Dağlıca'da dağlanan yüreğimden..

Yazmak paylaşmaktır. İnsan bazen fikirlerini paylaşır yazdıkları ile, bazen duygularını, öfkelerini, tepkilerini..

Ve yazmak, ilk kez bu kadar zor ve ilk kez bu kadar elzem.

Kırk yaşına merdiven dayadığım şu demlerimde İsmet Özel’in "Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar/ben yaşarken koptu tufan/ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat"

Kâinat yeni baştan yaratılır mı, bilmem. Ama görmek istemediğim, yaşamak istemediğim, yaşanılmasını istemediğim tufanlar kopuyor ülkemde.

Dağlıca dağlarında şehit düşen yiğitlerimiz için, Gamdan dağlar mı kurmalıyım, kayaları kelimeler olan, yoksa gam dağlarına çıkıp naralar mı atmalıyım, bilemiyorum.

Susmak istesem susamıyorum. Konuşmak istesem kelimeler kifayet etmiyor.

İşte bu nedenle dillerim dolaşmasın diye, yumruğum çözülmeden zalimin, hainin, kahpenin, kalleşin karşısında, yüreğime şiirlerden başka muska takmadan konuşmak, yazmak istiyorum.

İçimde kaynayan bir mahşer var, anaların yüreklerinde kanayandan arta kalan.

Onlar ki, oğullarını kurbanlar keserek gönderdikleri askerden, şehitlik haberlerini alıyorlar, bir kahpe, kalleş vatan haini kurşunla can veren oğullarının.

Ki o oğullardır ki, kimileri yavuklularını düşünüyordur siperlerinde, kimileri de karşılıksız kalmış sevdalarını. Melül ve tenha kalakalmış iken bir mevzide.

Kelimeler ki, tank gibi geçiyor Dağlıca’da dağlanan yüreğimden. Harfler harp düzeni almış, bir kalleşi, haini, kahpeyi tepelemek istercesine.

Ki ‘Bu ülkenin müslüman evlatları’ kızdı mı cehennem kesilir, sevdi mi cennet. Alınları vatanımın coğrafyası gibidir. Her kırışığı sorulacak bir hesabı, her yaprağı tarihten bir yaprağı anlatan.

Bütün bunların üstüne, Hepsinin üstüne, vatanım, milletim, dini dili ırkı her ne olursa olsun önce vatan diyen tüm insanlar dostlarım. Yani siz gelmelisiniz aklıma…

Ve sonra, umut gelmeli aklıma.. Her şeye ve herkese rağmen umut gelmeli. 

Bu topraklarda bin yıldır şehit kanı ile sulanan, beslenen, umut gelmeli aklıma.

Ve susmalıyım, direnen, bilenen yüreğimle… 

Unutmadan, unutturmadan haini, kahpeyi, kalleşi.

Çünkü;

Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar…

Not: İtalik yazılan kısımlar rahmetli Anadolu şairi Erdem Beyazıt’ın "Sana, bana, vatanıma, ülkemin insanlarına dair" isimli şiirinden uyarlanmıştır.
OGÜNhaber