Ukrayna'nın geleceğinin Avrupa Birliği'nde olduğunu söyleyen muhalefet, Yanukoviç'in hükümeti görevden almasını ve seçimlere gidilmesini talep ederken; Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın Rusya ile gümrük birliğine girmesini istedi.
Diğer yandan, Belarus ve Kazakistan'ın da yer alacağı bu birliği, Ukrayna'daki bazı muhaliflerin yeni bir Sovyetler Birliği yaratma girişimi olarak yorumladığını gözardı etmemekte fayda var. Neticede, Avrupa Birliği, Ukrayna'nın tavrı netleşinceye kadar müzakereleri askıya almıştı.
Ancak söz konusu süreçte Yanukoviç'in tercihi AB ülkeleriyle değil Putin ile görülmek oldu ve Rusya, Ukrayna'nın 15 milyar dolarlık tahvilini satın almayı ve doğal gaza üçte bir oranında indirim yapmayı kabul etti. Böyle bir kararın, hükümet karşıtı protestoları kızıştırma riski taşımasının yanında ülkenin azalan dış rezervlerini arttırmasına yardım edebileceği öngörülüyor.
Sonuç olarak; AB, Doğu Avrupa ülkelerini bünyesine alırken sadece ekonomik kriterler üzerinden hareket etmedi ve her birini sosyo-kültürel anlamda Rus etkisinden uzaklaştırarak Avrupalı kimliğine adapte etmeye çalıştı. Bu durumun fazlasıyla farkında olan Rusya ise projenin Ukrayna ve Moldovya'yı da içine almasını istemiyor. Suriye konusunda batılı küresel güçlere geri adım attırdığı düşünülecek olursa, Ukrayna için devam eden mücadelenin uzun süreceğini, dahası AB ve ABD için kolay sonuçlar doğurmayacağını öngörmek zor olmaz.