Siyasette kırılma anı ve kartalın yeniden doğuşu..

Önümüzdeki iki yıl içinde ciddi kırılmalar, değişiklikler olabilir.
Yeni Refah Partisi ve Demokrat Parti’de, muhtemel alternatif olarak hareketlilik başladı.
Cem Uzan'ın da farklı ve yeni siyasi boyutla sahneye çıkacağı söyleniyor.
Babacan ve Davutoğlu'nun kurması muhtemel ve neredeyse kesinleşen partileşmelerini de düşünürsek; siyaset zemini müesses ve statik yapısını kaybedecek gibi…

Yeni dönemeçten kastım da; siyaseten yeni oluşlar, ölüşler, bitkisel hayata girişler, yeni aktörler, yeni fikirler, yeni nesil siyasetçiler ortaya çıkacak gibi bir yola doğru hızla gidiyor olmasıdır.

Benzetmek gibi olmasın ama ANAP ve DSP sonrası ortaya çıkan süreçlere doğru gider gibiyiz.
Sorulması ve cevaplanması gereken asıl soru ise şu;
Şuana dek farklı badireler atlatan, çeşitli kriz dönemleri yaşayan  Ak Parti bu süreci yine aynı dirilikle aşabilecek mi.?
Çünkü bu defa 31 Mart Yerel seçim sonuçları ve özellikle erteleme İstanbul seçim sonucu siyasiler ve seçmen nezdinde; "Nasılsa AK Parti yine kazanır. Yenilmez ve yıkılmaz" algısının değişmesine sebep oldu.
AK Parti içinde kapalı kapılar ardında ve seçmen nezdindeki negatif sesleri de dikkate alırsak; bu iki yıllık süreç, hassaten AK Parti odaklı ve oldukça zorlu geçecek gibi.
2023 seçimine muhtemeldir ki, bugünkü tablo ile girilmeyecektir.

Bu bağlamda bakarsak Türk Siyasetinde dramatik inişler yaşanabilir.
Umulmadık yükselişler görülebilir.
Kaale bile alınmayacak oranlarda oy alan bazı partilerin anahtar konumuna geldiğini müşahade edebiliriz.
Hele de, Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi bu tür durumlara oldukça teşnedir.
Bu noktada  süreci tersine çevirmek mümkün mü.?
Sanmıyorum ama ertelemek ve geciktirmek olası.
Bu noktada "kartalvari" bir acılı süreç gerekiyor sanırsam…
Kartal türlerinden birisi, yaşı kırka gelince avlanamaz hale gelir.
Tüyleri, pençeleri, gagası işlevsizleşir.
Uçuş kıvraklığını yitirir.
Yani iyice hantallaşır.
İşte bu noktada bir şeyi çok net farketmek zorundadır, kartal.
Ya ölecektir veya oldukça acı verecek bir sürece karar verip bir kaya duvarında yeniden doğuş serüvenini başlatacak acılı restorasyonu başlatacaktır.

Kararı verirse;
Vura vura gagasını düşürecek, pençelerini sökecek ve tüylerini yolacaktır.
Ki akabinde çıkacak yeni gagası, pençeleri ve tüyleriyle eski çeviklik ve aktivasyonuna sahip olabilsin.
Sonrasında ise kendisine ilave ömür sağlayacak yeniden doğuş sürecini başlatabilsin.

Kanımca AK Parti de 18 yıldır hep iktidar, en büyük ve rakipsiz olması hasebiyle bu yeni ve çalkantılı sürecin ana aktörü olacaktır.

Eğer kartal gibi yapabilirse;

Ki, Sayın Cumhurbaşkanı’nın  liderlik potansiyeli, karar vericiliği, öngörü derinliği ile bunu yapabilirliğine inanıyorum.
Gelen ve gelmekte olan tehlikenin büyüklüğünü bizlerden daha iyi gözlediği kanaatindeyim.
Ve sanıyorum ki; hamlelerini cebine koymuş, bir zamanlama mantığıyla final hareketine hazırlanıyor.
Ama emin olun Erdoğan’ın derin siyaset okuma  yetisine ve liderlik özelliğine rağmen kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüden geçiyoruz.

Şuana dek yaptık, yapıyoruz, yapacağız gibi göstermelik değişikliklerle, reform diye gösterilen icraatlarla, vitrinize birkaç isim değişiklikleriyle bu süreç  aşılamaz.

Bu defa olmaz.
Çünkü İstanbul seçim sonucuyla cin şişeden çıktı, artık.
Daha öncesinde “başka alternatif yok, yine de en iyisi bu” diyen Türkiye sosyolojisi mental ve ruh olarak da herşeye hazır halde.

Ve ben, bu değerlendirme ve buna mümasil eleştirileri sadece muhalefetten değil, Ak Parti yönetici ve seçmeninden de öyle çok işitiyor ve dinliyorum ki…

Ve en acı olanı da; özel alanlarda of the record olarak bunları konuşanların açık zeminlerde asla eleştiri yapmamalarıdır.
AK Partiyi bekleyen en büyük tehlike ve risk de budur.

Bu yüzden, yenilenme ve tecdit’in bu defa göstermelik ve savmacı şekilde değil tam da kartalın yaptığı gibi en radikal şekilde yapılması lazımdır.

Yoksa, geçmiş Turgut Özal-ANAP ve Ecevit-DSP’nin kaderi mukadder olur.

Not: Yazdıklarım bir tespittir. AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanı’na eleştiri değildir. Ben sadece gelmekte olan siyasi sürece ve AK Parti için muhtemel tehlikelere projeksiyon yaptım. Hatta dostun dosta yapacağı uyarıyı ve gerçeklere uyandırmayı yaptım, yapıyorum. Kimse kızmasın ve alınmasın; realite bu...

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber