Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Moskova'daki zirveyle ilgili Bakan Çavuşoğlu'ndan açıklama

Bakan Çavuşoğlu, "Sığınmacıların Yunanistan sınırında gördüğü muameleyi görünce insan insanlığından utanıyor. Kaynar su döküyorlarmış şimdi de. Bir de insan haklarından bahsediyorlar. Tüm Avrupa’nın gözü önünde oluyor bunlar. Türkiye’de böyle bir şey olsaydı tüm dünya ayağa kalkardı.'' dedi. Moskova'daki zirve görüntüleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, "Peskov da büyükelçimizi aradı. Rus medyasının yaptığı saygısızlıktır. Rus medyası görüş ayrılığında kara propaganda başlatıyor" yorumunu yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel temasları kapsamında önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle İdlib bölgesindeki harekatımızdan sonra NATO, 4. madde kapsamında bir toplantı gerçekleştirdi ve bu toplantıda Türkiye'ye nasıl yardım edebiliriz, hangi konularda destek verebiliriz, bunlar değerlendirildi. Türkiye olarak da biz bugüne kadar Türkiye için uyarlanmış planlar vardı, o planların uygulanmayan kısımlarının uygulanması dahil istihbarat desteği, denizden, havadan, karadan, hava savunma sistemi, tüm bunları gündeme getirmiştik. NATO Genel Sekreteri tüm birimlerin, askeri birimler dahil bu konuda bir hazırlık yapmasını istedi ve bu hazırlıkların gayet güzel şekilde yapıldığını dün Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledi."

Bu taleplerin bazılarının üye ülkeler, bazılarının ise NATO birimleri tarafından karşılanması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Konya'daki Awacslar uçmaya başladı. İstihbari paylaşım dahil bazı destekler verilmeye başladı. Bundan sonraki süreçte NATO ile iş birliğimizi nasıl geliştireceğiz ve Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması konusunda hangi adımlar atılacak bunları değerlendirdik." diye konuştu.

"AB'NİN BUGÜNE KADAR VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADIĞI AÇIK"
Erdoğan'ın, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştüğünü de hatırlatan Çavuşoğlu, bu görüşmede sadece sığınmacılar konusunun konuşulmadığını, Erdoğan'ın 1960'lı yıllardan bu yana AB tarafından Türkiye'ye verilen ve tutulmayan sözleri ve Türkiye'nin AB sürecini de samimi ve açık şekilde gündeme getirdiğini anlattı.

Türkiye'nin AB sürecindeki engellerinin "teknik sebepler olmadığını" belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 Mart 2016 ortak muhtırası çerçevesinde Türkiye'nin hangi sözlerini yerine getirdiğini ve AB'nin hangi sözleri tutmadığını da vurguladığını söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel'in görüşmelerin "yapıcı ve olumlu havada geçtiğini" söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Yapıcı ve olumlu bir havada tüm gerçekleri de konuşmak lazım." dedi.

Türkiye ve AB arasında imzalanan 18 Mart Mutabakatı'nın "(AB) Türkiye'ye para versin, Türkiye de göçmenleri tutsun" anlamına gelmediğini dile getiren Çavuşoğlu, mutabakatın vize serbestisinden sığınmacıların gönüllü geri dönüşünün sağlanmasına ve terörle mücadeleden Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin hızlandırılmasına kadar birçok konuyu kapsadığını kaydetti.

Çavuşoğlu, "Bugüne kadar AB'nin özellikle verdiği sözleri tutmadığı açık." diye konuştu.

Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart göç mutabakatının yüksek düzeyli diyaloğun devam etmesini de içerdiğini ancak AB'nin tam tersine Türkiye ile diyaloğu durduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB toplantılarına katıldığı zaman önemli katkılar sunduğunu, bu nedenle dün Brüksel'deki görüşmelerin önemli olduğunu aktardı.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni bir döneme geçilip geçilmediği yönündeki soru üzeri şunları kaydetti:
"Yeni bir faza diyalog bakımından geçtik ama önümüzdeki süreçte gerçekçi şekilde bu ilişkileri yürütmek için adımları atmamız lazım. Adımların atılması ne demektir? Bir kere, AB'nin Türkiye'ye dürüst davranması lazım. Evet, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var ama AB'nin Türkiye'ye daha çok ihtiyacı var. Özellikle de küresel aktör olmak istiyorsa. O yüzden, AB'ye yalvarır bir ülke durumuna hiçbir zaman düşmedik, düşmeyiz de. Düşmek de istemeyiz. Ama her iki tarafın da birbirine yönelik yönelik yükümlülükleri var. Bu yükümlülüklerin yerine gelmesi lazım."
OGÜNhaber