Sen alemin öz noktasısın, alem ise senin açılımındır.! İmam-ı Ali efendimizin eşitlemesinden güne şöyle bir bakarsak..

Sinan Yasdiman /Küreselleşme Sonucu.. ! Isinma..!

Hemen ilk adımda aklımıza gelen... Biz insanlık olarak doğada neler yaptık.. Önce akarsularımıza bentler vurduk.. Görkemli açılışlar yaptık.. (Bu sırada demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan diye okumaya devam ediyor fakat Ata dan bu yana ray falan döşemiyorduk.!)
Önceleri epey de iyi oldu.. Sonra bir baktık ki.. Eko-denge diye bir şey varmış ve biz onu çomaklamışııız.. Baraj göllerinin buharlaşan suyu dünya varolalı beri böylesi nemi bilmeyen civarda/etrafta/iklimde değişimler başlatmış..
Ama biz barajlardan elektrik üretip köyleri aydınlatmışız.. Çok da iyşi yapmışız.. L kin batının cebinden yapılan bu yatırımlar, 1938 sonrası başlayan ve 60 sonrası ivmelenen kalkınmayı esasen çöküşü hızlandırmışız..
Sonra topraklarımızı sulamayı (arabın yağı bol bulmasına döndürüp) bilgiden yoksun hareket ederek bol tutunca, dip tuzları zemine çıkmış, yetmezmiş gibi hatalı gübreleme ile toprağın kimyasal dengesini de bir kez daha alt üst etmişiz..
Yer üstü bitki örtüsü baraj göllerinin yeni iklime göre değişime uğruyor.. Finansal dertlerle bunalan çiftçi, dede yadig rı toprağının durumunu şaşkınlıkla izlemekte.. Ne dikip ne dikmeyeceğine borç veren kapitalistlerin karar verdiği Anadolu insanı yılgınlaşmış.. Girdabına girdiği tüketim toplumu modelinde, bildiği tasarruf tedbirleriyle bütçesini dengeleme sevdasında bocalar olmuş.
Bu tablo yaklaşık 25 milyon insanımızın kader manzarasıdır.!
1965 sonrası bu topraklarda elin işini ayağa, gözün işini buruna yaptıran garaip bir zihniyet doğru diye pompalandı.. Önemsenmeyen bir bilim toplum mühendisliği ... Dilediği deneyleri, ad verdiği doktrinlerle sunup, öncelikle geleceklerini sözüm ona garanti ettiği siyasileri kullanıp halkımızı istediği konuda, istediği gibi yönlendirdi..
Esasen sonuçta kendilerinin yüksek toplumunu yaratma sevdalı yabancıların egoist toplum mühendisliği projeleri ile varmak istedikleri nokta budur..
Varsa bir parça ekmeğini selam diyen herkesle paylaşan Anadolu nun o arı gönüllü, misafirim Ali dir diyen yağız insanının yerine, erdemlerini yitirmiş, yarınını düşündüğünü zanneden, gözü sürekli borç verenin avucunda bulunması istenen ve iktisaden, siyaseten kendine yabancılaştırılan bir nesil yetişmesi..
Pekala.. Başa dönelim..
Tüm bu olanlar durup dururken olmuyor.. Önce içte başlamış olmalı bu değişim.. Bizler iç dünyamızın nehirlerine bentler, barajlar kurduk.. İç dünyamızın eko dengesini bozduk.. Nedense bir yolunu bulup direnenlerinkini de bozduk.. Bu garaip fakat dip bilinçli hareket har ret getirdi.. Izdırap getirdi.. Göz kürelerinde yaşlardan selleşme oldu..
Kısaca aleme yansıdık.. Bu küresel ısınma biziz..
Maddedeki en berbat ortak eserimizdir küresel ısınma, ama onu önce man da zuhur ettirdik.. Sonra içimiz dışa böyle yansıdı..
Lakin enseyi karartmayalım, değişmek ve yeniden iyiye dönüştürmek elimizde..
İnanın bu kolay.. Kişi l yığına muhatab olur demişler..
O halde daim güzelde durmaya çabalayalım, kendimize yani toprak anaya sahip çıkalım.. Kyoto dan önce bu zihniyet yıkanmasına muhtacız..
Haydi!.. Affedemem zannettiğiniz kişileri şu anda affedin, ama ilk önce kendinizi affedin... Negatif duygularımızın en/eni olan birbirimizi affedememek sonucu oluşan kirliliğin neticesi küresel ısınma..

syasdiman@ogungazetesi.com.tr

OGÜN-22.07.2007/31
OGÜNhaber