlerinde hiçbir engel kalmamıştı ancak onların hesap etmediği bir şey vardı. Hakk'ın hesabı ve halkın gücü. Bunu hesap edemediler. O güç ki tankın da topun da tüfeğin de karşısında göğsünü siper ederek bayrağına sahip çıktı, ülkesine sahip çıktı, milletine sahip çıktı, demokrasisine sahip çıktı. Bu uğurda canını seve seve veren o kahramanlara bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum."

'Suriye'de yaşanan insanlık suçuna kayıtsız kalıyorlar'
Suriye'de 5-6 yıldır yaşanan olayın, büyük bir insanlık dramı olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, "Ne yazık ki uluslararası camia, başta BM olmak üzere, gelişmiş ülkeler bu yaşanan drama, bu yaşanan vahşete karşı yapabilecekleri halde, ellerinden geldiği halde yapmıyorlar ve bu vahşete, bu insanlık suçuna bir anlamda kayıtsız kalıyorlar, seyirci kalıyorlar ama unutmayalım ki bunun vebali, bunun sorumluluğu burada müdahale edip olayları büyütmek yerine çözüm üretmeyen ülkelerdedir ve kişisel hırslar, ülke rekabetleri uğruna hayatını kaybeden on binlerce insanın vebali bu ülkelerdedir. " dedi.

Yıldırım, "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan bu mekanizma artık bugünün ihtiyaçlarını karşılamıyor ve 200'e yaklaşan BM üyesi bütün devletlerin iradesinden daha büyük bir irade dünya adına karar veriyor. Bu asla ve asla adil bir durum değil, mutlaka uzun süreden beri gündemde olan BM Ana Sözleşmesi'nin yenilenmesine ve günün şartlarına göre daha katılımcı bir hale getirilmesine yönelik çalışmalar artık ipe un sermeden sonuçlandırılmalıdır. Aksi halde günden güne bu sorgulama daha da artacak ve BM'ye olan güven gittikçe aşınmaya devam edecektir." ifadesini kullandı.

'Uzun yıllardan beri terörle amansız mücadele veriyoruz'
"Türkiye, bölgesinde yaşanan iç karışıklıklar, savaşlar nedeniyle sadece güvenlik yönünden tehdit altında değil, uzun yıllardan beri terörle amansız mücadele veriyoruz." oiyen başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Daha dün patlatılan bomba yüklü araçla 10 sivil, polis kardeşimizi yitirdik, yüzlerce yaralılarımız oldu. Ülkemizi tehdit eden bölücü terör örgütü ile FETÖ ile mücadelemizi sürdürürken, bir yandan da kardeşlerimize kucak açmaya, onların hayata tutunmalarına katkı sunmaya devam ediyoruz. Mülteciler için ortaya koyduğumuz bu kararlı çalışma takdirle karşılanıyor. Takdir güzel bir şey ama yetmez sorumluluğa ortak olmak lazım. Bu insanlık dramının acılarının azaltılmasına mutlaka ortak olmak lazım. Tek bir ülke olarak 20-25 milyar doların üzerinde harcama yaptık. Pişman değiliz, fazlasını da yaparız. Bizim inancımızda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır."

Türkiye'deki gelişmeler Avrupa kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılıyor
Başbakan Binali Yıldırım, AP Başkanı Schulz ile telefon görüşmesinde, Türkiye'deki gelişmelerin Avrupa kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılmasından kamuoyunun büyük rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.

Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

AP Başkanı Schulz, görüşmede, Türkiye'deki gelişmeler konusunda değerlendirmelerini aktardı. Schulz, Türkiye-AB iş birliğinin ortak değerler ve çıkarlar temelinde daha da derinleştirilmesinden yana olduğunu, tüm Avrupa için önemli bir ortak olan Türkiye'deki gelişmelerin doğal olarak Avrupa kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini belirterek, birbirini iyi anlamanın büyük önem taşıdığını ifade etti.

Başbakan Yıldırım da Türkiye'deki gelişmeler hakkında muhatabına bilgi verdi. Avrupa'daki bazı çevrelerin yanlış ve eksik bilgilerden hareketle, bazı temelsiz ön yargılarla Türkiye hakkında talihsiz beyanatlarda bulunduklarını, yargının bağımsız olduğunu ve işlemlerini kuvvetler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde gerçekleştirdiğini anlatan Yıldırım, ülkenin halihazırda başta PKK ve FETÖ olmak üzere eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ettiğini ve terörün vatandaşları hedef almaya devam ettiğini kaydetti.

Bunun son örneğinin Diyarbakır'da yaşanan ve PKK tarafından üstlenilen saldırı olduğunu belirten Yıldırım, bu hain terör şebekelerine destek verenlerin, her kim olursa olsun, yargı sürecinden bağışık olmalarının hiçbir hukuk devletinde mümkün olmadığını, bu bağlamda bağımsız mahkemelerce alınacak kararlara herkesin saygı duyması gerektiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'deki gelişmelerin Avrupa kamuoyuna çarpıtılarak yansıtılmasından ve teröre destek verenlere Avrupa'da bazı siyasi çevrelerce arka çıkılmasından kamuoyunun büyük rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.

Yıldırım ayrıca Türkiye'nin AB üyelik hedefinin kararlılıkla devam ettiğini, Türk ve AB makamları arasındaki diyaloğun artarak sürmesini istediklerini belirtti.

Başbakan Yıldırım ve AP Başkanı Schulz, önümüzdeki dönemde Türkiye-AB iş birliği ile gündemdeki diğer konuların karşılıklı üst düzey temaslarda ele alınması konusunda mutabık kaldı.
OGÜNhaber