Apple Çin'den taşınıyor, yoksa Türkiye'ye mi gelecek?..

Ekim ayının sonlarıydı,
Gündeme Çin'le ilgili bomba gibi bir haber düşmüştü.
"Apple'a şok!
Çin, fabrika bölgesini karantinaya aldı"
Neresi idi bu bölge?
Çin'in güneyinde, Zhengzhou kentinde…
iPhone'nin en büyük üretim tesisi,
iPhone City diye anılacak kadar büyük,
Öyle ki; 300 binden fazla insan çalışıyor.
Hatırlarsınız belki,
Normalin çok üstünde ve abartılı bir önlem süreci başlatılmıştı,
Tel örgülerden atlayarak kaçmaya çalışanlar mı dersiniz, polisle çatışanlar mı; ilginç şeyler oluyordu.
Çünkü görülen vaka ile alınan önlem arasında korkunç bir fark vardı ve sanki çalışanların kahir ekseriyeti Kovid-19'a maruz kalmış gibiydi.
Halbuki çok daha basit önlemlerle sorun giderilebilirdi.
Ama öyle olmadı,
Aslında amaç farklı idi.
Çünkü henüz gündeme düşmese de, son bir yıldır Apple Çin'den ayrılma kararını tartışıyordu.
Kovid bahane Çin'den ayrılmayı düşünen Apple'ı tokatlama şahane idi.
Apple'ın ayrılmasını Çin neden istemiyordu?
Kim isterdi ki,
Düşünsenize; doğrudan 300 bin civarı ama dolaylı şekillerde 1 milyondan fazla istihdam sağlayan bir firmanın pılını pırtısını toplayıp gitmesine kim müsaade etmek isterdi ki…
Apple'ın Çin ekonomisine milyarlarca dolar katkı sağladığını ve istihdam konusunda başat aktörlerden birisi olduğunu da düşünürsek; ayrılmak, Çin'e büyük darbe olacağı, yatırımın götürüleceği ülkeye de tarihi bir fırsat doğacağı aşikar…
Artık daha sesli konuşulmaya başlandı.

Peki, Apple yatırımlarını nereye kaydıracak?
Hindistan diyen var,
Vietnam'ı seslendiren var,
Ve henüz ismi açıklanmayan başka birkaç ülke…
Nasıl ve ne zaman karar verebilirler?
Öngörü ve duyumlarıma göre tercih nedeni olarak, "yönetsel risklerin minimize oluşu/hukuk ve demokrasi faktörünün yerleşik olması/tedarik ve lojistik sorunlarının en az olabilirliği vb. gibi" faktörler ön planda tutuluyormuş.
Zamanlamaya gelince; eli kulağında,
Bugün veya yarın açıklanacak…
Yaptığım uluslararası istişareler sonucu ve aldığım duyumlara göre, Apple alternatif olarak Türkiye'yi de değerlendiriyormuş.
Yanlış duymadınız,
Türkiye'yi de düşünüyorlarmış…
Hatta Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle teşkil ettiği avantajdan dolayı öncelikli ülke olarak görüyorlarmış.
Öyle ki; Türkiye ile ilgili araştırma/geliştirme/fizibilite çalışmalarını bile yapmaya başlamışlar.
Konudan haberdar olan Türkiye ve Erdoğan'ın da her türlü kolaylığı göstermeye/her türlü kamusal imkanı sunmaya hazır olduğuna dair bir iletişim oluşturulduğu duyumlarım arasında…
Ki bence de, bu yatırım gelecekse eğer; istenen şartlar hiç düşünülmeden sağlanmalı ve yer tahsisinden tutun da tesis kurulum sürecinde kolaylıklar sağlanmasına kadar; bu yatırımın, her şekilde önü açılmalıdır.

Arkadaşlar,
Bu konuda aldığım duyumlar sonrası biraz araştırma yaptım.
"Off the record" bağlamında pek çok şey anlatıldı.
Bazıları hala teyite muhtaç duyumlar olduğu için henüz sizlerle paylaşamıyorum ama sürecin çok hızlı işlediğini duymak ve Türkiye'nin de birincil alternatif noktasında olduğunu duymak beni heyecanlandırdı.
Ama ciddi rezervler de var.
Nedir?
Yukarıda da söylediğim gibi, "yönetsel istikrar/hukuk ve demokratik esaslar".
Kaldı ki, istenen bu kriterler firmaya özel de değil,
Türkiye için de fayda getirecek ve kamu yönetimini güçlendirecek unsurlar.
Hukukun üstünlüğü, demokratik zeminin kuvvetlenmesi ve liyakat/ehliyet esaslı yönetsel istikrarı kim istemez ki….

Bir düşünsenize,
Konya veya Yozgat veya Sivas veya ne bileyim başka bir şehir,
Devasa alana kurulmuş Apple tesisi ve bir milyonu aşan istihdam imkanı…
Kim istemez bunu arkadaşlar,
Kim istemez!
Buna sağır/kör ve lakayt kalmak için ancak ve ancak divane olmak lazım!
Küçük bir araştırma daha yapmıştım,
Taşınması bile iki yıl süreceği tahmin edilen Apple'in gideceği ülkede bir yılda yaklaşık 400 milyar dolar civarı bir mali/finansal büyüklüğün eyleme geçeceği söyleniyor.

Hal ve ahval böyleyken,
Ve böylesi tarihi bir fırsat doğmuşken, bunu değerlendirememek/basiretsiz davranıp bürokratik engellerle/kısır siyasi çekişmelerle/içe kapanmacı politikalarla bu yatırımı çekememek veya başka bir coğrafyaya kaçırmak tarihi bir leke olacaktır.
Başta Erdoğan olmak üzere, bu ülkede yaşayan ve bu devletin herhangi bir konumunda görev yapanların bu konuda herhangi bir sorumsuzluk yapacağına asla inanmıyorum ve asla düşünmek bile istemiyorum!

Sonuç:
Önceki yazımda da bahsettim,
Güç ve Akıl Sahipleri'nin, yani Yeni Düzen dizaynırlarının ana hedefi Çin,
Ki bu yaklaşım, artık ete kemiğe bürünmeye başladı.
Ve, Çin ekonomisi bir şekilde küçültülecek/dize getirilecek.
Apple'ın taşınma operasyonu bunun ilk ve en somut vetiresi…
Bizimse Allah vergisi muhteşem bir coğrafyamız var ve merkezi Çin'de olan hemen bütün Batılı firmalar için müthiş bir alternatif…
Rantabilitesi yüksek ticari riskleri az olan bir cazibe merkezi…
Bu noktadan sonra iş başa düşüyor,
Yani Türkiye devlet yöneticilerine…
Aralık'la birlikte, eğer ki Türk devlet yetkilileri akıllı-akılcı bir yönetişim gösterir, küresel dengeleri gözetir ve Apple'la sağlıklı bir iletişim kurarsa, yeni yıla girerken ülkemizin ciddi ciddi Apple'ın hedef ülkesi olduğunu ve hatta karar bile aldıklarını hepimiz duyabiliriz.

Son olarak;
Takip ettiğim ve yaklaşık bir yıldır yerel ve küresel gelişmeleri doğru okuduğunu ve geçmiş yanlışlıklardan bir liderin çıkartması gereken sonuçları çıkarttığını gözlemlediğim Erdoğan'ın, an itibariyle, edinmiş olduğu küresel diplomatik deneyimle ve bir şekilde, bu yatırımı Türkiye'mize kazandıracağına inanıyorum…


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber