Yabancı yatırımcıya engelleri temizleyelim..


"En Sıcak Eylül" dediğim süreçte, bazı eksiklere rağmen siyasi, ekonomik ve diplomatik adımlar gereğine uygun şekilde atıldı.

Hazine ve Maliye Bakanı'nın gerek OVP ve gerekse de sonraki adımları ekonomik gidişata dair normalleşmeyi getirmeye başladı.

Bundan sonra özellikle Kamu maliyesi içerikli gider azaltıcı-gelir artırıcı iş ve işlemler önem kazanıyor.

Evet; yapılan görüşmeler ve siyasi boyutlu olaylar konusunda sağlanan mutabakatlar ve uluslararası işbirliğini tesis edici, hızlandırıcı adımlarla ekonomik düzelme süreci başladı, başlatıldı.

Ama asıl mücadele içeridedir.

Kendi bünyemizde yapmamız gerekenleri yapıyor muyuz..!

Bence en önemli evrelerden birisi budur.


Kamu maliyesine dair gelir artırıcı-gider azaltıcı adımları atıyor muyuz, beklenen şekilde atabilecek miyiz, kamu bürokrasisini kamusal israfın önlenmesi konusunda aktive edebilecek miyiz..

Konuya dair daha pek çok  madde var ama bugün yabancı yatırımcı ve finansın ülkemize gelişine dair engellerin azaltılması, kolaylıklar sağlanması hususlarına parmak basmak istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Maliye Bakanı'nın bu konuda büyük çaba ve gayret içinde olduklarını görüyor ve biliyorum.

Mevzuat değişikliği, kararname ve yönetmelikler çıkartılması gibi gereken her tür kolaylaştırıcı düzenlemenin yapıldığı bir gerçek.

Ama ne yazık ki; kamu bürokrasisinin hala yabancı yatırımcı ve sermayeyi sanki hasım gibi gördüklerini müşahede ediyorum.

Bu çok acı bir realitedir.

Maalesef sorumluluk almaktan kaçan, topu taca atan, "neme lazımcı" bir bürokratik zihniyetin yabancı sermayeye takoz olduğunu görüyorum.

İçeride ve dışarıda iş ve finans çevreleriyle sürekli teşriki mesai içinde bulunan birisi olarak; konuya dair sürekli şikayetler alıyorum.

Gerek hazine bürokrasisi ve gerekse de bankaların zorlaştırıcı ve inisiyatif almayan tavırları yabancıları  hala canından bezdirmeye ve ülkemize gelme konusunda geri adım atmaya sevkediyor.

Kimse kızmasın ama adeta sermaye düşmanlığı yapılıyor.

Yetkili ve sorumluluk merciinde olanlar bile, yatırımcı ve sermayedara illa ki Cumhurbaşkanı'na ulaşma zorundalığı hissettiriyor.

Buradan sesleniyorum...

Cumhurbaşkanı'nın ve Sayın Albayrak'ın yabancı yatırım ve sermaye konusundaki hassasiyetlerine rağmen hala zorluk çıkartıyor, suyu yokuşa sürüyor ve canından bezdiriyorsanız, bu ne milliliktir ve ne de vatanseverliktir.

Bilakis cahilane veya korkakça ülkeye zarar vermektir, ekonomiye köstek olmaktır ve aptalca bir ihanettir.

Bu kadar açık konuşuyorum, kimse alınmasın.

Bu ülkede taş üstüne taş koyacak, yerli-yabancı herkesin önünü açmak yetkili makamlardaki herkesin görevidir.

Aksi ise, görevi ihlal etmektir.

Bu kritik süreçte Sayın Cumhurbaşkanı'nın ekonomik seferberlik dediği bu sürece katkınız olmayacaksa; bari gölge etmeyin ve çekilin ki; sorumluluk alıp inisiyatif kullanacaklar gelsin.

Yok efendim Masak incelemesiymiş,

Hazine izniymiş,

Merkez Bankasında bekletiliyormuş,

Paranın menşei nasılmış,

Şu evrak eksikmiş, bu yazı yokmuş, filan imza çirkinmiş,

Gibi gibi, akla mantığa aykırı bir sürü köstekle yabancı sermaye  ürkütülüyor.

Beyler, bayanlar; para güvenli liman ister.

Ve ekonomileri gelişmiş olan Avrupa ülkeleri bile yabancı yatırım ve sermayeyi çekmek için büyük kolaylıklar, teşvik ve cazip teklifler sunarken bize ne oluyor..!

Bize göre kat kat gelişmiş ekonomileri varken yabancı yatırımcıyı kapıda karşılıyor ve onların kamusal iş ve işlemlerini kendileri çözümlüyorlar.

Bizde durum ne...

Zaman katliamı, kaynak israfı, bugün git yarın gel mantalitesi ve nihayetinde "kahretsin arkadaş, Türkiye'de yatırım yapmaya niyet ettiğime bile pişman oldum" hayıflanmasıyla gerisin geriye dönüp giden ve bir daha da Türkiye'ye gelmem diyen bir sürü yatırımcı...

Aklımızı başımıza alalım,

Bu ülke hepimizin.

Sorumluluk ne sadece Cumhurbaşkanı'nındır ne Maliye Bakanının ve ne de bilmem hangi yetkilinindir...

Devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar herkes sorumludur, mesuldür ve zorunludur.

Konuya dair sorunlar, kırtasiyecilik ve bariyer olma durumları ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır.

Finans ve bankacılığa dair bürokrasi derhal uyarılmalı ve yabancı yatırımcının sorunlar giderilmelidir.

Örnek vereyim;

Uzak Doğulu bir yatırımcı 150 milyon Euro'luk bir yatırım yapacak.

Tarım Bakanlığı bürokrasisi ayrı bir sorun,

Bankacılık sektörü ayrı bir sorun,

Hazine ayrı bir sorun,

Mali denetim birimleri ayrı bir sorun çıkartıyor.

Bir yılı aşkındır yatırımcı bir arpa boyu mesafe katedememiş.

Halbuki bizim bu yatırımcıya çalışma izninden vatandaş olmasına kadar, bürokratik işlemlerinden fon transferine kadar tüm sorunları giderip, bir an evvel gel buyur yatırımını yap dememiz lazım değil mi.!

Bunları söylerken de, kamu bürokrasisi içinde işini iyi yapanları istisna tutuyorum ve cansiperane hamiyetle gayret edenler eleştirimin dışındadır.

Amacım; eksikliği dile getirirken, işini iyi yapan, çalışan ve çabalayan devlet yetkililerinin de  şevkini kırmak değildir.

Son bir husus da;

Bazı duyumlar alıyorum, kulağıma bir şeyler çalınıyor.

Milli ekonomi için seferberlik içindeyken hala birilerinin yurtdışına para götürmeye çalıştıkları haberleri geliyor.

Doğru veya yanlış; onu bilemem.

Ama ekonomik psikolojinin algıları yönettiği, algının da iniş ve çıkışa neden olabildiği bu kırılgan dönemde bu tarz duyumların şuyuu vukuundan beter olumsuzluklara sebebiyet verdiği ve vereceği bir gerçektir.

Böylesi bir evrede eğer yapılıyor ise, böylesi iş ve işlemler ihanettir, hainliktir.

İlgili ve yetkili merciilere buradan diyorum ki; yabancı yatırımcıya zorluk çıkartmak, köstek olmak yerine, enerjinizi bu konulara sarfedin ve ülke ekonomisine saplanan hançer mesabesinde olan para kaçırmalara engel olun.

Bu arada çevremden dostlardan kısaca her taraftan duyuyor dinliyorum.

Konkordato ilanları peşpeşe geliyor.

Yabancı sermaye ve yatırımcı derken de, bu zordaki şirketlerimizin haraç-mezat yabancılara satılmasını asla kastetmiyorum.

İlgili ve yetkili konumda olanların kendi milli firmalarımızın zor durumdan kurtulması için yakın zamanda ciddi ve reel düzenleme yapacağına inanıyorum.

Bu konuyu daha sonra genişçe irdeleyeceğim.

Son olarak;

Lütfen ve lütfen servet düşmanlığı yapmayalım.

Yatırımcının önünü açalım ve sermayenin önündeki bariyerleri temizleyelim.


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber