Trump ve yeni dünya konsepti..

Herkesin böyle “deli, manyak, muhteris” görünen  birinin Başkan olamayacağını düşünmesi istenen bir şaşırtmacaydı. Aynı bilinçli şaşırtmaca İngiltere’nin Brexit (İngiltere’nin AB’den çekilmesi) kararında da gizliydi. Gelinen noktada Kıta Avrupası denen İngiltere, coğrafi olarak Avrupa’da görünse de yönetsel zihniyet olarak Üst Akıl şemsiyesi altında ABD ile aynı noktaya gelerek AB’den bağımsızlaşmıştır.

Sovyetler Birliği dağılmasıyla iki kutuplu dünya dağılmış sanılsa da, ABD şahsında varlık bulan Üst Akıl için Rusya hala tahterevallinin diğer uzunda yer almaya devam etmiştir. Ve bu dengenin orta direği ise Türkiye’dir. Dünya’ya düzen vermek felsefesindeki Üst Akıl için bu gerçek hep vardı ve hiç değişmedi.

Değişen ve gelişen Dünya Sistematiğinde yeni paradigmalar oluşurken, değişmeyen esasa dair ana  realizm Rusya, Türkiye, Çin gerçeği idi.

Rusya ve Türkiye’nin yönetsel liderliğinde Putin ve Erdoğan varlığı ABD için de Trump’ın Başkanlığını getirdi.

Ambargolara rağmen Putin’e Rus halkının desteğinin sürmesi ve liderliğinden olan memnuniyet Trump için birincil yol açıcı etken oldu. Bunun yanında Üst Akıl’ın ABD-Rusya denge tahterevallisinin orta direği konumundaki Türkiye’de Erdoğan’ın tıpkı Putin’de olduğu gibi “radikal liderliği” de Trump için başkanlık yolunu açtı.

Ortadoğu coğrafyası ve bu topraklarda rezerv olan petrol ve doğalgaz Üst Akıl için asla vazgeçilmez bir hükümranlık enstrümanıdır. Böylesi öneme haiz bu topraklar ise bölgesel liderlikle müşterek uzlaşı  olmadan yönetilmeyecek niteliktedir. Kahir ekseriyeti İslam olan halkların yaşadığı bu toprakları tamamen uzaktan kontrolle yönetmenin mümkün olmadığının bilincindedirler. İslam coğrafyasında Erdoğan gibi halkların desteğini almış bir Türk lider varken, benzer mantalite ve reflekse sahip bir ABD liderinin varlığı gereği düşünüldü ve bu düşünce Trump’ın başkanlığını doğurdu.

Trump’la birlikte dünya konjonktörü yeni bir sürece girdi. Yüz yıllık dünya planlarının herc ü merc oluşlarını izlediğimiz bu yıllarda ABD’ye Trump’ın başkan olması kesinlikle yeni bir ivmeyi getirecektir.

Avrupa’nın “Lider sıkıntısı” yaşadığı ve iç kargaşalarla boğuştuğu bugünlerde Putin, Erdoğan Trump üçlemesi “yeni dünya konjonktörü” bağlamında mutlaka yeni bir dönemi başlatacaktır.

Avrupa İngiltere’nin de AB’den ayrılmasından sonra başı kesilmiş tavuk gibi ne yapacağını şaşırmış acziyet içinde hareket etmektedir.Avrupa hiçbir dönemde bu kadar büyük “yönetsel boşluk” yaşamamıştır. Bu lider yoksunluğu AB’nin sonunu getirecek görünmektedir. Hele de; Rusya ve

Türkiye’nin deneyimli “karizmatik liderlerle” yönetildiğini  ve ABD’nin de bir dengelemeye gittiğini düşündüğümüzde AB’nin durumu iç açıcı bir nitelik arz etmemektedir.

Trump’ı değerlendirirken sakın ha şirket yöneticiliği, geçmiş ekstra tavırları ve seçim çalışmaları esnasında dillendirdiği radikalimzi düşünerek kimse yanılmasın. Trump düşünüldüğü veya algılandığı gibi öyle aptal, patavatsız, bilgisiz ve apansız hareket eden birisi değildir. Trump’ın “algı oluşturmayı” iyi bilen, kamuoyu oluşturmakta mahir  ve son derece de zeki birisi olduğunu düşünüyorum.

Birilerinin “bu adam başkan olursa dünyayı felaket bekliyor” tarzındaki propagandist söylemlerine itibar edilmesin. Üst Akıl için ABD denilen ülke bir Başkan’a bırakılmayacak kadar önemlidir.

Yeni dönemde Trump’ın Demokrat’lardan daha net ve açık şekilde Rusya ve Türkiye ile diyaloğa geçeceğini düşünüyorum. Clinton’un diplomatik görünen sinsi ABD zihinsel riyası olmadan açık, net ve tutarlı bir politika izleyeceğine inanıyorum.

FETÖ konusunda Türkiye’nin tavrını ciddiye alarak buna uygun bir devlet refleksiyle hareket edecektir. Başkanlığa başlayacağı Ocak ayından itibaren en kısa zamanda Erdoğan ile oturarak Suriye, Irak konularını masaya yatıracağını ve bölgesel Terör konusunda ABD tavrını daha belirgin yansıtacak bir politika izleyecektir.

Üst Akıl ABD Başkan’lığı üzerinden yeni “yönetsel konsepte” girmiştir. Bu bağlamda, dünya konjonktörü yeni ve farklı bir seyir izleyecek; bu durum coğrafyamızda da belirgin şekilde kendini hissettirecektir. Öyle inanıyorum ki; bu yeni süreçte Erdoğan’ın deneyim ve liderliğiyle yürütülecek
Türk-ABD istişareleriyle Türkiye’nin bölgesel başat rolü daha da pekişecektir.

Türkiye’nin yaşadığı 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Türk halkının mukavemet ve şahlanışı, Erdoğan’nın kriz yönetimi zekası Üst Akıl için de örneklik teşkil etmiştir. Trump tercihinde bile bu darbe girişiminin bastırılması yönetiminin ve çalışkan, karizmatik, korkusuz, cesur ve disiplinli liderlik örneğinin etkili olduğunu düşünüyorum.

Kimse “algı opersyonları”na aldanmasın. Eminim Trump’lı dönem daha farklı, güzel ve ülkemiz açısından da 2023’lere daha avantajlı yürümemize vesile olacaktır.

Ayrıca 90'lı yıllarda Trump ile Malta'da bazı dostlar vasıtası ile tanışma imkanı bulmuştum,tanıdığım Trump ABD basını dahil dünya basınında anlatılmaya çalışan Trump değildi,zeki akılcı konuşmaları ile dikkat çeken karizmatik biri idi en önemliside hafif neokancı tavrına rağmen merkeze daha yakın ve zeki bir iş adamı.

Her zaman söylerim bu sözü ben tüccar adamdan hiç korkmam.

Bir sonraki Bir Portrede buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.
OGÜNhaber